bugün
yenile

    laiklik elden gidiyor

    6
    +
    -entiri.verilen_downvote
    bazı noktalarına katıldığım söylem. çoğu yazar arkadaşımız kendince özetlemişler bu konuyu. ben de 13 yıldır yapılan olaylardan aklıma kazınanları paylaşarak bu teoriyi destekleyim. en yakın zaman da gerçekleşen olayı ele alalım. başbakan davutoğlu imzalı yayınlanan resmi bildiri de diyor ki "kamu kurumunda çalışanlar cuma namazına denk gelmesi halinde mesai kaybı olmadan izin alabilir" ibaresi var. bu zaten kamu kurumlarında olan bir durum ve bu konu çoğu platformda tartışıldı edildi. bir başbakanın görevi bu bildiriyi yayınlamak değildir. dini özgürlükler adı altında sadece sunni müslümanlara tanınan bu hak, mezhep ayrılığına ve mahalle baskısına dönüşür. laiklik bu olayın neresinde derseniz de kamu kurumlarında zaten dini ibadet serbestliği hep vardı. bu tarz subjektif yaklaşımlar din gibi hassas konularda toplumlarda ayrılığa ve çatışmaya yol açar. din ve siyasetin birbirinden ayrılması özetiyle laiklik ilkesi bu son olayda bile yara almıştır. devletin kurumları anayasada ki belirlemelerde laik ve tarafsız olduğu vurgulanmıştır. ancak sunni mezhep yüzünden kamu kurumuna böyle bir uygulama yaptırmak laiklik ilkesine aykırıdır. bir başka olayı daha ele alalım. 81 anayasasında köklü değişiklikler yapılmıştır. bugün geçerliliğini koruyan bu anayasa da "zorunlu sunni din dersi" verilmesi o günlerden bugüne gelebilen bir hadisedir. nitekim bırakın din dersini, ilkokul talabelerinin türbanla okula girmesinden birçok bu tarz olaya da imza atılmıştır. 28 şubat diye mağdur edebiyatı yapan orta kesim, istediği tüm islamik devrimlerini yavaş yavaş gerçekleştirmeye başlamıştır. açıkcası laiklik bu ülkede asla tam oturmayan sistem olarak kalmıştır. cumhuriyet döneminden bugüne kadar neredeyse iktidarda sağ partiler kalmış, laiklik halk tarafından asla benimsememiştir. halkın benimsemediği hiçbirşey kalıcı olamaz. batı medeniyeti de bugünlere kolay gelmedi. islam da reform olmazsa şayet, türkiye cumhuriyeti asla laik kalmayacaktır. lafın kısası bir iki olayla bu teoiriyi özetlemeye çalıştım. entirimi atatürk'ün bir anısı ile sonlandırıyorum (çoğunuz okumuş olabilirsiniz). ilk meclis zamanında gazi mustafa kemal paşanın başkanlığın da laiklik konuşuluyordu. mecliste din alimi olarak tanınan bir zat kürsüye gelip alaycı bir tonla - bir laikliktir konuşuluyor. afedersiniz de bu laikliği anlayamıyorum. sahi nedir laiklik? başkanı olduğu oturum da gazi dayanamaz ve elini kürsüye vurarak -adam olmaktır hoca efendi, adam olmak! der ve sorusunu cevaplar. laiklik paşamın dediği gibi "adam olmaktır". bugün adam olmayan birsürü siyasetçi bozuntusuna ithafen.
    0güzel hikaye - nabu 09.01.2016 22:35:32 |#2504600
    ... diğer entiriler ...