bugün
yenile

    yazmak

    7
    +
    -entiri.verilen_downvote
    sanal çağın konuşma dili. kendisine dair çok şey öğrettiler. zorla öğrendim. bunların en başında da gramerin düzgün olması gerektiği gerçeğini. oysa ister noktalama işareti olsun, ister bir kelimedeki ilk ve son harfin yeri sabit kaldığında diğer harflerin karman çorman dağıtılmış olması olsun, kelimenin asla ve asla anlamının değişmeyeceği gerçeğiydi. yazmakla ilgili serüvenim ta ilkokul yıllarıma gider. oradan ise ortaokul ve lise yıllarıma. aslında yazıya ve yazmaya dair inancım sıfırın altında. yine de bu çağın dili yazı olduğundan bu kadar çok ahkam kesiliyor kendisi hakkında. bu kadar atılıp bu kadar tutuluyor. lüzumsuz aslında. lüzumsuzdan öte. gereksiz. boyunlarındaki kravatlarıyla yanımdan geçerken bu ülkenin geleceğine dair görüş belirten adamlara küfretmemi sağlıyor yazma eylemi. ben sokak başlarında beklerken topuklu ayakkabılarının topuk sesine, yaşanmamış çocukluğu, yaşanmamış genç kızlığı ve yaşanmamış kadınlığı gizlemeye çalışan kadınların hezeyanını anlatmamı sağlıyor yazmak. nafile ama. o da gereksiz. beynimde binlerce senaryo, hikaye, öykü, deneme varken ben öylece yok olup gitmek istiyorum her biri arasında. neye yarıyor ki her biri? neye yaradı ki? 18 yaşımda yaşamam gereken tüm kırılmaları 30 yaşımda yaşamamın hezeyanı bu aslında. benimle olanı kaybetmemek için verdiğim bir savaş; yazmak. cümlelerim bitmese de kelimelerim hala aklımda. daha bir kaç gece önce bir roman yazmalıyım dedim, bir arkadaşa. adı da şu olmalı; "babaların günahlarının kefaretini oğulları öder." güldü kendisi. "uzunmuş" dedi. "evet" dedim.. yetmiyor artık. ne yazmak. ne okumak. ne de izlemek. sadece dinlemek işte. bu aralar ruhumu doyuran sadece o. öyle işte.
    0çok çok güzel bir yazı olmuş. yorum yapmadan geçemedim. bazı şeyler "dilsiz, harfsiz kelimeler" yazılmasa, yazılamasa da hissediliyor. - smurfsicangargamel 30.01.2016 23:06:11 |#2530736
    ... diğer entiriler ...