yaşadığımla
düşündüğüm arasında bir yerde
yoldan çıkıyorum
navigasyon cihazlarının çevrimdışı olduğu
ne yöne dönsem
varacağınız yer için
yeniden güzergah hesaplanıyor
denilen
bir türlü yolu bulunmayan
güneşe mi baksak yön tayini için
aksilik kış gelmiş
bulutsuz gökyüzü
güney yarımkürede
göç mevsimini ıskalamış
lodosun sıcağına kanmış
turna yalnızlığım
kargalar gülüyor
bed sesleriyle kahkahalarıyla
siyah bir çift boncuk göz çukurlarında
diktiğim korkuların omuzlarına konmuşlar
yaşamak
artık bir anlamı kalmamış
ama adettenmiş gibi yapmak
gelenek ve göreneklerine bağlı bir toplumun
bir türlü gelemeyen
ne yapsa görülemeyen bireyi olmak
bazen
kalabalık bir caddede hareketsiz duruyorum
biri adres sorsun diye
kimse sormuyor...
saati bile sormuyorlar!
sanki görmüyorlar...
nasılım?
sizin olduğunuz yerden bakabilseydim bana
ne görürdüm?
merak ediyorum bazen...
göç mevsimini ıskalamış bir turna gibi
üşüyorum şimdi
korkuluklarımın omzunda
kahkaha atan kargalar
bu kadar komiksem eğer
neden ağlıyorum?