bugün
yenile

    franz kafka

    5
    +
    -entiri.verilen_downvote
    kendimi kafka gibi hissediyorum. kendimi birden onda buluyorum. müthiş kanım çekiliyor kendisine, bazen ortak sancılar çektiğimize inanıyorum. aynı hissiyatı bir ara oğuz atay üzerinden de hissetmiştim ama kafka'ya olan his ortaklığım çok daha güçlü bir bağ. i̇nanılmaz bir adam, birden kendimi onu düşünürken bulabiliyorum bazen. ciddiyim ha. şaka yapmıyorum. mübağalada falan da bulunmuyorum. i̇nsanlar sevgililerini, arkadaşlarını, hayallerini düşünürken ben bazen oturup sessizce kahve içerken kafka'yı düşünürken buluyorum kendimi. ama kendimi böyle yakalayınca da içimi hafiften bir öküz oturuyor çok garip. ve bunu ilk defa yazıyorum. benim için dünyanın en büyük servetlerinden bir tanesi "anlaşılma ihtiyacıdır." biricik lükslerden bir tanesidir bu anlaşılma ihtiyacı. bazen bunun öylesine yoksunluğunu çekiyorum ki kendime bile katlanamıyorum. i̇nsanlara karşı sürekli bir şeyler anlatıyorum ben. sebebi sırf bu anlaşılma ihtiyacı yüzünden aslında. müthiş geveze olabiliyorum hatta. i̇nsanlar bir miktar hissedebilsin diye ne kadar cümle varsa dökebiliyorum masaya. ama yok kimseye derdimi anlatamıyorum, kimse tarafından yeterince anlaşılamıyorum. mesela ne yaparsam yapayım neden anlaşılamadığımı neden hislerime bir ortak bulamadığımı düşünmeye başladığımı şu şekilde anlatmıştım (#1810774) ama kimse yine anlamamıştı. en yakınlarım bile... ama neden mi anlatıyorum hiç bıkmadan. umudumu da kaybedersem geriye hiç bir şeyim kalmaz da o yüzden. bazen bir şey oluyor. bir şey görüyorum. bir şey duyuyorum. hepsini siktir et bir şey hissediyorum. anlatmaktan vazgeçiyorum hemen. en çok da korktuğum yılgınlığım budur benim. anlatmaktan vazgeçmek. vazgeçtiğim an bitecek çünkü her şey biliyorum. i̇şte böyle anlarda bir duruyorum garip bir şekilde zihnimde tek bir şey oluyor; "kafka olsaydı anlardı!" i̇şte bu yüzden göğsüme bir öküz oturuyor. garip ama hiç bir şekilde bağımın olmadığı bir adamı hiç elde edememişken, hiç bir zaman ona derdimi anlatamamışken özlüyorum. çünkü "kafka olsaydı anlardı." öyle bir his var ki içimde ben hiç bir şey anlatmasam bile anlardı gibi geliyor. hatta anlamak bir tarafa beni benden daha iyi anlardı gibi geliyor. kendimi kafka gibi hissediyorum. onun yalnızlığını da, isyanlarını da, çaresizliğini de hissediyorum. o olsaydı o da hissederdi. beni bir tek o anlardı gibi geliyor. göğsüme yine bir öküz oturuyor. ne kadar da az yaşamış oysa ki. ne kadar da az yazmış oysa ki. bazen düşünüyorum da ona yapılan en büyük kötülük arkadaşının vasiyetini yerine getirmemesi miydi yoksa bunu bile bile ahlaksızca yazdıklarını okuma cüretini kendimde bulmak mıydı bilmiyorum. hem de "burda olsaydı bir o anlardı galiba" derken... seni en çok ben hissediyor gibiyim diye kendimle konuşurken onu okuma ahlaksızlığını yapma keyfiyetini kendimde bulmak kendi çapımda ona en büyük kötülük olsa gerek. i̇şte bencillik tam olarak böyle bir şey sanırım. biliyorum anlatamıyorum. ama kafka olsaydı kesin anlardı. kendimi kafka gibi hissediyorum. nedeni anlatamadığım halde anlayan birini bulursam evlenmeyi düşünebilirim galiba. cümlelere değil hislere ortak olan birini bulsaydım kolay bırakmazdım.
    1aynısını ben de çok söylüyorum . şuan seni anladım o yuzden. yakın hissediyorsun. sanki hisleriniz aynı gibi hissediyorsun. ve keşke onun zamanında yaşasaydım diyorsun. - sessizdeyimdünya 30.04.2017 12:10:34 |#3227279
    ... diğer entiriler ...