bir yıl önce bugün. dershanenin ilk günüydü. yan sıramın bir önünde oturuyordu. kahkahasıyla dönüp bakmıştım bir kere. şans eseri de bir konuşmasına şahit oldum. bir isimden bahsediyordu, tanıdığım bir isim. umursamadım ama. bana ne deyip geçivermiştim.
dershanedeki sıra arkadaşımls hemen kaynaştık, kafa dengiydi arasam bulamam. günün sonunda onunla yürüyorduk eve. o hızla yanımızdan geçip gitmişti. benim yine umrumda değildi. daha sonra ki günlerde de yanımdan geçip gittiği ya da karşı yoldan giderken gördüğüm ya da karşıdan karşıya geçerken arkamdan geldiğini gördüğüm olmuştu. hala ilgimi çekmiyordu, hala umrumda değildi.
gel zaman git zaman konuşmaya başladık. o tanıdığım isim dediğim kişiyi ilkokuldan tanıyordum. meğer biz aynı okulda okumuşuz 1-2 sene falan. hem de benim mahalleden en yakın srkadaşımın sınıfındaymış. sık sık gittiğim bir sınıf. yani onu öncesinde sık sık görmüşüm. yıllar sonra 2016'ın 20 eylülünde tekrar karşıma çıkmış.
samimiyet biraz daha ilerlemişti. ön sıramda oturmaya başlamıştı. artık daha sık iletişim hslindeydik. onu tanımaya başlamıştım. kalbimde yer edinmeye başlamıştı.
i̇lerleyen günlerde bir sabah yolda karşılaşmıştık. ben ygs'yi umursamadığımdan soru çözümüne kalmazdım, o ise ara sıra kalırdı. o karşılaştığımız sabahtan itibaren soeu çözümüne kalmadığı günlerin çıkışında beraber yürümeye başladık. ara sıra sabahları rastlaşıyorduk. bu yürüyüşler sırasında benim ona ilgim artmaya başladı. i̇lk görüşte aşk değildi; zamanla tüm vücüda yayılan, tutkulu bir aşktı. onunla daha fazla zaman geçirebilmek için, onunla yürüyebilmek için soeu çözümüne kalmaya başladım.
yukarıda dedim ya ilk okul arkadaşıymışız ve yıllar sonra 2016'nın 20 eylülünde karşıma çıktı diye. kader işte. bu yürüyüşler sonrasınds eve geldiğimde düşünmeye başladım. acaba alnıma yazılan o muydu? bunca yıl sonra karşıma çıkıp kalbimi fetheden, dikkatimi ilk çeken kişi olmasının bir sebebi olmalıydı. belki allah aşkı tatmamı istedi belki de evleneceğim kişiyi karşıma çıkardı. bunu sadece önümüzdeki günlerde anlayacağım.