bugün
yenile

    sözlük yazarlarının yazdığı yazılar

    5
    +
    -entiri.verilen_downvote
    feridun gecenin karanlığında yürürken etrafını ihtiyacı olduğu düşüncesizlik ve saflıkla izliyordu. tıpkı küçükken ailesinin onu büyükannesi ve dedesinin yanına bıraktıktan birkaç yıl sonra almaya geldiklerinde yüzlerine bakıp ''küçük annemle, babam'' derken hissettiklerini hissediyordu. daha 4-5 yaşlarındayken öğrendiği bu gerçeğin oluşturduğu boşluk ve alışma gereksinimini şu an daha etraflıca hissediyordu. istanbul'a geldiğinde köyde alışık olduğu hayatı bulamadığından ilk kakasını evin koridoruna yapmıştı. büyüyüp de daha yetişkin sayılmadığı şu dönemde yaptığı her harekette sanki yaşadığı evin ortasına sıçıyormuşçasına yanlış geliyordu. ailesinin kendisiyle ilk baş edemeyişi tabii ki bu kaka sorunu değildi. daha doğmadan hissettirmişti sanki olacakları. annesinin kendisini istemeyip düşürmeye çalışmasına onu felç ederek karşılık verip yaklaşık altı ay on günlük doğdu. ilk intikamında ilk ölüm tehlikesini yaşadı. erken doğduğu için olan risklerini uzun bir tedavi süreci ardından atlattığında ailesi de onu kabullenmiş olacaktı ama o yine hastalandı. kalan yaşantısında hergün göreceği iki kişi onunla ilk kez başa çıkamayaklarını anlayıp onu köylerine, onları büyüten ebeveynlerine yolladılar. okula başladığında öğretmenlerinin ilgisinden her zaman rahatsız olmuştu. beşinci sınıfta matematik dersinde öğretmen ona iki kağıt verip ''bunlardan hangisiyle sınav yapayım'' dediğinde gururu okşanmamış yanındaki arkadaşından utanmıştı. üstünlüğün hiçbir zaman doğuştan gelen şeylerde olduğuna inanmadı. bu yüzden de ileride kendini kandıran insanlara itiraz ettiğinde onlara duymak istemedikleri şeyleri söylediği için azarlandı. insanların duymak istemedikleri şeyleri söylediğinizde yapabilecekleri inanılmaz acımasız ve iki yüzlüceydi. ilerleyen dönemde okul hayatının da kontrolünü bu yüzden kaybetti. o gün matematik dersinde kendinden utanan çocuk bugün boşverip de yapmadığı seçimlerden dolayı matematik okuyordu. ya da okumuyordu. ailesinin yanına ilk geldiğinde susmayı öğrenmişti. okulda da ona zaten bildiği okuma yazmayı ve dört işlemi öğretiyorlarken kattıkları tek şey susmak olmuştu. her zaman susup düşünürdü zaten. çünkü konuşursa yaşatamayacağı şeyler vardı kafasında. çevresindekilerden farkını ortaya koymak yerine saklamıştı... inancını sorguladı ve sustu. aşık oldu ve sustu. dünyayı sorguladı, ondan nefret etti yine sustu. ya da ailesi öyle sanıyordu. çünkü ailesi ona sadece susmayı ve boş konuşmayı öğretmişti. ailesiyle konuşamazdı bu yüzden ve ailesine sustu. konuştu, her zaman bir yerlerde birilerine konuştu aslında. sadece konuşmalarının sonuçları istediği gibi olmadığından değerleri olmamıştı. çoğu zaman konuştukları için okulunda cezalandırıldı çünkü okulu ondan sadece iyi matematik bilmesini bekliyordu, konuştukları yüzünden ailesi tarafından -ailesiyle konuşmamasına rağmen- çevresinden soyutlandı, konuştukları etrafındakilerin duymak istemedikleri şeyler olduğu için hep bedel ödemek zorunda kaldı. bu bedel aldığı cezalar ya da polisten yediği bir cop darbesi olamazdı asıl bedel etrafındakilerin onu anlamamasıydı. feridun şimdi gecenin karanlığında yürürken aslında etrafını susarak izliyor. ailesinin, okulunun ve çevresinin ona öğrettiği çaresizlik hissini sonuna kadar yaşayarak susuyor ve bu yüzden de düşünmemeye çalışıyor çünkü düşündükleri söyleyemeyince ona acı veriyor. feridun aslında bu gece aldığı yaralarla yolunun azını yürümüş, kalan yaşayamayacağı uzun kısmına yürüyor...
    0hakan günday'a ekmek banmış bir yazı gibi olmuş, başarılı - erik seven hatun 11.10.2019 01:03:13 |#3766893
    ... diğer entiriler ...