''o günden beri sanırım sevmenin ne olduğunu da öğrendim: atılganca kendi duyguları üstüne “abartmalı” iddialara girmek değil, karşıdakine özenle davranmak, onun arzularına ve ritmine saygı göstermek; hiçbir şey istememek, verileni kabul etmeyi öğrenmek; her armağanı yaşamın bir sürprizi olarak kabul etmek; aynı armağanı ve aynı sürprizi iddiasızca, hiçbir zorlamaya başvurmadan, karşıdakine de yapabilmek. özetle, yalın özgürlük! cézanne neden sainte-victoire dağının her anının ayrı resmini yapmıştı? her anın ışığı ayrı bir armağandır da ondan.
demek ki yaşam, tüm dramlarına karşın, hala güzel olabilirmiş''