bugün
yenile

    serenad

    2
    +
    -entiri.verilen_downvote
    başımı kardeşimin hikayesi'ndeki aşk hikayesi kadar döndürmese de etkileyici bir hikaye. kitabın birçok yerini okurken sıkıldığımı hissettim. özelikle maya duran ın kendisi ile ilgili bölümlerinde.. ama betimlemeler harikaydı. resmen wagner'in sahilde dalgalara karşı keman çalışı, maya ve süleyman'ın onu sürükleyerek otele götürüşü, maya'nın yatakta ona sarılması, struma'nın havaya uçuşu halen gözlerimin önünde.. resmen o anları bire bir yaşadım ve acılarını iliklerime kadar hissettim. kitapta altını çizdiğim bazı cümleler veya paragraflar: --- spoiler --- istanbul vefasız bir sevgiliye benzer.. sana hep ihanet eder ama sen yine de onu sevmeye devam edersin.. bazı ölümerin acısı hep yeni kalıyordu.. bu dünyada sana kötüllük yapmak isteyen insanlar çıkacak karşına ama unutma ki iyilik yapmak isteyenler de çıkacak.. kimi insanın yüreği karanlık, kiminin ki aydınlıktır. geceyle gündüz gibi! dünyanın kötülerle dolu olduğunu düşünüp küsme, herkesin iyi olduğunu düşünüp hayal kırıklığına uğrama! kendini koru kızım insanlara karşı kendini koru.. - aramızdaki temel fark ne biliyor musun? sen insanlara baktığın zaman üniformalar, bayraklar ve din görüyorsun! - peki sen ne görüyorsun? - insan sadece insan.. seven, acı çeken, acıkan, üşüyen, korkan bir insan.. acaba yoksullar zenginlerden daha mı çok hastalaıyorlardı, yoksa nüfusları daha çok olduğu için mi hastaneleri dolduruyorlardı? insanların kendi milletini veya inancını digerlerinden daha üstün görmesi, ne korkunç olaylara, ne büyük acılara neden oluyordu bu dünyada.. - her iktidar öldürür ne demek? şimdi ben saçma bir şey ama iktidara gelsem öldürür müyüm sizce? - evet.. siz bile öldürürsünüz.. çünkü iktidar olmanın başka yolu yok. eskiden daha açık yapılıyordu şimdi daha gizli. dolaylı olarak öldürürsünüz, ölümlere sebep olursunuz ama bir şekilde iktidarınızın sürekliliği öldürmeye bağlı olur. bu işin sözle iyi niyetle alakası yok. iktidarı sıkı bir denetim dizginleyebilir. yoksa peygamberi iktidar yaparsan onlar da öldürür. asıl fark yaratan iktidar değil muhalefet olmalı.. çünkü halk ancak örgütlü olduğu zaman etkilli olabillir. yoksa tek tek insanlar, zorbalık karşısında sinerler.. birilerinin saçma iktdar mücadelesi yüzünden insanlar bibirine kavuşamıyor acılar yaşanıyordu. insanların mutluluğu iktidar oyunları arasında ne kadar da zavallı bir konu haline geliyordu.. her şeyi bırakıp uzaklara gitme isteği büyüyordu içimde.. yazı insanların düşgücünü harekete geçirip en masum haraketlere olmadık anamlar yüklemesine sebep oluyordu. edebiyatın gücü de buradan geliyor. tolstoy da kitap yazdı, hitler de. sorun yazıda değil, kimin ne amaçla yazdığında. tanrı bile kendini yazıyla anlatıyor. iyi ama yazının icaddından önce tanrı yok muydu? ah şu devletler.. yapay sınırlarla insanları bölen, acılarının kaynağı devletler.. - devletle uğraşaazsın buna kimsenin gücü yetmez. - devlet diye bir gerçek yok ki abi.. en tepede kendini devlet sanarak kararlar alan, insanların yaşamasına veya ölmesine karar veren çobanlar var.. diyorum ki, savaş kararı alacak olan liderlerin mesela george bush'un bu kararı almak için bir çocuğu kendi elleriyle öldürmesi şartı konsa.. nasıl olsa binlerce çocuğun idam kararını alıyor bunu yapmak için tek bir çocuğun canını alması gerekse. iyi olmaz mı? çünkü kendileri ancak ofislerinde bir imza atıyor. bir damla kan bile görmeden yaşıyorlar. ama bombardımanlarda yüzbinlerrce çocuk kadın ölüyor. başkanın suçu yok, amir kulu pilotun suçu yok, o zaman suçç kimde abi? bu insanları basılan bir düğmemi öldürüyor.. bir kız çocuğunun büyümesi ne zaman biter acaba? ilk adet gördüğünde mi, 18 yaşını doldurunca mı, evlenince mi, saçına ilk ak düşünce mi? bence hiçbiri değil. bir kız çocuğu büyümez, kaç yaşıına gelirse gelsin asla büyümüş gibi hissetmez kendini.. son nefesini içi arzularla,heycanlarla dolu bir kız olarak verir.. çünkü ancak hikayesi anatılan insanlar var oluyordu.... --- spoiler --- aslında kitap benim düşüncelerimi dile getiren bir kitap.. savaş karşıtı her insanın sevebileceği türden bir kitap.. herkes bu kitapta az da olsa kendinden bir şeyler bulacaktır.. biraz bakındım internette. wagner, maya, nadia gerçek değil bir kurgu lakin stuma gerçek. rusya tarafından batırılan ve içinde yaklaşık 765 kişi bulunan bir gemi.. 765 kişi gözlerimizin önünde sınırlarımız içinde öldürülmüş ve biz hiçbir şey yapmamışız.. kim bilir wagner ve nadia aşkı gibi kaç aşk karadenizin derinliklerine gömülmüştür o gemi ile birlikte..
    ... diğer entiriler ...