bugün
yenile

    çocukken yapılan ama büyüyünce yapılamayan şeyler

    5
    +
    -entiri.verilen_downvote
    - işten gelmekte olan babayı camda beklemek. sokağa girince patır patır merdivenlerden koşarak apartman girişine varmak ve 5 kat yukarı babanın omuzlarında yolculuk yapmak. aynı zamanda gazeteyi de sahiplenmek. (gazete yük olmasın adamcağıza, yazık) - dedeyle güreşmek ve her seferinde yenmek.(ya ne olacağıdı?) - kardeşin biberonunun ucunu ısıra ısıra kocaman koparmak. (maksat; itlik olsun) - babaanneyle pazara gitmek. aşırı hiperaktiflikten yerimde durmazdım. pazarda kaybolmaman için de babaannemin belime çamaşır ipi bağlaması. (insana böyle muamele yapılmaz, hele ki toplum içinde. ayıp ayıp.) - mahalledeki bütün çocukları kafalayıp ortak parayla top almak. topu o gün evine götüren kişinin sokağa çıkınca topla kaldırıma 5-6 şut çekmesi ve bütün çocukların o top sesini duyup maç yapmaya inmesi. maç sonu yenilen cips ve meybuzları da unutmamak lazım. - çalışmayan zilden ötürü ele güne aldırmadan 5. kattaki eve defalarca "annneeğğ" diye bağırmak. - camda bağıra bağıra mahalleye şarkı söylemek; "hu ha dev adam. 12 dev adam!" - camda ananemin yaptığı kurabiyeleri yerken uyuya kalmak. - misafirlikte uyuya kalmak ve eve kucakta dönmek. -bayramlarda boncuklu silah ve torpil almak. pazar tahtalarıyla da cepheler kurmak ve akşama kadar savaşmak. maç yaparken yanlışlıkla bir cama isabet eden şut sonucu cama çıkan teyzenin "gidin yukarda oynayın!" isyanı. sonra bizim gidip yularda oynamamız. aynı olayın yukarda da cereyan etmesi sonucu "gidin aşağıda oynayın!" isyanına maruz kalmamız. ve bizim akşama kadar bu döngü içinde ille de top oynamamız. - bazen de arsada çok oynardık. bizim sokakta 4 tane arsa vardı. köşedeki arsa en büyüğüydü. 6 arsa büyüklüğünde diyebilirim. orda da deli givi maç yapardık. kırık camlar, keskin taşlar içinde. ama önemli olan oynamaktı. deli gibi terlemekti. bağırmakrı, coşmaktı. çünkü hepimiz birer zidane, birer ronaldinho, birer beckham, birer pirlo olduğumuza inanırdık. sonra büyüdük, öğrendik. o iş öyle değilmiş. kısa süre sonra da o güzelim arsalara binalar dikildi. bir daha arsalarımızda maç yapamadık. sprey boyayla çizdiğimiz kalemizi bile aldılar elimizden. sonra sokakları arabalar bastı. sokağımızı da aldılar elimizden. şimdi camdan bakıyorum da sokakta oynayan çocuk kalmamış. sokaktakiler de zaten ellerinde tabletle oturmuş merdivene, oyun oynuyorlar. yani oyun oynadıklarını zannediyorlar. yazık...
    ... diğer entiriler ...