bugün
yenile

    geceye bir deneme yazısı bırak

    3
    +
    -entiri.verilen_downvote
    ekseri dizilere konu olan, yalnızlığı, bir o kadar da kalabalığı anlatan şehirdir i̇stanbul. sahilleri hülasa, diğer şehirleri kıskandırır. köprüde balık ekmek, kanlıca’da yoğurt, büyükada’da dondurma yenip, burgazada’da çay, heybeliada’da limonata içilmezse ne anlamı kalır yaşamanın? ortaköy’den beşiktaş’a giden ağaçlı yoldaki düşüncelerden, balmumcu’da çarşıda parasını kaptıran turistten, bakırköy’deki pazarlarda indirim kovalayan insanlardan, zeytinburnu’ndaki tıkış tıkış meyve-sebze hallerinden, eminönü’ndeki balıkçıların bağırışlarından, otogardan iner inmez denize dönüp i̇stanbul’u yeneceğini söyleyen adamdan habersizdir fatih’teki cami yahut denizin ortasındaki mevta. taşı toprağı -tabiri caizse- beton olsa da artık, ilk günkünden daha çok rağbet vardır bu eşsiz şehre. her yeri gezilip görülse bile hâlâ eksik kalan bir şeylerin olduğunu düşünürüz. haksız da değilizdir aslında. günümüzde nerelerde o i̇stiklal caddesi’nde topuklarını vurarak gücünü ve asaletini belirten hanımefendiler yahut heybeti beyoğlu’nu sarsan i̇stanbul beyefendileri? üsküdar’da muhallebi yiyen azizlerin yerini alışveriş merkezine alışanlar aldı. galata kulesi’ne çıkma sevincini metrobüsün boş olması aldı. boğaz'ı kalbi, dalgalar dilidir. i̇stanbul’u güzel bir kadın gibi betimleyen şarkılara zeval gelmemesi dileğiyle.
    ... diğer entiriler ...