bugün
yenile

    hastane

    6
    +
    -entiri.verilen_downvote
    hastanedeyiz, abim hafif ateşlendi. bir iğne vurdurayım kendime gelirim dedi diye geldik. hastane kalabalık. sıramızı aldık. bekliyoruz. içerisi çok kalabalık, gelen giden bir an olsun durmuyor. çay alayım mı sana dedim abime. istemedi. çayımı aldım, içiyorum. hastanedeyiz, bir sürü, istemeyeceğiniz kadar bir sürü koltuk yanyana uzanıyor. bir mezarlığa benzetiyorum aynı olan kalabalık şeyleri. kafamda türlü düşünce zamanı geçirmek için bana yardımcı oluyor. sıramız gelmek bilmiyor. telefon kurcalıyoruz. hastanedeyiz, bir aile geliyor. anladığım kadarıyla sedyedeki baba. ağlayan anne. gülümseyen, her şeyden habersiz gülümseyen de sanırsam –yanılmış olmak için çok dua ettim- evin küçük kızı. adam uyuyor. içeri aldılar adamı. bizim de sıramız geldi. şu kabine geçin diyerek bir perdenin ardını gösteriyor hemşire. girdiğimizde karşımızda o aile var. mahçup mahçup selamlıyoruz abimle evin annesini. hastanedeyiz, doktor bir saat bekleyin bir serum yemeden gitmeyinlerli bir şeyler dedi. serum takıldı. muhabbet etmeye fırsat kolluyorum küçük kızla, bahane arıyorum. bulamıyorum. anne kızıyor çocuğa, babasının bandajlarıyla oynamaması için. ufaklık diyorum, kaç yaşındasın sen? ellerinin sekiz tane parmağını kaldırıp gülümsüyor bana. içimin buzulları eriyor çocuk gülünce. çocuk güldü. hastanedeyiz. acıklı bir aile hayatı, yaşanılmışlıklar dinledik anneden. abim bir ara serumu kısıyordu, gördüm. ne iş yaparsınız nasıl geçinirsinizli sorular sordum bir ara. anne gözlerini belertip kızını işaret ediyor. utançtan yerin altına girebilmek için dua ediyorum. eziliyorum bir annenin bakışlarıyla. çocuk güzel. çocuk çok akıllı. hastane fayanslarında sekseğimsi oyun oynuyor, aynı anda dönüyor bana. sesini duyuyorum ilk defa. babam inşaatta çalışıyor, düştü geçen hafta ama yine çalışacak. büyüyünce ben de babamın yanında çalışacağım diyor. çocuk gülüyor sonra. ortamdaki tek güzel şey çocuğun gülmesi. eriyorum oturduğum yerden. üniversitede girdiğim hukuk dersleri geliyor aklıma. adaletin tanımını işlediğimiz bir ders geliyor aklıma. derste anlatılanları hatırlamıyorum. ama adaletin bu olmadığına defalarca kez eminim. hastanedeyiz, çocuk seksek oynamaya ve şarkılar mırıldanmaya devam ediyor. abimle ben mahcubiyetten yerin diplerindeyiz. konuşmaya devam ediyoruz ama sesimiz çıkmıyor sanki. ne desek bilemiyoruz. çocuğa kantine gidelim diyorum, gel sana bir şeyler alayım. annesine bakıyor çocuk. onay bekliyor. onay geldi. kantindeyiz. çocuğa ne istersin canım benim diyorum. çikolata diyor. hangisinden diyorum, hepsi farklı mı diyor şaşkın gözlerle. aklım duruyor birkaç saniye, karnıma bir sancı saplanıyor. çocuk hala şaşkın, cevap bekliyor. bir şey diyemiyorum. kantindeki adama ne bulursan ver diyorum. adam bakıyor boş boş. ne bulursan doldur işte üçer beşer diyorum. bir poşet çikolata alıyorum çocuğa. hastanedeyiz. yanımda sanırsam –yanılmış olmak için çok dua ettim- hayatında hiç çikolata yememiş bir çocuk. sanırsam dünyanın en mutlusu. çocuk gülüyor. onu babasının yanına götürmek üzere attığım her adımda sanki fayanslar biraz daha içine çekiyor beni. kadın poşeti görünce utanıyor. kadının kafası öne eğik. teşekkür ettin mi abiye diyor. sonra çocuk yüksek sesle ve gülümseyerek teşekkür ediyor. o anlar geçmek bilmiyor. serum bitsin diye dua ederken abim şaşkın şaşkın bakıyor bana. gidelim diyorum kaşımla gözümle. abim yavaştan kalkıyor. serum sikimizide değil. dünya sikimizde değil. o an sadece, o an önemli. kaçmak istiyorum. biz gidelim abla diyoruz. kadın mahçup. bir anne, birkaç çikolata yüzünden mahçup. sanırsam acilin kapısına kadar eşlik etmek için –yanılmış olmak için çok dua ettim- kalkıyor yerinden. çocuğa sen burada kal diyor. çocuk gelmek ister gibi ama itiraz etmiyor. görüşürüz güzelim diyorum. çocuk gülümsüyor. öleyim şuracıkta diyorum utancımdan. kadın bizim hızlı adımlarımıza yavaş yavaş eşlik ediyor. allah razı olsun ablacım diyor. bir şey diyemiyoruz. bakıyoruz biraz yüzüne, allah şifa versin diyoruz, hızlı hızlı arabaya yönelmeden birkaç saniye önce. kadın allah’a emanet ediyor bizi. hastanedeydik. dünyanın yaratılışından utandık. az önce bi yerde okudum bunu başlığı görünce de aklıma direk bu geldi biraz uzun ama umarım okursunuz:)
    ... diğer entiriler ...