bugün
yenile

    arif v 216

    8
    +
    -entiri.verilen_downvote
    t: gün itibariyle vizyona girmiş, g.o.r.a. ve a.r.o.g. filmlerinin devamı niteliğinde olan cem yılmaz filmi. öncelikle; film hakkında alenen "berbat" ve türevi yorumlar yapan arkadaşların, o amiyane zihniyetlerine cenabı rabbül alemin'den sağlık, ekstradan da mantık diliyorum.. filmi beğenmişsindir ya da beğenmemişsindir, orası sana kalmış. ama sen, türk sinema tarihinin en ince kıyım mizahına imza atan bir duayenin filmini eleştireceksen, ve bu film gerek içeriğiyle, gerekse prodüksiyonuyla bu zamana kadar ele alınmamış unsurlar barındırıyorsa, öncelikle o işin bir hakkını ver. takdir edeceğin yerlere değin, ondan sonra istediğin gibi eleştir. ki bu filmde takdir edecek bir yer olmadığını iddia edecek bir zihin yoktur sanıyorum. şahsen deliha filminden de, karakterinden de hoşnut biri değilim. ama takdir etmeye kalksak gupse özay imzası taşıması, yani; öyle ya da böyle filmin bir kadın komedyenin elinde filizlenmesi ve örnek teşkil etmesi açısından takdire şayan bir filmdir. vaziyet böyleyken; arif v 216'nın takdir edilecek yönleri olmadığını kimse iddia edemez. ee madem öyle, önce bir yiğidin hakkını verin, sonra isterseniz yiğidi öldürün, isterseniz gömün.. velhasıl; sırf kendini marjinal göstermek için yapılan işin tamamına değil de, sadece beğenmediği kısımlarına bakarak kısır ve bir o kadar da sığ yorum yapanları fazla kale almayın. film hakkındaki görüşlerime gelince; defalarca izlesem de bıkmayacağım filmlerden birini daha listeme ekledim. hatta sinema çıkışı bir sonraki seansa da gitsem mi diye düşünmedim değil. komedi açısından bir g.o.r.a. ya da a.r.o.g. kadar olmasa da, esprilerin hatrı sayılır bir kısmı g.o.r.a.'ya atıfta bulunuyor olsa da, daha farklı ve slow bir frekansta güldürdü, düşündürdü ve kendini sevdirdi.. nostaljik hastası ben için serinin en eşsiz filmiydi diyebilirim. zaten serinin her bir filmi kendince eşsiz de, bu film daha taze olduğundan galiba, gözümde başka bir değeri var şu an için. --- spoiler - 1 --- birçok şeye gönderme yapmasıyla beraber, yeri gelince de duygulandırdı. misal; zamanda medcezir yapmaları back to the future gibi bir şaheseri anımsattı. bununla beraber star wars, terminatör, wolverine ve vizontele tuuba için yapılmış göndermeler de gayet tatmin ediciydi. salondaki hemen hemen herkesin anlamadığı, ama benim denk gelince gülmekten kendimi alamadığım zeki müren ve sadri alışık'ın birlikte çektiği hindistan cevizi filmine olan göndermeler (sadri alışık ve ayhan ışık'ın kavga sahnelerindeki "ne demiş cames bond" ve "yes" replikleri) bana göre filmin en tatlı göndermeleriydi; (#2097670) nuri bilge ceylan, bob marley faruk, komutan logar barış manço ve erşan kuneri'ye değinmeleri de sevindiriciydi. filmin bir bölümünde peşi sıra çalan nostaljik şarkılar da hem tebessüm, hem de eşlik ettirdi. "medya yine her şeyin üstünü örttü." göndermesi fevkaledinin fevkinin de fevkindeydi.. ayrıca; kerem alışık'ın babası sadri alışık'tan helallik aldığı bir sahne vardı ki, kendimi bir anda gözü yaşlı bulmama sebep olmuştur. oysa ki daha ondan önceki sahnede gülüyordum.. gardımın düştüğü o anda, öyle bir duygusallık benim bünyeye fazla geldi galiba. --- spoiler - 1 --- klasik cem yılmaz filmi özelliğini taşıması bile, bu filme başlı başına bir değer katar. ilk izlemede yakalayamadığın bir şeyi, 321651. izlemede yakalayabilirsin. yahşi batı'dan örnek vermek gerekirse; (#2021581) tüm bunlar bir yana, 216'nın g.o.r.a.'daki 216'dan, olumsuz anlamda çok daha farklı olduğunu söyleyebilirim. ve ne yazık ki bu acı aroma, göz ardı edilebilir bir şey değildi. arif'in insan olmasından mütevellit biraz yıpranmış/yaşlanmış olması anlaşılabilir. ki onca yıla rağmen (g.o.r.a.'nın 2004 çıkışlı olduğunu hatırlatmakta fayda var.) cem yılmaz, bence arif karakterinin hakkını gayet de iyi vermiş. ki garavel usta eskisinden bir tık daha muazzamdı.. (özkan uğur diyorum, o yaşta adam diyorum, maşallah diyorum..) fakat 216 robot. yani bakımını cilasını yapması halinde yıpranmaz ve belirli bir çizgide performans sergiler. ama gerek jest ve mimikleri, gerekse konuşması ve duraksamaları eskisi gibi değildi. ve 216'da gördüğüm bu aksaklıklar bence düzeltilebilir şeylerdi. o bakımdan bu konunun biraz üstüne düşülmediğini düşünüyorum. --- spoiler - 2 --- bir yanda da "216'nın pilinin her geçen vakit azalması, zaman içinde performans, konuşma ya da hal ve hareketlerine olumsuz etki mi ediyor acaba?" diye düşünmüyorum değil. ama dans sahnelerinde o kadar enerjik olması da ayrıca kafamı kurcalıyor.. film hakkında aklımı kurcalayan diğer bir konu; arif 1969'dan 2017'ye geldiğinde, darth vader abiyi anımsatan 216 nasıl hala ayakta oluyor? bunun pili 1969'da bitmiyor muydu? (acaba almanlarla yaptığı anlaşma sonrası kendini şarj etmenin bir yolunu mu buldu?) ki 216'nın şarjının bitmesi ve buna çare bulamaması da ayrıca saçma geldi. sen robotsun, önce götü sağlama alıp yedek bataryayla dolaşman lazım. ben bile insan halimle uzun yola çıkarken öyle yapıyorum hsjahsjha patates olayına ve o wolverine dönüşümüne hiç girmiyorum. zira zorlama birer absürt olmalarından dolayı, pek de geçer not veremeyeceğim. aynı şekilde sondaki tirat'tan sonraki sahne de bence gereksizdi. --- spoiler - 2 --- velhasıl; komedi + bilim-kurgu gibi türk sinemasında nadir bulunan bir kulvarda bulunan bu film, benim nazarımda gitmeye de, izlemeye de fazlasıyla değer. not: tıpkı g.o.r.a. ve a.r.o.g.'ta da olduğu gibi, film sonundaki tirat muhteşemdi. seda bakan'ın oyunculuğu, tipi ve duru güzelliği ile, oynadığı dönem için çok uygun ve başarılı bir seçim olduğunu da belirtmem lazım. vesselam.. edit: (#2171538)
    3çok güzel yorumlamışsın bende bir şey ekliyeyim. g.o.r.a. beklentisiyle giderseniz büyük hayal kırıklığına uğrarsınız. bi g.o.r.a. değil... - vito corleone 05.01.2018 22:15:33 |#3530316
    ... diğer entiriler ...