bugün
yenile

    anın betimlemesi

    0
    +
    -entiri.verilen_downvote
    ses ile oturduğum yerden sıcrayarak ayağa kalktım. kapı tok bir sesle açıldı ve kapandı. kafasındaki şapkayı ani bir hareket ile yere fırlatarak girişte bulunan kanepeye oturdu. gözlerinin etrafı haddinden fazla morarmış, yüzünde ne yapacağını bilmez ama aceleci tavırları ile bir krizi önlemeye çalıştığının ifadesi vardı. kanepenin yanına, ahşap parkenin üzerine serili halının üzerine oturarak onu seyretmeye başladım. montunun cebinden çıkardığı beyaz toz, şırınga ve lastiği önündeki sehpaya bıraktı. onu böyle acı çekerken görmekten korkuyordum. onun kendisine zarar vermesinden korkuyordum. onun gitmesinden korkuyordum. onun ölmesinden, ölesiye korkuyordum. onun yaşadığı tek acı, günlük dozunu alamadığında ki yaşadığı yokluğun acısıydı. oysa ben, onun için acı çekiyordum. ona göre, onun kendine verebileceği bir zarar kalmamıştı artık. ölüm, onun için tek kurtuluş, tek yaşam yoluydu. öldüğünde gidecek olması yalnızca benim umurumdaydı. ona göre herkes ölü, herkes ölürdü. sıvadığı koluna hazırladığı şırıngayı saplamadan önce lastiği bağlayışını seyrettim. kafasını geriye atarak, vücuduna enjekte ettiği zehrin onu rahatlatmasını bekliyordu. yüzünde oluşan sahte gülümseme ile gözlerini kısarak bana baktı. uzattığı eli ile kolumu kavradı ve beni kendine çekti. yanına oturarak dizlerimi dizlerine yerleştirdim. boyun girintisine sakladığım yüzüm ile yaşadığım kaosu görmesini engellemeye çalışıyordum. öyle bir cehennem çukurunda debeleniyordum ki, onu yokluk krizi geçirirken görmüş olmanın acısı, onu durdurmaya çalışmamamın sebebiydi. acı çekiyordu, seyrediyordum. tükeniyordu, seyrediyordum. ölüyordu, seyrediyordum. gidiyordu,.. elimden gelebilecek tek şey, zamanı geldiğinde onunla birlikte tüm varlığımıza veda etmekti.
    ... diğer entiriler ...