bugün
yenile

    intikam

    0
    +
    -entiri.verilen_downvote
    Zaman zaman insanın içine düşüyor böyle şeyler. Kinci bir adam olamadım hayatım boyunca. Garip bir yapım var. Ama size anlatacağım bir intikam hikayem var. Lise dönemine daha evvel bir entry de bir ufak değinmiştim. Fazla hızlıydım. Fazla kızla takıldım. Aslında bunun sebebi başında olan bir kızdı. Ama konumuz bu kız değil. Şuan anlatacağım kişi aslında beni ilk düşündüren kişi... İsim olarak Gizem diye bilin siz şimdilik... Genel olarak çevrem tarafından tanınıyordum. Yaptığımız muhabbet geyik sohbet hoşuna giderdi insanların. Bu durumun getirisi olarak bir çok arkadaş ortamında seviliyordum. Lisede sevdiğim kız tarafından terk edilişimin ardından atıldığım hovardalık günleri fena gitmiyordu. O zamanlar aşk sevgi gibi kavramları ergenlikten dolayı meme, popo, kuku gibi sevimli kelimelere devşirmiştim. Bir gün ilk okulda çirkin olduğundan yüzüne bakmadığımız kız arkadaşlarımızın güzelleştiğini ve eski günleri yâd etmenin gerektiğine karar vermiştik. Genelde organizasyonları ben yapardım. Çok kolay beğenen biri olmadığımdan kendi beğendiğim yeri seçerdim. Öyle salak saçma pop müzik çalan yerlerde oturmayı sevmiyordum. Güzel blues çalan mekan ayarladım. İlkokuldaki arkadaşlarımız ile beraber mekanda buluştuk. Orada herkes kendi sınıfında olanları yaşadıkları anıları anlatırken biz manyaktık havaları oluşmuştu. Aynı karikatürdeki gibi Karikatür. Tabii bir süre sonra Aysu bir arkadaşıyla sonra buluşacağını ve buluşacağı arkadaşı yakında olduğunu söyledi. Gelebilmesi için rica etti. Güzel kızların güzel arkadaşları olur denir. Bu toplum tarafından kabul edildiğini de düşünürsek ve nezaket gereği buna hayır dememiz imkansızdı. Ama hayatımı değiştirecek insanın oradan içeri girmesini beklemiyordum. Bir kız girdi içeriye. Gizem... Ben böyle bir göz görmedim. Bu kadar büyük nasıl bir insanın gözü olabilir. Garip hisler oluştu bende. Kız geldikten sonra tabii espri ve konuşma oranım arttı. Bir ara konu tiyatroya geldi. Önümüzde olacak olan tiyatro oyunundan bahsediliyor. Bilet kalmadı diye üzülüyor. Ben dedim direk "bende bilet var 2 tane. Arkadaşım gelecekti işi varmış biletim boşta. Gelmek istersen sana vereyim." Ortada bilet falan yok evet derse sıçtım dedim kendi kendime. Korkulan oldu ve evet dedi. Karaborsa millete yalvar yakar yanyana olan 2 bilet almak zorunda kaldım. İyi girmişti. Bu süre içerisinde kendimi güzel bir aşk hikayesinde mutlu biri falan olarak hayal ederken bir gece oturup kendime lanet ettim. Yani çevremde bu kadar kız var ve ben bir çok kızla takılıyorum. Evimde başka bir kızın çamaşırı var ama ben aşık oldum falan diyorum. Ben hak ediyor muyum triplerine girerken bu kız arkadaşları çevremden tek tek silmeye başladım. Mesaj atanlara siktir çekiyorum. Gaza geldim. Doğru insan olacaktım. Daha düzgün bir profil yaratmayı deneyecektim. Bunun sebebi karşımdakini kandırmak değil. İlk defa bu kadar yoğun duygu hissediyordum. Bunu kaybetmekten çok korkuyordum. Gözlerine bakarken arkada sanki Gary Moore çalıyordu. Etrafımdaki herkese bu kızı anlatır olmuştum. Aynı İsmail abi gibi arkadaşlarıma “kocaman gözleri var” diyip geziyordum. Tabii bir yandan da kendi başıma gelin güvey olmadığımı düşünüyorum tiyatrodan sonra kızla bayağı samimileştik gezip tozuyoruz yiyip içiyoruz. Bildiğin mutluyum ya. Bir süre sonra artık buna açılmayı düşündüğüm tarihler geldi. O sırada Mor ve Ötesi konseri vardı. Bana dedi ki arkadaş grubu olarak gitsek nasıl olur. Dedim gel fiyakan olsun arkadaşlarına söyle tüm biletlerde benden diye hava yaptım. O gün arkadaşlarının yanında ona sürpriz yapıp açılıcam işte işi bağlıcaz güzel bir şarkı esnasında. Kafamdaki plan buydu. Ama benim bilmediğim bir durum vardı. Gizem o gün geldiğinde yanında biri vardı. Adı Burak. Elini tutuyordu. Bunca zamandır konuşmalarımız falan hiç önemi yok o kadar sahilde yürüyüşlerimiz falan hep boşa. Süreci hızlandırarak anlatıyorum aslında bir çok detay var atladığım. Ama beni anlayın diye belli başlı şeyleri anlatmam gerekiyor. Neyse o gün çocuk biletleri sorduğunda ben aldım hepsini diye cevap vermişti. Eyşan'dan hallice bir Gizem vardı ortada kısaca. Konserde şarkılarla beraber bende çöktüm. Ama bu Gizem ile Burak'ın arasında da bir bozuklukta vardı. Buradan sonrası ağır salaklık içermektedir okurken buna hazırlıklı olun arkadaşlar. Bunlar kavga etti konserde. Çocuğu dövmeye kalktım ben. Serseri orospu çocuğunun tekiymiş aslında elemanda. Neyse ben o gece kızı mutlu edicem diye şebeklikler yapıyorum ama içim kan ağlıyor. Kız ağlıyor bir yandan bir yandan ben güldürmeye çalışıyorum falan. Kız geldi bana sarıldı başladı çocuk için ağlamaya. Ya kimse böyle bir şey yaşamasın bu nasıl bir acı amına koyim... Neyse kızı güldürdüm falan gecenin sonunda evine güler halde bıraktım. Sonra gecenin ilerleyen saatlerinde yerde kaldırımda uzanmış bir şekilde yatarken güneş doğduğunu farkettim. Uzun süre hareketsiz kalmışım. Sanki 10 dakika durdum gibi. Bir süre sonra tabii benim aklım başıma geldi. Kızın aslında bana neler yaptığını idrak etmeye başladım. Kız beni bildiğin kullanmış. Ben hediyeler yemekler konserler tiyatrolar takılırken abla aslında vakit geçiriyormuş. O günlerimi hep plan yapmaya ayırdım. Bir şeyler yapmalıydım. Ama ne? Ergenliğin verdiği alkol özentiliği geldi aklıma. Bir süre arayla Gizemler evlerinde arkadaşlarıyla toplanıyordu. Erkek kız karışık. Davet ettirdim kendimi zorla. Alkolleri aldırdım bunlara yemek yapıcam diyerek. Güzel yemek yapan biri olduğumdan mutfaktan kızları def edip bu arkadaşlara güzel hamburgerler hazırladım. Yavaş yavaş içip eğlenirken herkes o kafayla yanındaki kız arkadaşı ile takılmaya başlamıştı. Çift olarak gelmişlerdi. Tabii bizde boşta kalanlar olarak alkolün bize verdiği yetkiye dayanarak bir şeyler yaşamaya başlamıştık. O sırada alkolü yenilemeye gittim. Gizliden çarptığım telefon ile Burak’a mesaj attım. Anahtarı paspasın oraya sakladığımı söyledim. Sonra babasına yarım saat sonra kargo geleceğini söyledim. Babasının iş yeri evin altındaydı. Çocuğunda takıldığı kafe evin dibindeydi. Yani yarım saatte olaylar alevlenip evden tüymüş olmam gerekti. Mesajları sildim ve içeri geçtim. Döndüğümde ev seks partisine dönmüştü resmen. Herkes birbirinin yaptığı abuk sabuk hareket ile güç almaya başlamış garip şeyler dönmeye başlamıştı. Ve beklenen an geldi. Burak paşa içeri girdi. Evin her köşesinde olay var. Tabii biz arka odaya geçmiştik. İçeri tekme ile girdi. Ben bu duruma hazır olduğumdan ilk önce içimdeki o hınç hissini ortaya koymam gerekti. Çocuğa bir tane patlattım girmesiyle. Çocuk bu savrulmayla etrafın içine de sıçtı tabii. Herkes yavaşça ayılmaya başladı adrenalin artınca. Bende kıza başladım yaptıklarını anlatmaya. Ona duygusal şok yaratmaya çalıştım. “Ulan bu kadar da olur mu be” diyerek damardan girdim. O kadar derbeder girdim ki o suratına yumruk yiyen gavat demin kız arkadaşına çakmıyormuşum gibi bana gelip kardeşim falan demeye başladı babacan tavırlarla. Sonra tabii uzun tutmadım ki olayı çakmasın bunlar, evden giyinip çıktım. Ben binadan çıkarken selam verdim bir amcaya. Bu amca Gizem’in babasıydı. Artık selalar Gizem için okunuyordu. İçeride ne olduğunu bilmiyorum ama Gizem’i uzun yıllar göremedim. Sanırım taşındılar. “Bu mesajları kim attı ulan” diye düşünmüşler midir o hengamede kimin aklına gelir bilmiyorum. Ama bununla ilgili bana en ufak bir dönüş bile olmadı. Burak orospu çocuğunu geçen sanayide yaptığımız bir robot için gittiğimde gördüm. Şu sanayide paspas yapan orospu çocuğu için değdi mi be çektiklerin...
    ... diğer entiriler ...