bugün
yenile

    uyanış

    7
    +
    -entiri.verilen_downvote
    kısmetse, şubat 2018 gibi çıkacak ikinci kitabımın ismi. ana karakter bir kadın. ve onun bir sabah alarmın çalmasına 8 dakika kala uyanıp işe gitmekten vazgeçip tüm günü dışarıda sadece yürüyerek geçirmesi üzerine. daha fazla spoiler vermeyeyim. naçizane, varoluş üzerine bir kitap olacak. bari kitaptan bir bölüm ekleyeyim; daha tam bitmemişken hem de; ***alıntı*** bir ip gibi akıp giden caddede herkes sanki bir yerlere geç kalmamak için hızlıca yürüyordu. kendisi de buna ayak uydurmak zorunda olduğunu hissetti. her şeyin bu denli hızlı tüketildiği bir devirde yavaş olmak suçtu. herkesin sürekli konuştuğu bir devirde susmak, en büyük kusurdu. biliyordu. her şeyi biliyordu. sorunun ne olduğundan artık emindi. her şeyin son sürat tüketildiği bu aceleci sisteme ayak uydurmanın tek yolu delirmekti. gel gör deliremiyordu. delirdim diyen ilgi budalalarına inat hala zihni son sürat çalışıyor ve tüm düşünceler birbirine çarpmadan yol alıyordu. ve o düşüncelerin hızına yetişemiyordu. zihni sonsuzlukta tur atıyordu. ne ara bu hale gelmişti, hatırlamıyordu. böyle doğmuş olabilirdi. bu gerçekle yüzleşmesi için de sadece herhangi bir kişi veya olayın gelip en baştaki domino taşına dokunması yeterli olmuştu. kendisi ölene dek o taşlar birbirini devirecekti. ölene dek içinde gerçekleşen yıkımdan hiç kimsenin haberi olmayacaktı. bu durumu gizlemek içinse mutlu ve huzurlu olduğunu söyleyen herkesi taklit edecekti. hatta belki evlenecekti. çocukları olacaktı. onlara üniformalarını giydirip sabahları okula götürürken bile bu düşüncelerden kurtulamayacaktı. zihninin nerelerde tur attığını kimse bilemeyecekti. ne hayatını paylaşacağı o olası erkek ne de çocukları. her gece, oturduğu dairenin kapısının önüne koyacağı çöpü alan apartman görevlisi de bilmeyecekti. çöpün yanına bir bardak sıcak çay ve sandviç koyan kadının tüm çabasının normalleşmeye çalışmak olduğunu. nereden bilebilirdi ki? ölümsüzlük bulunsa bile bir insanın kalp ve zihnini başka bir insana monte etmedikçe hiç kimse aynı şeylere aynı derecede üzülüp yine aynı derecede sevinmeyecekti. şimdiye dek sevinip üzüldüğünü iddia edenler ise yalan söylüyordu. zira bu çağ, damdan düşenin halinden damdan düşenin bile anlamadığı bir çağ oluyordu. o düşenlerden zayıf olanın kıçı daha fazla acırken diğerinin etli kıçı, zeminle bedeni arasında hava yastığı görevi görüyordu. bu öyle bir devirdi ki herkes kaybetmeyi göze alabildiği şeyler miktarınca sevip seviliyor, gülüp üzülüyordu. bu çağa ve insanına ise modern deniyordu. ***alıntı***
    35kısmetse yazar alımı ne zaman açılıyor? havasız kaldık burada. - rakunettin 21.11.2017 08:07:42 |#3545548
    4i̇çerde kaldık abi - hedwig 21.11.2017 19:37:12 |#3563806
    ... diğer entiriler ...