bugün
yenile

    pek yakında

    11
    +
    -entiri.verilen_downvote
    inanılmaz keyifli, hikayesiyle, kurgusuyla, akışıyla, hafif mizahı ve göndermeleriyle beni benden alan bir cem yılmaz filmi olmuş. cidden çok beğendim. film çıktığı günden itibaren her ortamda çok kötü film diye beni yönlendirmiş olan, bunda emeği geçen herkese kucak dolusu küfürlerimi ilettim açıkçası haberleri olsun. şimdi filmi izlerken ve bitirdikten sonra da devam eden bir hissiyatla bildiğin dumura uğradım ben resmen çok garip bir şey fark ettim mi desem hissettim mi desem bilemedim ilerleyen paragraflarda değineceğim o duruma, ondan ötürü yazayım bir şeyler. şimdi işi cem yılmaz özelinde konuşacaksak; g.o.r.a filmi gerçekten çok güzel ve türk sinemasında çok ama çok önemli bir yerde duruyor bana göre de yapılmış bir kaç komedi filmi arasında gösterilecek kadar da iyi filmdir. buna tamam. ancak şöyle bir şey var ki cem yılmaz'ın sinema kariyeri açısından en büyük talihsizliği aslında gora filmini çekmiş olmasıydı. hem komedyen olup hem de böyle bir komedi filmi çekince biz gittik onu komedi filmleri yapan meddah sınıfına koyduk maalesef. hatta utanmadık gitti recep ivedik'le falan yarıştırmaya kalktık. böylesine bir değere yakışmayacak misyonlar yükledik. oysa ki cem yılmaz bu filmle bana bir kez daha göstermiştir ki "alaylı" diye tabir edebileceğimiz bir sınıftan geliyor olmasına karşın emsallerine nazaran inanılmaz bir drama yazarı ve oyuncusudur. bunu "her şey çok güzel olacak" filminden itibaren neredeyse her filminde üstüne katarak gösteriyor. drama deyince de milletin aklına dram filmi geliyor gerçi ama tiyatro terimi olarak drama'dan bahsediyorum. allah'ım delircem bu film neden bu kadar sevilmedi anlamak mümkün değil. film; başından sonuna kadar bağırıyordu resmen, "ben sizi güldürmeyeceğim durun bi sn, başka bir şey anlatıyorum stand up yapmıyoruz burda" diye bağıran bir film olmuş bu. neyse film çok güzeldi, hikayesi çok duru bir hikayeydi, gayet keyifli bir 2 saat geçirdim, arada komikli şakalı espriler de sırf cem yılmaz filmi diye konulmuş olmasıyla beraber içerik ve anlatım yönünden beni etkiledi epey. hee çok istiyorsanız sırf bundan dolayı komedi filmi değil belki hafif mizah, güldürü sınıfına sokmak daha doğru olur. (bkz: vodvil) ayrıca hem yerli hem yabancı sinema sektöründen bir sürü göndermeler vardı baya hoş olmuş göndermeler. özellikle eşkıya filminin tekerlekli sandalye sahnesinin parodisi ve nurgül yeşilçay'lı "her şey çok güzel olacak" göndermesi beni benden aldı resmen tatlı bir enstantane bence. haa filmin sonuna koyulmuş şahikalar fragmanı da çok başarılı olmuş o da güzeldi. (bkz: acıma yetime) ama işin ilginç kısmı şimdi yazacaklarımda başlıyor bence, toplaşın. birdman filmini izlediniz mi? izlemediyseniz dahi bir ara aklınızda bulunsun açın izleyin ama bu yazacaklarıma katılacak ya da yanlışlayacak olanlar ancak birdman filmini de izlemiş olanlar olacaktır. şimdi ben o filmi de çok sevmiştim hatta yanılmıyorsam 4 tane de oscar'ı var o filmin. işte türkiye ve hollywood arasındaki keskin fark da biraz bundan kaynaklı sanırım. kıymet bilen adamlar her yeni film ile biraz daha üstüne koymak için motivasyon kazanıyorlar çünkü karşılığını alabiliyorlar. bizde de o iş motivasyonu sağlanamayınca ali baba ve 7 cüceler gibi bir fiyasko da çıkabiliyor haliyle. neyse... pek yakında filmini izlerken ben resmen birdman filmini hissettim bildiğin. hatta başlarda bu biraz canımı sıktı, esinlenme üzerinden film yapmış koca cem yılmaz bile dedim açıkçası. size bunu somut bir şekilde örneklendiremem ama birdman ve pek yakında filminin konusu ve içeriği çok yakın olmamakla birlikte hikayenin işleniş tarzı ve dokusu, hissettirdiği duygular bende çok benzer oldu. yani neden böyle düşündüğümü anlatmak için birdman'i tekrar izleyip daha tutarlı örneklemeler ile nesnel bir çıkarım yapmam gerek aslında ama durum böyleyken böyleydi, ve bu düşüncemde hissiyatımda çok fazlaca eminim. birdman ile pek yakında filmi "tiyatral doku" bakımınından birbirlerinin karşılığıdır. bunu film boyunca gördüm ve hissettim. o kadar çok ortak noktalar vardı ki şimdi yarım yamalak yazıp eksik bırakmak istemiyorum, ama filmi izlerken duygu geçişlerinden, diyaloglara kadar bir çok noktada oha ya birdman'den esinlenmiş koskoca cem yılmaz dedim. sonra filmi durdurup aralarında ne kadarlık süre var acaba diye merak edip vizyon tarihlerini karşılaştırdım. sonuç; pek yakında: 2 ekim 2014 birdman: 17 ekim 2014 işte dumura uğramama sebep olan şey tam olarak buydu. neredeyse aynı hafta vizyona girmiş bu filmler. hatta pek yakında birdman'dan önce vizyona girmiş. kafam karıştı lan resmen. filmde de korsan yayın ticareti işleniyordu, avatar 2 filmi ellerine geçmişti falan. ne yalan söyleyeyim "acaba cem yılmaz da birdman'i bir şekilde izleyip hızla kendi hikayesini mi kurguladı sonra da bu olaya bile korsancılık konusuyla gizliden gönderme mi yaptı " diye düşünmedim değil klajsdlkasjd. yazdıklarım saçma gibi gelebilir ama ben hissettiğim şeye inanırım arkadaş kusura bakmasın kimse pek yakında müthiş bir film olmasının yanında çok sağlam bir kara mizah ya da dram filmi olan birdman'in parodi film versiyonunu teşkil ediyor benim gözümde. ulan birdman'in tüyleri diken diken ederek yaptığı sinema eleştirilerinin bile birebir aynısının komiklisi, "pek yakında"nın arasına sıkıştırılmış çok güzel bir his bu bence. çaldığını düşünmem işin esprisi tabii ki ama güzel 1 rastlantı, 2 güzel film diyebilirim. sanki cem yılmaz ya da bir başka biri önce birdman'i çekmiş, sonra filmden arta kalanları, malzemesiyle textiyle kesip biçip birleştirip bir de parodisini çekmiş hissiyatı oluşturuyor insanda. hikaye akışı, filmin dekoru, hatta bir miktar teması derken inanılmaz örtüşen 2 film ortaya çıkmış aynı anda. bu iki filmin aynı elden çıktığını düşündürüyor ve filmlerde zaten arka arkaya vizyona girmiş. muazzam bir rastlantı be!! (benim açımdan tabii akskd) neyse özetle pek yakında güzel film, birdman de güzel film ikisi de izlenebilir, izlenmelidir. cem yılmaz'ın artık komediyi ya da karakter komedisini sadece sahnelerde yapması, beyaz perdede o sürekli ucundan kıyısından ortaya çıkarmaya yeltendiği ama etiketinden ötürü bir türlü girişmediği, girişse de bir türlü ciddiye alınmadığı şu dramatik yazarlığı ve kurgusal hikaye oyunculuğunu ciddi ciddi iş edinmesi gerek. ulan ülkede sinema sektörüne yeni soluk getirmesini umduğum adamın cem yılmaz olması da hem çok güzel hem de bir yandan üzücü bir durum ya neyse... bu arada söylemeden geçmeyelim, filmde ki yeşilçam havası da ayrı bir şekilde etkiliyor insanı. hele ki yeşilçam sever olarak bende güzel tatlar bıraktı o durumda. not: bu entryi de nickaltımdaki entrye ekliyorum göz atmak isteyenler için. >> (#1426366)
    2kardeşim, senin yazdığın yazıları istemsizce okuyorum. eline sağlık. üşenmiyor musun la hiç - uzun winston light 25.02.2017 11:24:05 |#3109040
    1teşekkür ederim ne mutlu. :) yok üşenmiyorum stresten uzaklaştıran bir terapi gibi düşün. rahatlamak açısından yazmaya vakit ayırmayı hep sevdim. :) - devriksekiz 25.02.2017 11:33:00 |#3341855
    1o zaman güzel :) - uzun winston light 25.02.2017 12:15:20 |#3113332
    ... diğer entiriler ...