tahammülsüzlük sınırlarımı alkol alarak genişletiyorum
ayık kafayla yaşayamadıklarımı
yazmak bile yetmiyor artık
yoruldum
girdabın içine sürüklenmekten
üzerime atılıyor kaçtıklarım
kaçıklıklarım prim topluyor
kendini normal sananlar tarafından
çok konuşuyorum artık
nereye gider bilmiyorum söylediklerim
gittiği yerlerin hoşuna gitmiyor
kiminin canı sıkılıyor
kiminin asabı bozuk
başklarına kolaylıklar sağlamanın bu kadar zor olduğu bilseydim
her sabah arasına karışmazdım kalabalıkların
ölüyorum dedim bir gün birine
güldü
ölünce daha çok eğlenirsin dedim
bozuldu
tamiri için uğraştım iki saat
üzgünüm dedim birine
suratını astı
yarıştırdı yaşadıklarını
yaşadıklarımla
sonunda
o haklı çıkınca
utandım
inanmıyorum dedim birine
cehennemin dibinden yer ayırdı bana
tanrının sözcüsüymüş meğer
inandıkların seni özgür bırakıyor mu diye sorunca
esaretini sevdiğini anladım...
çocuğunu ağlatma pahasına öfkesine yenik düşeni de gördüm
hayatını karartma pahasına öldürmeyi göze alanı da
ucuzluğa girmiş gibi can almak
sıraya girmiş yığınlar gördüm
dokunsan patlayacak canlı bombalar gibi
üç lira için birbirini ezenler gördüm
bunlar insansa dedim kendime
sustum
bir bira daha açtım
ayık kafayla gördüklerime
kıyak kafayla gülüp geçtim
onlardan biri olmak için
daha çok içiyorum
kapatamadığım için kendimi
odamın duvarları içine...