bugün
yenile
    1. 5
      +
      -entiri.verilen_downvote
      zülfü livaneli'nin 60 yıllık bir aşk hikayesini ele aldığı harika romanı. sadece aşk anlatılmamış bir çok siyasi konuya da değinmiştir. ölmeden bunu okuyun.
    2. 4
      +
      -entiri.verilen_downvote
      kitap okumayı çok sevmeyen biri olarak beni kendine kitlemiş kitap. okumayı düşünen varsa düşünmeyi bırakıp başlasın hemen.
      0kardesimin hikayesinde aynisini yasadim - adetaprenses 29.03.2016 01:01:21 |#3308415
    3. 4
      +
      -entiri.verilen_downvote
      aslında sırf pascal'ın denemesini okuyup kitapla bağdaştırmak için okuduğum kitap. ama çok beğendim, beni etkiledi. buyrun defterimden bir replik: + aramızdaki temel fark ne, biliyor musun? sen insanlara baktığın zaman üniformalar, bayraklar ve din görüyorsun! - peki, sen ne görüyorsun bakalım? +insan, sadece insan. seven, acı ceken, acıkan, üşüyen, korkan bir insan.
    4. 3
      +
      -entiri.verilen_downvote
      bu kitabı bana okutan hocama çok teşekkür ederim sevdiğim sayılı romanlardan
    5. 5
      +
      -entiri.verilen_downvote
      en sevdiğim erkek karakterine sahip olan muazzam roman.
      1nick entry uyumu :) saygılar maximillian wagner :) - tosbağa 18.09.2018 16:19:03 |#3736436
    6. 4
      +
      -entiri.verilen_downvote
      okurken zamanın nasıl geçtiğini anlamadığım nadir romanlardan. kitabı okurken veya okumaya ara verince hemen interneti açıp kitapta anlatılan olayların, kişilerin gerçek olup olmadığını araştırdığınız, araştırırken bile uzun saatler harcadığınıza inanmadığınız, ayrıca olayların gerçek olduğunu öğrenince hayretlere düştüğünüz, üzerine düşündüğünüz kitap. aynı zamanda roman değil sanki tarih kitabıdır.
    7. 6
      +
      -entiri.verilen_downvote
      uzun süredir bir kitaptan bu kadar etkilenmemiştim. anlatılan aşk hikayesi zaten yeterince vurucuydu benim için. çünkü böyle hikayelerde dedemin kavuşamadığı aşkı gelir hep aklıma üzülürüm. ama bu kitapta beni sarsan o yoğun ve trajik aşk hikayesinden veya anlatımdan ziyade, siyasi meselelerin özelikle savaş şartlarında ne derece keskin ve net işlediğinin, nelere mâl olabildiğinin gösterilip; tarihin -malesef ki bir dönem yaşanmış olan- o kanlı sayfalarına ışık tutması oldu. kaç yerde durup uzun uzun, sindire sindire olayların şiddetini boyutunu yaşanılan acıları düşündüm. bi çok yerde kendi kendime konuşup, hatta biraz da sesimi yükselterek kızdım. yaşar gibi okudum ben bu kitabı. okurken dinlediğim bi kaç müzik vardi şimdilerde dinleyemiyorum. tekrar tekrar aklıma geliyor çünkü olmadık zamanda hüzünleniyorum. kesinlikle tavsiye ettiğim bir kitaptır.
    8. 3
      +
      -entiri.verilen_downvote
      çok güzel bir kitap ya, muazzam
    9. 3
      +
      -entiri.verilen_downvote
      keşke sonunu yirtsaydim çünkü sonuna kadar çok güzel getirilmis bir kitaptı sonu hariç muazzam.
    10. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      yeşil pencerenden bir gül at bana, işıklarla dolsun kalbimin içi. geldim işte mevsim gibi kapına gözlerimde bulut, saçlarımda çiğ. açılan bir gülsün sen yaprak yaprak ben aşkımla bahar getirdim sana; tozlu yollarından geçtiğim uzak i̇klimden şarkılar getirdim sana. şeffaf damlalarla titreyen, ağır koncanın altında bükülmüş her sak. seninçin dallardan süzülen ıtır, seninçin karanfil, yasemin zambak... bir kuş sesi gelir dudaklarından; gözlerin, gönlümde açan nergisler. düşen öpüşlerdir dudaklarından mor akasyalarda ürperen seher. pencerenden bir gül attığın zaman işıkla dolacak kalbimin içi. geçiyorum mevsim gibi kapından gözlerimde bulut, saçlarımda çiğ. ahmet muhip dranas
    11. 7
      +
      -entiri.verilen_downvote
      --- spoiler --- bir kız çocuğunun büyümesi ne zaman biter acaba? i̇lk adet gördüğünde mi, 18 yaşını doldurunca mı, evlenince mi, saçına ilk ak düşünce mi? bence hiçbiri değil. bir kız çocuğu büyümez, kaç yaşına gelirse gelsin asla büyümüş gibi hissetmez kendini. son nefesini içi arzularla, heyecanlarla dolu bir kız olarak verir. --- spoiler --- (bkz: zülfü livaneli)
    12. 4
      +
      -entiri.verilen_downvote
      yine zülfü livaneli'nin muhteşem eserlerinden. on parmağında on mağrifet adamın toplumun kabuk tutmuş yaralarına basarak ele almış olduğu hikayedir. bu kitabı okuyacağım ve kendimle gurur duyacağım diyerek başladım kitaba. ilk ciddiyetle okuduğum kitaptı. özgüvenimi arttırmıştı.
    13. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      seranede fürgv nadiya hia bebeyiim. sevdiğim bir kitap sınavda sormasalar haberim olmazdi böyle güzel bir eserden
    14. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      neden daha önce okumamışım diyeceğimi düşünerek başlamıştım kitaba çünkü etrafımdaki herkes sen hala okumadın mııı diye imada bulunuyordu. evet haklılar, kitabı neden daha önce okumamışım da diyorum iyi ki şimdi okumuşum da! her şeyin bi zamanı var gerçekten ve o an şu an olduğu için mutluyum. kitabı okurken çok kendimi kaptırıp gittiğim yerler oldu. uzun zamandır böyle içinde kaybolabileceğim bi kitap okumayışımın da etkisi büyük tabii. okurken sürekli olarak bi parçayı -september song/ages obel- dinledim daha duygulu hissettim kitabı. ben arkadaşlarım gibi zorla değil de içinizden gelen bi anda okumanızı tavsiye ediyorum.
    15. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      başımı kardeşimin hikayesi'ndeki aşk hikayesi kadar döndürmese de etkileyici bir hikaye. kitabın birçok yerini okurken sıkıldığımı hissettim. özelikle maya duran ın kendisi ile ilgili bölümlerinde.. ama betimlemeler harikaydı. resmen wagner'in sahilde dalgalara karşı keman çalışı, maya ve süleyman'ın onu sürükleyerek otele götürüşü, maya'nın yatakta ona sarılması, struma'nın havaya uçuşu halen gözlerimin önünde.. resmen o anları bire bir yaşadım ve acılarını iliklerime kadar hissettim. kitapta altını çizdiğim bazı cümleler veya paragraflar: --- spoiler --- istanbul vefasız bir sevgiliye benzer.. sana hep ihanet eder ama sen yine de onu sevmeye devam edersin.. bazı ölümerin acısı hep yeni kalıyordu.. bu dünyada sana kötüllük yapmak isteyen insanlar çıkacak karşına ama unutma ki iyilik yapmak isteyenler de çıkacak.. kimi insanın yüreği karanlık, kiminin ki aydınlıktır. geceyle gündüz gibi! dünyanın kötülerle dolu olduğunu düşünüp küsme, herkesin iyi olduğunu düşünüp hayal kırıklığına uğrama! kendini koru kızım insanlara karşı kendini koru.. - aramızdaki temel fark ne biliyor musun? sen insanlara baktığın zaman üniformalar, bayraklar ve din görüyorsun! - peki sen ne görüyorsun? - insan sadece insan.. seven, acı çeken, acıkan, üşüyen, korkan bir insan.. acaba yoksullar zenginlerden daha mı çok hastalaıyorlardı, yoksa nüfusları daha çok olduğu için mi hastaneleri dolduruyorlardı? insanların kendi milletini veya inancını digerlerinden daha üstün görmesi, ne korkunç olaylara, ne büyük acılara neden oluyordu bu dünyada.. - her iktidar öldürür ne demek? şimdi ben saçma bir şey ama iktidara gelsem öldürür müyüm sizce? - evet.. siz bile öldürürsünüz.. çünkü iktidar olmanın başka yolu yok. eskiden daha açık yapılıyordu şimdi daha gizli. dolaylı olarak öldürürsünüz, ölümlere sebep olursunuz ama bir şekilde iktidarınızın sürekliliği öldürmeye bağlı olur. bu işin sözle iyi niyetle alakası yok. iktidarı sıkı bir denetim dizginleyebilir. yoksa peygamberi iktidar yaparsan onlar da öldürür. asıl fark yaratan iktidar değil muhalefet olmalı.. çünkü halk ancak örgütlü olduğu zaman etkilli olabillir. yoksa tek tek insanlar, zorbalık karşısında sinerler.. birilerinin saçma iktdar mücadelesi yüzünden insanlar bibirine kavuşamıyor acılar yaşanıyordu. insanların mutluluğu iktidar oyunları arasında ne kadar da zavallı bir konu haline geliyordu.. her şeyi bırakıp uzaklara gitme isteği büyüyordu içimde.. yazı insanların düşgücünü harekete geçirip en masum haraketlere olmadık anamlar yüklemesine sebep oluyordu. edebiyatın gücü de buradan geliyor. tolstoy da kitap yazdı, hitler de. sorun yazıda değil, kimin ne amaçla yazdığında. tanrı bile kendini yazıyla anlatıyor. iyi ama yazının icaddından önce tanrı yok muydu? ah şu devletler.. yapay sınırlarla insanları bölen, acılarının kaynağı devletler.. - devletle uğraşaazsın buna kimsenin gücü yetmez. - devlet diye bir gerçek yok ki abi.. en tepede kendini devlet sanarak kararlar alan, insanların yaşamasına veya ölmesine karar veren çobanlar var.. diyorum ki, savaş kararı alacak olan liderlerin mesela george bush'un bu kararı almak için bir çocuğu kendi elleriyle öldürmesi şartı konsa.. nasıl olsa binlerce çocuğun idam kararını alıyor bunu yapmak için tek bir çocuğun canını alması gerekse. iyi olmaz mı? çünkü kendileri ancak ofislerinde bir imza atıyor. bir damla kan bile görmeden yaşıyorlar. ama bombardımanlarda yüzbinlerrce çocuk kadın ölüyor. başkanın suçu yok, amir kulu pilotun suçu yok, o zaman suçç kimde abi? bu insanları basılan bir düğmemi öldürüyor.. bir kız çocuğunun büyümesi ne zaman biter acaba? ilk adet gördüğünde mi, 18 yaşını doldurunca mı, evlenince mi, saçına ilk ak düşünce mi? bence hiçbiri değil. bir kız çocuğu büyümez, kaç yaşıına gelirse gelsin asla büyümüş gibi hissetmez kendini.. son nefesini içi arzularla,heycanlarla dolu bir kız olarak verir.. çünkü ancak hikayesi anatılan insanlar var oluyordu.... --- spoiler --- aslında kitap benim düşüncelerimi dile getiren bir kitap.. savaş karşıtı her insanın sevebileceği türden bir kitap.. herkes bu kitapta az da olsa kendinden bir şeyler bulacaktır.. biraz bakındım internette. wagner, maya, nadia gerçek değil bir kurgu lakin stuma gerçek. rusya tarafından batırılan ve içinde yaklaşık 765 kişi bulunan bir gemi.. 765 kişi gözlerimizin önünde sınırlarımız içinde öldürülmüş ve biz hiçbir şey yapmamışız.. kim bilir wagner ve nadia aşkı gibi kaç aşk karadenizin derinliklerine gömülmüştür o gemi ile birlikte..
    16. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Zülfü Livaneli'nin doyasıya okunulan kitaplarından biri. (bkz: ölmeden önce okunması gereken kitaplar) Kitap hakkında uzun bir bilgi entry'si yazmak isterdim fakat hem üstlerde uzunca yazılmış hem de buradan bilgisi okunması değil bizzat kitabın kendisinin okunması daha makbul olandır. Ek olarak Evgeny Grinko'nun dinlediğim en güzel eserlerinden biridir.
    17. 3
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Canım sıkıldı vakit geçsin diye okumaya başladığım sonra da elimden düşmeyen müthiş bir kitaptır kendisi.