bugün
yenile

    oblomov

    8
    +
    -entiri.verilen_downvote
    ivan gonçarov şaheseridir. zira romanda çağımızın toplumsal eğilimlerinden ve kendimize dair ipuçlarından görmek eşsizdir. "yüzyıllar yüzyılları izliyor ve yarım milyon tembel mıymıntı insan büyük bir uyuşukluk içinde pinekleyip duruyor." öncelikle fazlasıyla uzun bir roman. konusu da başka bir yazarın elinde olsaydı, belki de 40 - 50 sayfalık eğlenceli bir öyküye dönüşebilirdi. ama gonçarov bambaşka bir şekilde ele almış konuyu. dikkatini çeken bir konunun üzerine gidip yakasını bırakmamış, o konunun nedenlerini ortaya çıkarana kadar irdelemiş, ikinci olaylarla bağlarını kurmaya çalışmış. bunu bazen abartmış olsa da geneli baz alarak konuşursam; iyi ki de yapmış diyebilirim. --- spoiler --- gelelim romanın kısacık özetine: ilk bölümde; oblomov divanında yatar. zaten onun en karakteristik özelliği de budur, sürekli yatması :d ikinci bölümde; oblomov olga adında bir kıza aşık olur, olga da bizimkine aşık olur. üçüncü bölümde; olga oblomov'dan ayrılır, çünkü oblomov konusunda yanılmıştır. dördüncü bölümde; olga oblomov'un arkadaşı ştolts ile evlenir. oblomov da oturduğu evin sahibi olan kadınla evlenir. bütün roman bundan ibarettir. (şimdi şu yazdığım özeti okudum da, lan bu bildiğin entrika kokan türk dizisi :d kavak yelleri mi ne vardı, nedense o diziyi anımsadım şu an. bu söylediklerim için affet beni gonçarov...) --- spoiler --- neyse, konuya dönelim; romanı okumaya başladığınızda, romandaki bazı kısımlar için "romanda yer almasa da olurmuş." diyebilirsiniz. zira roman buna çok müsait. ama romanı okumayı sürdürdüğünüzde, romanda çizilmeye çalışılan dünyanın içine girerek yazarın anlattığı her olayın, her ayrıntının neden - sonuç ilişkisi içinde gerekliliğini ve doğallığını kabul edersiniz. bir zaman sonra da kendinizi kahramanlardan biri olarak görürsünüz. romanı okuyup bitirdikten sonra da, yazarın sizi alıp götürdüğü dünyanın içinden çıkmanız biraz meşakkatli olabilir. yaşadıklarınızın, alışkanlıklarınızın, sizle - oblomov arasındaki benzerliklerin gün geçtikçe daha çok farkına varırsınız. hatta kimi zaman düşünce dünyanıza yeni şeylerin eklendiğini ve bazı bulguların sizde izler bıraktığını idrak edersiniz. zaman zaman da bazı sayfaları tekrar tekrar okuyup üzerinde düşünmeye, tartışmaya, iç dünyanızda hesaplaşmaya başlarsınız. romanın belki de en sıkıcı yanı olan ayrıntılarının, böylesine bir albenisi ve cazibesi de var. ve bence gonçarov'u diğer yazarlardan ayıran en kıymetli unsur da tam olarak bu. sonuçta hayatı bu şekilde yansıtabilmek de ayrı bir özellik. yazarın bahsettiğim o enfes yeteneğinden bir kuple; "her ne kadar aşkın ele avuca sığmaz bir şey, insanı durup dururken hasta eden bir illet olduğu söylense de onun kendine göre nedenleri ve kanunları vardır. bu kanunlar henüz layıkıyla incelenememiştir. çünkü aşka düşen bir insanın kendi ruhunda filizlenen bu duyguyu, gözlerini bağlayan büyüyü, bir bilgin gözüyle izlemeye vakti yoktur. kalbinin ne zaman ve nasıl hızla çarpmaya başladığını, nasıl birdenbire kendini feda edebilecek kadar güçlü bir bağla bağlandığını, nasıl kendini unutup sevgisiyle bir olduğunu, zekasının nasıl uyuştuğunu ya da alabildiğine inceldiğini, iradesinin, düşüncesinin nasıl esir olduğunu, dizlerinin nasıl titrediğini, ateşinin nasıl yükselip gözlerinin nasıl yaşla dolduğunu göremez..." not: ben seviyorum oblomov denilen temiz yürekli tembeli :d nedendir bilmem ama onun divanında yatıp durması, ne dostluğun, ne aşkın, ne de herhangi bir şeyin bu tembelde en ufak bir kıpırdanma yaratamamasından çok hoşnutum :d
    0#1922974 hayır ben daha çok seviyorum oblomov'u :) ayrıca hani 4 bölüm şeklinde açıklamışsın ya, aslında olaylar arasındaki ilişkilerle okuyucuya çok şey söylenilmek istenmiş, yani roman ondan ibaret gibi gözükse de altında çok göndermeler var. zaten çıktığı dönem itibariyle de fazlasıyla bunun izlerini görüyoruz. ama seninde dediğin gibi, boğucu ayrıntılarının yanı sıra, bu uzun romanı çekici kılan şey; dönemini güzel bir kurguyla harmanlayıp yansıtabilmiş ve kendimizden bir iz taşıyor olmasıdır - kizilotesii 07.09.2017 12:45:48 |#3369488
    0ne demek ben daha çok seviyorum? şimdi seni düelloya davet ederdim de oblomov kadar olmasa da bir şeyler yapmaya üşeniyorum :d onun dışında; bana söylenecek söz bırakmamışsın. romanı dört bölüme konusu itibariyle yapabildim. zaten başka türlü de yapamazdım. velhasıl; çok güzel kitap bee :d - louis froziel 07.09.2017 13:39:37 |#3372033
    0şimdi seni düelloya davet ederdim de salça kaynatıyoruz :d biz oblomov'u sözde değil özde sevenlerdeniz. tabi ki hazır salça alacak değiliz, mis gibi kırsal yaşantımızla sahalardayız efenim. #oblomovunaskerleriyiz. - kizilotesii 07.09.2017 13:47:09 |#3372368
    butun yorumlari goster (24)
    ... diğer entiriler ...