t: insanın uyku halindeyken adım attığı metafizik alem.
daha çok
bilinçaltı kaynaklıdır. bazen
kabusa dönüşebilir. freud'a kadar rüyaları bilimsel anlamda değerlendiren olmamıştır. lakin freud, rüyalarımızın yorumlanmasıyla bize dair daha fazla kişisel bilgi edinebileceğine inanır ve bu inancı da onun rüyaları araştırmasına ön ayak olur.
uyanıkken en derin tutkularımız tam anlamıyla harekete geçmez. çünkü hem gerçeklik algısı, hem de ahlakın baskıcı yapısı bu tutkulara engel olur. ancak uyku sırasında kişideki bu engelleme duvarı oldukça zayıflar ve yıkılmaya fazlasıyla müsait olur.
başka bir deyişle; rüyalarımızda kaygı ve utanç korkusuyla doğrudan karşılanamayan bastırılmış ya da
anksiyeteyi tetikleyen düşünceler barınır. eğer ki savunma mekanizmalarımızın ötesindeki rüyalarımıza ulaşılırsa, her türlü normdan bağımsız düşüncelerimize de ulaşılabilir. tam bu noktada freud, önünde bulduğu bu boş kanattan kontra atağa çıkmak istemiştir.
fakat; yaptığı rüya yorumlamalarının çoğu beklediğim gibi değildi. sanki; liseli/fesat bir genci sınava sokmuşsun da, her soruya aynı cevabı vermiş, çoğu olayı "cinsel istek" diyerek geçiştirmiş gibi gibi.
not: tamam, freud zaten çoğu konuyu cinsel dürtülere bağlar da bu kadarı bu sefer fazla geldi. hadi rüyadaki "anahtar" için "penis" dedin, ya hu "şeftali" için nasıl "meme" diyorsun anlamıyorum freud?
(bkz: işte bunlar hep seks)
"mutluluk dediğimiz şey, yoğun bir şekilde bastırılmış ve engellenmiş olan ihtiyaçların kısa süreliğine tatmin edilmesinden başka bir şey değildir."