babam sevgisini gösterebilen bir adam değil, yani öyle diğer babalar gibi beni ve kardeşimi kucağına oturtup başımı oksamadı, ne biliyim ben kaç yaşıma geldim hala daha babamla sarılmadım ama ne zaman zor durumda kalsam babam bize hissettirmeden problemleri hallederdi. ne bileyim bireyselde öyle sevdiğini göstermese de o zor anlarda yaptığı şeylerle işte bu herif benim babam lan diyebiliyorum. bugün yine bir olay yaşandı;
ben mezuna kaldım ve su aralar sınav yaklaşıyor diye ciddi kaygılar yaşıyorum ister istemez. korkuyorum, lys matematikte 5 6 konu eksiğim var. geometri desen allaha emanet hiç kafam basmiyor. zaman daralıyor diye korkuyorum, ya başarısız olursam diye içim içimi yiyor. bu psikolojiden kendimi bir yük gibi hissediyordum.
bugün aksam 10 gibi artık beynim yeter dediği bir vakit çalışmayı bitirdim ve asagida mutfakta kendime çay dolduracaktım. babamı balkonda gördüm, o da direkt yanına çağırdı ve başladı diyalogumuz:
+nasıldı bakayım bugünün, sence gider misin üniversiteye ?
-bir şeyler olacak heralde baba bakalım ya.
+hissettirmemeye çalışıyorsun ama anlıyorum oğlum ben seni. üniversiteye yerlesemeyecegim diye kaygıların var. bu sene olmazsa seneye yine hazırlanırsın oğlum. ben kırk küsur yıllık tecrübelerime dayanarak söylüyorum ki sen bu kafa yapısında oldugun sürece sınavı kazanamazsan bile hayatta sürekli kazanirsın. milletin isteyip sahip olamadığı bir vizyona sahip olursun inan bana. kazanamazsam kim ne der diye de düşünme. sen benim oglumsun. üniversitenin de amına korum, yerli yersiz konuşup senin canını sıkacak kim varsa onun da amına korum. senin baban var lan arkanda.
bu cümleyi duyduktan sonra bana acayip bir gaz geldi. babamdan böyle bir motivasyon konuşması beklemiyordum. tanrı'nın izniyle bu sınavı sadece kendim için değil babam içinde kazanacağım.