bugün
yenile

    hatırladıkça iç burkan garibanlık anıları

    17
    +
    -entiri.verilen_downvote
    lisedeyken durumumuz çok kötüydü. hani okula gidince su alacak kadar bile para isteyemiyorum ailemden. etraftan yardımlar falan geliyor. bunlar çok koymazdı bana, durumumu kabul ederdim. ama bir gün evin kapısı çalındı, bi tanıdığımız var kapıda, yanında da bir başka kadın. hadi dediler, ne hadisi dedim. açıklama yapma gereği duymadılar, annem ve beni aldılar yola koyulduk. o zamanlar bi adidas mağazası vardı önünden geçerken içerideki ayakkabılara göz atmayı çok severdim, oraya götürdüler. ben hala safım, anlayamadım, heralde diyorum ben yaşımdaki çocukların vücut yapısına göre kıyafet alıp birilerine yollayacaklar. hani saflık o derece. neyse bunlar aldılar ayakkabı bana. 120 tl, siyah, derisi parlıyor. bir de bu kadınlar hadi bak benim çocuğumun ayakkabısı yok böyle falan diye gaz veriyor bana. benim içime bi öküz oturdu zaten o sıra. ama annem ağladı ya hani? o iğrenç lafın üstüne? kelimelerin fiziksel şiddetten daha ağır olduğunu farkettim ya hani? işte o zaman var ya, iskender'in denizlerini yırtıp napolyon'un haritalarını yakasım geldi. o an ben fakirliğin utanılacak bir şey olduğunu düşünmeye başladım. hani sadece beni götürüp bu işi yapsalardı yine bu kadar bu duyguları hissetmezdim. ama sonra o düşünceden sıyrıldım bir şekilde. tabii o tanıdık olan teyzenin suratına bakmadım bir daha annemi bu şekilde ağlattığı için. bir şeyleri insanların kalbini kırmadan yapmakta mümkün. bu insanlar belki o zamanlar çok kırdılar kalbimi. ama bir şey öğrettiler işte bu şekilde bana; "insanın cebi değil, gönlü fakir olmamalı."
    1sen ne güzel bir detaysın. - gobekpamugu 06.01.2017 03:41:20 |#2939704
    ... diğer entiriler ...