bugün
yenile

    islamiyetin kadına verdiği değer

    11
    +
    -entiri.verilen_downvote
    (#2108335) gece gece gerçekten yazmak istemezdim ama rahat duramıyorum. verdiğim entryden bir kaç alıntı yapıp bir kaç fikir paylaşmak istiyorum. bunu da arkadaşın "fikirlere açığım" demesinden dolayı yapıyorum. baştan anlaşalım başlık islamda kadının yeri olarak açılmış. i̇slam ülkelerinde kadın ne durumdadır, türkiyede ne durumdadır, mezheplerde ne durumdadır konumuz değil. konu islamsa öncelikli olarak islami kaynaklardan ilerlemek gerekir. öncelikle söyleyeyim uzunca bir süredir islam ile yakından ilgileniyorum. elimden geldiğince kuran'ı anlamaya çalışıyorum. kuran kendisi için tek ve yeter kitap olduğunu söylese de her kesim insan tarafından spekülasyonlara sebebiyet veren hadisleri de elimden geldiğince taramaya çalışıyorum. tanrı felsefesiyle ve işin teolojik boyutuyla da ilgileniyorum. ki zaten bu sözlükte bu konular üzerine 200 civarı sayfa yazı yazdım. ama maalesef kadın meselesi üzerine çok eksiğim var bunu kabul ediyorum. en azından yüzeysel yaklaşmak istemiyorum diyeyim. bunları söyleme gereği gördüm çünkü yukarıda beni rahatsız etmiş olan bir cümle beni buna itti ve bu sebepten entry yazma gereği duydum. arkadaş demiş ki; "hadisler islam için en güvenilir kaynaklardır şimdi gelip de 'sadece kuran' bilmem ne demeyin." şimdi arkadaşa sormak lazım hadisleri hangi tenkit metotları uygulayarak islamın en güvenilir kaynağı ilan etti acaba? yani bu cidden güçlü bir iddia. arkadaşın en azından islama inanmadığını tahmin ederek söylemek gerekirse hadisleri en güvenilir kaynak olarak ilan etmesi için elinde hangi geçerli sebepler vardır? bak bu soru kurandan bağımsız bir sorudur. öyleyse kuran da güvenilmez kaynaktır demek soruya cevap vermez. kuranın güvenilirliği başka bir mesele. ben açıkçası son derece aşikar bir biçimde hadis külliyatının yalanlar, uydurmalar, çarpıtmalar, iftiralar ve çelişkilerle dolu olduğunu son derece basit metotlar ile kendisine ispat edebilirim. en önemlisi de şu; o en güvenilir kaynak diye öne sürdüğü hadisler içerisindeki en mütevatir hadislerden bir tanesi de peygamberin parmakları ucundan su akıttığının rivayet edilmesi. ya da ayı ortadan ikiye yardığını gördüğünü iddia edenlerin rivayetleri. madem en güvenilir kaynak bu ve sahih hadislerde bu da var neyini tartışıyoruz öyleyse? bir adam ayı ikiye yarıyorsa elbette peygamberdir. toplayalım tezgahı secdeye kapanalım zira ayı ikiye yaran bir adam varsa ortada isterse kadınları kümeslere bağlayın desin sorun olmaz. burada izaha muhtaç çok daha sansasyonel bir vakıa vardır çünkü. şimdi bir adam ben peygamberim dese ve şüphesiz bir şekilde mucizeler göstermiş olsa ama senin öğretilerin çok gayri ahlaki kabul edemem mi diyeceksiniz? burada daha mühim olan gösterdiği mucizeleri taca çıkarmak değil midir? (peygamberin mucizesi var demiyorum. hadisler güvenilirse o hadislerdeki diğer isnatlara da muhatapsınız diyorum.) hadis konusu hakkında çokça yazdım isterse tek tek o yazıları da editleyebilirim. hadis literatürüne güvenmemek kuran müslümanı olmanın sonucu olmanın yanında hiçbir inanca bağlı olmasam bile durumun zorunlu sonucudur ve rasyonel bir tavırdır. bu sebeple hadis mevzunu burada şimdilik kesiyorum. hadisler üzerinden kadını aşağılayan bir kaç hadis örneklemiş. i̇şte sorun da bu zaten. aynı yöntemleri kullanarak ben de aynı kaynaklardan yararlanarak buraya "uff islam kadına aşırı değer vermiş" minvalinde hadisler yazabilirim. çünkü aynı sahih hadislerde bu şekilde hadisler de var. (azlar ama varlar :)) burada acıklı olan insanların keyfine göre hadisleri ayırması. hadisleri yüceltmek adına "iyi içerikli" hadisleri kullanan insanlar ile islamı aşağılamak için "kötü" hadisleri kullanan insanlar arasında sıkışıp kaldım. bu bile hadislerin güvenilmez olduğunun küçük bir delilidir. bunun islam ile inanmak ya da inanmamakla alakası yoktur. gelelim bahse konu olan islamın kadına vermiş olduğu değer üzerine ortaya atılan iddialara. öncelikle islamda kadının itaat edeceği merci kocası değil allah'tır. aynı itaatkarlık zorunluluğu zaten erkekler için de belirtilmiştir. diyelim ki arkadaşın bahsettiği gibi kadına hiç değer verilmemiş, kocası tek otorite kabul edilmiş olsun. peki mücadele suresini ne yapacağız? sure şu şekilde başlarken islam kadına nesne muamelesi yapmıştır nasıl diyeceğiz? "kocası hakkında seninle tartışan ve allah'a şikayette bulunan kadının sözünü allah işitmiştir." peygambere kocasını şikayet eden ve konu hakkında peygamberle yani allah'ın elçisi, toplumunun lideri, ordusunun komutanı olan peygamber ile tartışan bir kadın var hem de kocası hakkında! örneklenen hadisler ışığında peygamberin "sus! kocana itaatsizlik yapamazsın, ne cürretle böyle konuşursun" demesi gerekmez miydi öyleyse?" aksine kuran o tartışmada kadının istediğini kendisine vermiştir. peki ya nur suresinde kadının zina konusunda şahitliği erkeğin önüne geçmesi durumunu nereye koyacağız? hep bakara'daki şahitlik meselesi konuşulur. buradaki meselede kadının şahitliği erkeğin şahitliğini tümden düşürüyor. söz gelimi bir erkek karısını zina yaparken gördüğünü iddia ettiğinde kadın bunu yalanlarsa islam hukukunca erkeğin değil kadının sözünün esas alınmasını nereye koyacağız? i̇slamda kadın şöyle üstündür ya da şöyle alçaktır gibi bir tasnif esasen mümkün değildir. erkeklerin ve kadınların farklı üstünlükleri vardır. aslında genel manada mesele cinsiyetler üzerinden asla değildir. durum basittir: ey insanlar! biz sizi bir erkek, bir dişiden yarattık ve birbirinizletanışmanız için sizi halklar ve kabileler kıldık. şüphesiz allah katında en üstün olanınız takvaca en ileride olanınızdır. hucurat/13 üstünlük ne erkeklikte, ne de dişiliktedir. basit bir tanım ile takvadadır. kuran kadın ile erkek ilişkisini ne şekilde konumlandırıyor peki? bu konuda kuranın harikulade bir benzetmesi vardır: ...onlar sizin için bir elbise, siz onlar için bir elbisesiniz... (bakara/187) allah karı koca ilişkisini birbirlerinin giysisi olarak belirliyor. ayrıca bunu tek taraf için değil iki taraf için de söylüyor. esasında uzatmanın alemi yok islamda kadın erkek ilişkilerinde durum şöyle özetlenebilir; mümin erkeklerle mümin kadınlar birbirlerinin dostlarıdır. (tevbe/71) bir de başka bir meseleye değinmek istiyorum. i̇slam ülkelerinin mevcut şart ve geleneklerde uyguladıklarından ve bir takım rivayetlerden referans alarak kadının 2. plana atıldığını öne sürüyoruz da aynı islam başlığında bir de hz. aişe diye bir figür var. bunu neden gözden kaçırıyoruz. bizzat peygamber ahlakını en iyi özümsediğini varsaydığımız kadın hz. aişe'dir. i̇slam tarihinin en baskın figürlerinden bir tanesidir. kadını evinden çıkarmayın itin kakın örseleyin, erkeklerle konuşmayın hadislerini öne sürüyoruz ama sırf hz. aişe'den rivayet edilen yüzlerce hadis var. sadece onun anlatıları islam tarihinin büyük kısmını oluşturur. kadın çalışamaz, erkeklerle muhatap olamaz diyorsunuz ama genç yaşında dul kalmış bir hz. aişe var yeri gelince koca bir orduya komutanlık yapmış bir hz. aişe'den bahsediyoruz. :)) bunlar biraz mevcut görsel üzerine oluşan kuruntular maalesef. bir de islam ülkelerinde ateizm, allah'ın varlığı tartışılamıyor demişsiniz ki doğrudur ama kuran böyle demez. hatta kuran inanılmaz şekilde sözlü münakaşaya önem verir. elçisine bunu öğütler. en önemlisi kalbe değil akla dayalı bir tartışma önerir. bu yüzden kuran duygusal değil rasyonel bir tavır takınır. örnek: yoksa yaratmaya başlayıp sonra tekrar tekrar yaratan ve sizi gözeten ve yerden rızıklandıran mı hayırlı? allah'ın yanında bir ilah mı var? de ki: "getirin susturucu kanıtınızı, eğer doğru sözlüler iseniz." (neml/64) "yahudi yahut hıristiyan olandan başkası cennete asla giremeyecek." dediler. bu, onların hayalleri, kuruntularıdır. de ki onlara: "eğer doğru sözlü iseniz hadi getirin susturucu kanıtınızı!" (bakara/111) yoksa o'nun dışında bazı ilahlar mı edindiler? de ki: "susturucu delilinizi getirin! benimle beraber olanların da benden öncekilerin de zikir'i budur. ne yazık ki onların çokları hakkı bilmezler; bu yüzden de yüz çevirirler." (enbiya/24) kuran ısrarla doğru söylüyorsanız getirin bir delil diyerek meydan okur. tartışmaya açıktır. akli deliller, günümüz tabiriyle felsefi deliller ortaya koyar. i̇kna için düşünmeye davet eder. resullulah'ın hayatı insanlarla tartışmakla geçmiştir. rabbinin yoluna hikmetle, güzel öğütle davet et ve onlarla, en güzel olan neyse o yolla mücadele et. şüphe yok ki rabbin, kendi yolundan sapanları en iyi bilendir. ve o, gerçeğe kılavuzlananları da en iyi bilendir. (nahl/125) bu ayette onlarla en güzel yolla mücadele et diye çevrilen kısmın arapça karşılığı türkçeye de geçmiştir. "câdil-hum" cedel kökünden gelir. cedelleşmek olarak eskiden kullanırmış. tartışmak sözlü münakaşaya girmek demektir. i̇slam ülkelerinde despotizmin yaygın olması tarihsel sürecin sonucudur oysaki kuran bu despotizmden uzak bir şekilde; dinde zorlama yoktur der, hak ile batıl ayrılmıştır der, dileyen öğüt alır dileyen yüz çevirir der, biz ona yol gösterdik ister kabul eder ister kabul etmez der, en kötü senin dinin sana benim ki bana der, elçisini de uyarır onları biz isteseydik yola getirirdik sen mi zorlayacaksın der. vs. vs. i̇slam ülkelerinde tartışılmıyor olmasının suçunu kurana atamayız. kuranda yığınla "dediler ki" kalıbı vardır. bizzat o dönemde peygamberin müşriklerle, yahudilerle, hristiyanlarla olan tartışmaları anlatılır. onlar dediler ki diyerek argümanları ortaya konulur ardından ayetle cevapları da verilir. bizzat teolojik tartışmalar kuranın kendi içerisinde de vardır yani. :) hadislerdeki kadın ile kurandaki kadın portreleri elbette farklıdır. kuranda hadislerde anlatılan allah'ın laneti kadın figürü asla yoktur. haa neden hadisler güvenilir değil, ciddiye alınmaz o ayrıca tartışılır ama hadislerdeki bokları da kurana atarak islamda kadın böyledir demek de insaflı bir yaklaşım değil çünkü hadislerde aksi durumları da vardır. i̇slam kadını bazı noktalarda kısıtladığı gibi bazı noktalarda da erkekten daha avantajlı kılmıştır. garip bir denge vardır. bir yönünü alarak olaya tek taraflı bakmak hoş değil. edit: kadın ve erkeğin allah katında denk tutulmasının bir örneği de ahzap 35'tir. allah şu kişiler için bir affediş ve büyük bir ödül hazırlamıştır: müslüman erkekler, müslüman kadınlar, mümin erkekler, mümin kadınlar, itaat eden erkekler, itaat eden kadınlar, özü sözü doğru erkekler, özü sözü doğru kadınlar, sabreden erkekler, sabreden kadınlar, allah korkusuyla ürperen erkekler, allah korkusuyla ürperen kadınlar, sadaka veren erkekler, sadaka veren kadınlar, oruç tutan erkekler, oruç tutan kadınlar, ırz ve iffetlerini koruyan erkekler, ırz ve iffetlerini koruyan kadınlar, allah'ı çok anan erkekler, allah'ı çok anan kadınlar. allah erkeği ayrı, kadını ayrı zikrederek bir analoji kuruyor. ;)
    1şuan tam anlamıyla kurana göre hareket eden, ya da kurandan feyz alan diyeyim; kaldıysa zaten haklısın ama şuan herkes kendi islam dünyasında yaşıyor. - vazgecis 12.10.2017 04:26:02 |#3659318
    3gerçek şu ki, dinlerini parça parça edip kendileri de gruplaşanlar, sen hiç bir şeyde onlardan değilsin. onların işi ancak allah'adır. sonra o, işlemekte olduklarını kendilerine haber verecektir. (enam/159) - devriksekiz 12.10.2017 04:27:29 |#3659387
    1surelerden alıntı yapamam belki ama, insan merakla bekliyor sayın yazar. - vazgecis 12.10.2017 04:29:19 |#3659520
    butun yorumlari goster (12)
    ... diğer entiriler ...