yaran fıkralar

adamın birinin üç oğlu varmış adam ölüm döşeğine düşmüş oğullarını başına toplayıp -bakın oğlum ben gidiciyim, sizin kendi aranızda anlaşacağınızdan eminim ama yinede kadı efendi ile konuştum mirasımı size eşit şekilde o paylaştıracak bana bir hal olursa gidin kadı efendiye selamımı söyleyin o mirası paylaştırsın derken adam ölür çocuklar babasının vasiyeti üzerine yola düşerler giderlerken yolda bir adamla karşılaşırlar. adam devesini kaybetmiştir -devemi gördünüzmü diye sorar.birinci çocuk -bir gözü körmüydü der.adam -evet der. ikinci çocuk -kuyruğu yokmuydu der.adam -evet der. üçüncü çocuk -bir ayağı topalmıydı der -adam yine evet der ve devenin nerde olduğunu sorar.çocuklar deveyi görmediğiklerini söyler.adam -madem kadıya gidiyosunuz bende kadıya sizi şikayet için gidecem der ve beraber yola düşerler derken kadının yanına gelirler kadı karşılar sorar -siz niye geldiniz diye çocuklar babalarının selamını olduğunu mirası paylaştıracağını söyler kadı diğer adama -sen neden geldin diye sorar.adam -bunlara devemi gördünüzmü diye sordum tüm özelliklerini bildiler ama devemi görmediklerini söylediler bende şüphelendim bunlardan şikayetçiyim der .kadı birinci çocuğa -sen niye kör dedin diye sorar -yoldaki yaprakların sadece sağ tarafı yenmişti der ondan anladım ikinciye sorar sen kuyruğunun olmadığını nerden anladın der -pisliklerden anladım der kuyruğu olsaydı top halde olurdu ama pislik dağılmıştı der. üçüncüye sorar sen topal olduğunu nerden anladın -derenin içinde üç tane sağlam ayak izi birinin yan bastığını görünce anladım der böylelikle bunların yapmadığı anlaşılır fakat kadının gözü korkar bunlar benden zeki mirası nasıl paylaştıracağım diye düşünür derken bunlara bi ziyafet vereyim kapı arkasında dinlerim ona göre paylaştırayım der ve ziyafet hazırlanır kadı bi dakika diyerek çıkar ve kapının arkasına geçer.dinlemeye başlar birinci çocuk -yediği kuzuyu göstererek bu kuzuyu köpek emzirmiş der. ikinci çocuk içtiği şarabın tasının mezar toprağından yapıldığını söyler üçüncü çocuk - bu kadı ibne lan der kadı bunları duyunca koşar kasaba bu kuzuyu neyle beslediğini sorar adamda annesi ölünce kapının önündeki köpeğin emzirdiğini söyler kadı bu sefer şarapcıya gider ve bu şarabı ne toprağında yaptın diye sorar o da mezar toprağında der annesine gider anne benim başımda bi olay geçtimi diye sorar annesi de sen küçükken sana tecavüz etmişlerdi der.kadı bu hışımla eve döner birinci çocuğa sorar kuzuyu köpeüin emzirdiğini nasıl anladın diye o da şurası normalde yağsız olur ama köpek emzirdiği için yağlı olur der ikinciye sorar sen şarabın mezar toprağında yapıldığını nasıl anladın diye o da zevk yerine keder veriyor ordan anladım der ve üçüncüye sorar sen ibne olduğumu nerden anladın der o da şöyle der -kapıda asılı olan fenerbahçe bayrağından der

benim en sevdiğim şuydu; temel bir gün yolda muz kabuğu görmüş, "birazdan düşecem" demiş. bu mal fıkraya gülerim. ve hiç de unutmam bunu.

bir gün bir gariban şarküteriye girip az bir şey beyaz peynir ve üç-beş zeytin ister. param yok, allah rızası için der. şarküterici o an başka bir müşteriye yüklü satış yaptığından azarlar bizimkini. bizimki öylece bekler. teneke teneke peynirler, petek petek ballar yüklenir. dayanamaz ve tüm alışverişi yapan adama sorar; "abi kime alıyorsun bunları?" adam cevap verir; "bizim kız evleniyor da damada alıyorum." bizim gariban yarı üzgün, yarı kırgın içinden geçeni söyler; "sen bana 250 gram peynir, 30 gram zeytin al, tüm sülaleni sikeyim." (bkz: düğün arefesinde kız tarafının damada baklava fındık yedirmesi)

temel bir gün bi yarışmaya katılır ve düz mantık kitabı kazanır. kitabı veren adamlara düz mantık da ne ben bunu okuyamam siz bana anlatın der. adam başlar anlatmaya; -senin evinde akvaryum var mı? +var. - o zaman sen balıkları seviyosun. +evet. -o zaman sen hayvanları da seviyosun. +evet. -hayvanları seviyosan sen canlıları da deviyosun. +evet. -canlıları seviyosan insanları da seviyosun. +evet. -insanları seviyosan sen bi kadını da seviyosun. +evet -sen bi kadını seviyosan evlisindir. +evet. -sen bi kadınla evliysen gay olamazsın +evet -bak gördin mü düz mantık neymiş. temel çık etkilenmiş ve dışarı çıkmış. yolda dursunu görmüş. dursun teleme kitabı sormuş. temel al oku demiş dursun okuyamam sen anlat demiş -dursun sizin evde akvaryum var mı +yok - o zaman sen gaysin

sözlükteki gergin durumu yumuşatmak için açmış olduğum başlıktır. ingiliz fransız ve namı kemal ( namık değil dikkatinizi çekerim doğrusu budur ) (bkz: çok bilmiş) makatlarına bir şeyler sokma yarışmasına girmişler, hemi de seyiciler önünde. önce ingiliz gelmiş ve masanın üstüne bir portakal koymuş, herkes merakla bakarken bi oturmuş kalkmış hoop o da ne ? portakal yok. seyirciler alkış kıyamet tabi. sonra fransız gelmiş ( son terör olaylarından önce ) masanın üzerine bir tane karpuz koymuş. seyirciler donmuş kalmış. bi oturup kalkmış mösyo hoop karpuz yok. seyirciler çıldırmış, alkış kıyamet, çığlıklar.. ardından namı kemal gelmiş ve masanın üzerine bir tane zeytin koymuş, salon kıkırtı ve kahkahalarla dolmuş, herkes gülmekte falan. sonra namı kemal bi oturmuş kalkmış o da ne ? masa yok!! ( burada gülünecek ) (bkz: fıkra anlatamayan adam)

temel yerde senet bulmuş. gitmiş ödemiş.

(bkz: biraz da gülelim)

(bkz: bin atlı akınlarda çocuklar gibi şendik bin atlı o gün dev gibi bir orduyu yendik)

imam temel'e bir cuma namazında demişler ki: "hoca trabzon'un maçi var hızli gıldır da maça yetişelım." hoca da kabul etmiş. başlamış hızlı hızlı kıldırmaya. o kadar hızlı kıldırmış ki dua falan yok, ruku, secde derken sağa selam vermiş sola gelince uzatmış da uzatmış bir türlü selamı bitmez... cemaat demiş: "hocam iyi gidiydık ne oldi?" hoca temel: "hızli gidince radara yagalandık solda müfti var"

Adamın biri varmış ikinci dönem düzeltmiş 😊 (bkz: ay sn çk kmksn yha .s.s)

Bir bayan tv muhabiri bir çiftci ile delidana hastaliginin sebebini araştırmak uzere roportaj yapar; -İyi günler bayım, biz burada delidana hastaliginin sebebi hakkinda bilgi toplamak için bulunuyoruz. Hastaliga neyin sebep olduğu hakkında bir fikriniz var mı? Çiftci, bayan muhabiri süzüp cevap verir; +Şimdi bak hanım kızım; biz boğayı ineği her sene bir kere salarız -Pardon? Salmaktan kastınız? +Nasıl deyim yani, boğa ineğe senede bi kere atlar. Muhabir bayan (utanarak); -Tamam bayım tamam, ama bu olayla delidana hastaligi arasindaki iliski nedir? Çiftci devam eder; +Hanım kızım; biz ineği sabah akşam günde 2 kere de sağarız. -Bayım ben size delidana hastalığının sebebinin ne olabileceğini soruyorum, siz bana neyi anlatıyorsunuz? +Şuraya varacağım kızım; düşün ki her gün sabah akşam senin meme uçlarınla oynuyorlar, ama sana yilda 1 kere atlıyorlar. sen delirmez misin ?

derste okudum haykırarak güldüm hoca neye gülüyorsun söyle beraber gülelim dedi anlattım sınıf birbirine girdi hoca masayı yok etmeye çalışıyor mutlu musun

piç ali birgün evde annesi ve babasını cinsel ilişkiye girerken yakalar ertesi gün annesine nolduğunu sorar anneside "oğlum hastaydım baban iyi etmeye çalısıyordu der" sonra cpiç ali babasina döner ve der ki"ulan amına kodum hasta hasta kariyi sikmeye utanmıyor musun"

iki kadın sessizce oturuyormuş -fıkra biter -

herifin biri bi gün büyük bi suç işlemiş padişahın huzuruna çıkarmışlar padişah da demiş ki bana öyle bir şey söyle ki özrün kabahatinden büyük olsun seni affedeyim sonra padişah ayağa kalkmış yürüyormuş herif gelmiş padişahın kıçına parmak atmış padişah sinirlenmiş demiş deyyus sen napıyosun herif de özür dilerim padişahım sizi valide hanım sandım demiş

adamın biri varmış almanyada çalışıyormuş bütün ailesi memleketindeymiş bu adam da biraz dinine bağlı olduğu için hiç kimseyle birlikte olmuyomuş almanyada en sonunda adam memlekete dönmeye karar vermiş gitmiş karısının yanına direk demiş işte yıllardır yapamıyorum gel yapalım falan her dakka soruyormuş kadın da çocuklar var diyip geçiştiriyomuş herifi sonunda ısrarlara dayanamayan kadın tamam demiş akşam yemekte ben üstüme yoğurt dökücem o ara sen de gel yapalım çocuklar yemek yerken demiş neyse akşam olmuş bunlar sofraya oturmuş kadın yoğurdu üstüne dökmüş sonra demiş ben üstümü değiştireyim herifde arkasından kalkmış demiş çocukslara ben de annenize yardım edeyim sonra 10 dk olmuş gelen yok evin küçük çocuğu merak etmiş kalkmış odaya bakmış annesiyle babası ilişkiye girmişler sonra çocuk dönmüş tekrar sofraya büyük çocuk sormuş kardeşine hani gelmiyolar mı diye küçük çocuk da valla onu bilmem de babam önüne yoğurt dökeni sikiyo heralde demiş

--- alıntı --- musa, isa ve sakallı bir ihtiyar golf oynuyormuş. musa uzun mesafeli bir atış yapmış; top çim alana inmiş ama dosdoğru gidip yapay gölcüğe yuvarlanmış. aynı anda musa sopasını kaldırmış, gölcüğün suları ikiye ayrılmış ve top yolunda devam edip çimlere ulaşmış. isa da uzun bir atış yapmış. onun vurduğu top da doğrudan gölcüğe gitmiş ama tam içine düşecekken havada asılı kalmış. isa gitmiş, suyun üzerinde yürüyüp topu almış ve yeşilliğe bırakmış. sıra sakallı ihtiyara gelmiş. ihtiyarın vurduğu top doğrudan çitlere çarpıp yola fırlamış, o sırada yoldan geçen bir kamyondan sekip gerisingeri golf sahasına yönelmiş. bu top da gölcüğe gidiyormuş ama gitmemiş, çiçeklerin arasına düşmüş. çiçeklerin arasındaki bir kurbağa topu görür görmez atılıp ağzına alıvermiş. tam o sırada bir kartal süzülerek gelmiş ve kurbağayı kapmış ve yükselmiş. kartal, pençelerinde kurbağayla golf sahasının ucuna doğru ilerlerken kurbağa topu ağzından bırakmış ve top süzülerek doğrudan deliğe girmiş. bunun üzerine musa, isa'ya bakmış ve "babanla golf oynamayı hiç sevmiyorum. --- alıntı --- (bkz: platon and a platypus walk into a bar)

temel bigün doktora gitmiş. doktor temele fitil vermiş ve nasıl kullacagini biliyor musun diye sormuş. temel de biliyoruz tabi amk götümüze sokacak değiliz ya.

hayatımda okuyacağım en iyi fıkraları istiyorum beyler

temel almanya ya calışmaya gider ve aylar geçer köyden bir mesaj gelir. - " temel tez gel fadime öldi " temel köyüne döner odadan içeri girer fadimeyi öper öpmez canlanır fadime ve temel fadimeyi oracıkta miker. fadime cok özlediği için oyun yapmıştır. dışarı cıkınca köylüler sorar nasıl oldu diye. temelde siktum diruldi der. temel almanyaya dönmüştür ve köyden bir mesaj daha gelir. temel köye gider. tam kapıdan içeri girecekken köylüler temele der ki - " ula temel hiç boşuna girme biz bir haftadur sikeyruk daha dirilmedi "

dursun temel'i aramış ve almanya'ya çağırmış. demiş ki "uşağum, buranın taşı toprağı altın. çalışmayıp yerdeki paraları toplasan bile zengin olursun." öyle mi, öyle. bunu duyan temel atlamış uçağa almanya'nın yolunu tutmuş. havaalanından çıkarken bakmış yerde 100 dolar. şöyle bir göz attıktan sonra sırtını dönüp yürümeye başlamış. "amaan, ilk günden çalışmaya mı başlayacağum." yaracak bir fıkra değil aslında ama işte paylaşmak istedim, bizim insanımız çalışmak konusunda böyle maalesef. saygılar.

edit:3 ayrı fıkradır yaşlı amcanın biri eczaneye girer prezervatif ister. eczacı kulağını işaret ederk yaşlı amcaya"amca dükkanda bayan müşteriler bu tarz şeyler kulağa söylenir" der. amca bunun üzerine "kulağa değil yaprağaa yaprağaa" --------------------------------------------------- adamın biri eczaneye girer prezervatif ister.eczacı bunu azarlar" dükkanda bir sürü müşteri var çık dışarı adam akıllı söylicek bir şekil bul gel"der. adam dışarı çıkıp bi sigara içer ve tekrar içeri girip malafatı çıkarıp tezgaha koyar ve "buna göre pantalon var mı ?" der. ---------------------------------------------------- afrikadan sirke götürülen aslan uçakta kafesinden kaçar. pilota gider hırlar pilotta "beni yersen uçağı kullanacak kimse kalmaz hepimiz ölürüz"der. aslan yardımcı pilota döner y.pilotsa "pilota bir şey olursa uçağı kullanacak başka birisi kalmaz ölürüz"der ve yırtar. bu sefer aslan hostese gider.hostes aslanın kulağına bir şeyler fısıldar ve aslan direk kafese geri gider ve kafasını tavus kuşu gibi gömer. pilotla y.pilot şaşırır "ne dedinde böyle kaçtı derler"hostesse: pilolta y.pilot beni züküyor,beni yersen sen zükerler.der gülümsüyerek.

birgun carlsberg, miller, tuborg ve efes pilsen in başkanlari barda icmeye gitmiş. garson gelince teker teker soylemişler; - ben bi carlsberg aliyim - ben bi buyuk miller istiyorum - ben tuborg icecegim sira efes pilsen'in adamina gelince; - ben bir kola aliyim, demiş. garson gidince yanindakiler sorumuş, "yahu sen niye efes istemedin" diye; - kimse bira icmiyordu, ben de size uyayim dedim.. demiş..

Son zamanlarda gördüğüm en iyi fıkra. http://m.youtube.com/watch%3Fv%3DD6P59KwOsIw&ved=0ahUKEwi767yW-rrKAhXLDCwKHUQ6BkwQtwIIGjAA&usg=AFQjCNFvl86Jmrkf6XAwObg5l4k-a2lbeA&sig2=PWhSJ6RKyC3k9O_a4rvN9Q Muazzam' target='_blank' rel='noopener noreferrer nofollow' href='https://www.google.com.tr/url?sa=t&source=web&rct=j&url=<a'>class='external-link' aria-label='http://m.youtube.com/watch%3Fv%3DD6P59KwOsIw&ved=0ahUKEwi767yW-rrKAhXLDCwKHUQ6BkwQtwIIGjAA&usg=AFQjCNFvl86Jmrkf6XAwObg5l4k-a2lbeA&sig2=PWhSJ6RKyC3k9O_a4rvN9Q' target='_blank' rel='noopener noreferrer nofollow' href='http://m.youtube.com/watch%3Fv%3DD6P59KwOsIw&ved=0ahUKEwi767yW-rrKAhXLDCwKHUQ6BkwQtwIIGjAA&usg=AFQjCNFvl86Jmrkf6XAwObg5l4k-a2lbeA&sig2=PWhSJ6RKyC3k9O_a4rvN9Q'>http://m.youtube.com/watch%3Fv%3DD6P59KwOsIw&ved=0ahUKEwi767yW-rrKAhXLDCwKHUQ6BkwQtwIIGjAA&usg=AFQjCNFvl86Jmrkf6XAwObg5l4k-a2lbeA&sig2=PWhSJ6RKyC3k9O_a4rvN9Q Muazzam

temel'le zenci ıssız bi adaya düşmüşler. bunlar yemek falan bulmuşlar ama bi süre sonra azmaya başlamışlar. temel; "hadi birbirimizi sikelim!" demiş zenci de "tamam." demiş. temel geçmiş zencinin arkasına sokmadan önce vazelin sürmüş yarrağa. zenci "o ne?" diye sormuş. temel de "rahat girsin diye uşağum." demiş. temel işini bitirdikten sonra sıra zenciye gelmiş. zenci yanaşmış temel'e. ama yarrağın kafasına viks sürmüş. temel sormuş; "ha uşağım onu niye süreysun?" zenci cevap vermiş; "ciğerlerine iyi gelir diye sürüyorum."

yapma bunu işte şimdi her taraf iğrenç fıkralarla falan dolacak eksi atmak için kim uğraşcak şimdi

burası fıkralarla türkiyeye dönecek birazdan

kurbağaya az ileride genelev var demişler, kurbağa da varak vurak demiş.

sarhoş olmak dışında anlatana ayıp olmasın diye gülünen düşük espri seviyeli hikayeler..

bu gün bi arkadaş anlattı çok hoşuma gitti, bir laz fırkaaası. laz hep çevresindekilere diyormuş ben hastayım hastayım diyormuş kimse dinlemiyormuş kendisini adamda diyomuş ben ölücem bana bakın falan. sonra ben ölürsem mezar taşıma böyle yazın demiş. adam ölünce mezar taşında yazmışlar, ben hastayım hastayım dedim dedim inanmadınız bak ne oldu şimdi...

bir temel fıkrası anlatabilir miyim ? temel akşam 8'de kapıcı her zaman olduğu gibi kapının önünden çöp alır di mi ? temelin kapısının önüne geliyor çöp var mı diye soruyor. temel 1 dakika sorayım diyor. +fadime çöp var mıdır ? diyor. fadime: -var. diyor. temel: +varmış istemez. diyor ve kapıyı kapatıyor.

bir gün ormanda yangın çıkmış bütün hayvanlar kaçışıyormuş. aslan kral "durun amına koyim nabıyonuz panik yaparsak yanarak ölürüz en iyisi alfabetik sıraya göre kaçalım" demiş. alfabetik sıraya göre kaçarken aslan bi bakmış önünde bir tane bit gidiyor. aslan "geçsene lan sırana amına koyduğum" demiş bitte sırıtarak "ben am bitiyim" demiş.

adamın teki resepsiyonda bekliyormuş. arkasındaki kadını fark etmemiş, birden dönünce dirseği kadının göğüslerine dokunmuş. adam; "hanımefendi, eğer kalbiniz de göğsünüz kadar yumuşaksa beni affedersiniz" demiş. kadın; "beyefendi, eğer penisiniz de dirseğiniz kadar sertse oda 406'da bekliyorum" demiş. sonra çatur çutur sikişmişler afedersiniz. bir kez daha anladım ki fıkralar komik olmuyormuş.

fıkra 1 1 alman 1 fransiz 1 ingiliz birde temel varmış. temel demişki -ula gene mi siz fıkra 2 1 makedon 1 yunan 1 bulgar birde temel varmış. temel demişki -ulaa ben sizi tanımayrum

fıkra değilde sizi trabzonun isminin nereden geldiğini anlatıcam. bundan bilmem kaç bin yıl önce yani takriben m.ö 2000 yılında şimdiki trabzonun olduğu yerde oranın yerlisi bir kadın çay topluyormuş. çay toplarken kadının eline diken batmış ve "uyyy" demiş "uyyy uyyy" olmuş sana trabzon :q

çok sapık bir adam varmış. eğilen herşeye arkadan dayıyormuş. kadın erkek hayvan bitki demeden eğilen ne görse arkadan dayıyormuş. bi gün bu adam ölmüş. bu adamın kendi kadar sapık bi oglu varmış. o da egilen herşeye arkadan dayıyormuş. bi gün o da ölmüş. cehenneme gitmiş. cehennem buz gibiymiş. orada duran bi zebaninin yanına gitmiş demiş ki; " ya bu cehennemin sıcak olması gerekmiyor mu? neden bu kadar soguk amk?". zebani de yanıt olarak "orospu çocugu baban izin vermiyor ki eğilip iki odun atalım." demiş.

adamın biri karısına inek demiş. birlikte aşagi inmişler

obama putin ve tayyip toplanmışlar . obama söze girmiş demişki " bizim ülkemizde asgari ücret 3000$ , 1500$ ile ihtiyaçlarını karşılıyorlar kalanı ne yapıyorlar bilmiyoruz. putin demişki " bizim ülkede de asgari ücret 2000$ , 1000$ ile ihtiyaçlarını karşılıyorlar ama kalanı ne yapıyorlar bilmiyorum . sıra tayyibe gelmiş demiş ki " bizde asgari ücret 1000₺ vallahi bizde geçinmek için geri kalanı nerden buluyorlar bilmiyoruz .

bir gezgin düşmüş yollara, günlerce dağ, tepe, orman gezerken aç ve susuz kalmış.. derken, bir eve rastlamış ve sevinçle koşup kapısını çalmış.. kapıyı yaşlı bir çinli adam açmış ve "selam yolcu, kimsin? ne istersin" demiş.. gezgin de günlerdir yürüyüp aç ve susuz kaldığını, yemek, su ve kalacak bir yer ihtiyacı olduğunu söylemiş.. yaşlı çinli şöyle bir düşünmüş ve gezgine "tamam" demiş.. "fakat bir şartım var.. genç ve güzel torunuma asla sarkıntılık etmeyeceksin.. yoksa sana 3 çin işkencesi yaparım" diye de eklemiş.. gezgin de yaşlı çinlinin şartını hemen kabul etmiş.. yemeğe oturmuşlar ve yaşlı çinlinin genç ve güzel torunu da yemeğe katılmış.. hatunu görünce gezginin gözleri parlamış.. yemekten sonra hatun gezgine üst kattaki odasını göstermiş ve sonra herkes yatmak için odasına çekilmiş.. derken, yalnızlıktan azmış olan hatun gece yarısı gezginin odasına bir ihtiyacı olup olmadığını sormak bahanesiyle gelmiş ve gezgin de hemen hatunu odaya çekip dudaklarına yapışmış.. yaşlı çinliyi uyandırmadan sabaha kadar sevişmişler.. gezgin karnının doyması, hatuna kayması ve sıcak yatağın rahatlığıyla bebekler gibi uyumaya başlamış.. ve sabah olmuş.. horoz sesiyle uyanan gezgin bir tuhaflık sezmiş ve gözlerini açar açmaz hayrete düşmüş.. karnının üzerinde kocaman bir kaya duruyormuş.. uyku sersemi buna bir anlam veremeyen gezgin, kayanın üzerine yapıştırılmış bir not görmüş.. notta "çin işkencesi 1: karnının üstünde kocaman bir kaya var" yazıyormuş.. gezgin gülerek "hahaha bumuydu senin çin işkencesi dediğin lan yaşlı bunak" diyerek kayayı iki eliyle kavradığı gibi pencereden aşağıya atmış.. o sırada pencerenin kenarına yapıştırılmış bir başka not daha görmüş.. bu notta da "çin işkencesi 2: sağ taşşağın iple kayaya bağlıydı" yazıyormuş.. bunu gören gezginin gözleri fal taşı gibi açılmış dehşete düşüp panikle kayanın arkasından atlamış.. gezgin kayanın arkasından aşağıya doğru düşerken, yaşlı çinlinin odasının penceresinin önüne asılmış bir başka not daha görmüş.. "çin işkencesi 3: sol taşşağın da iple yatağa bağlıydı"

şaşının biri yolda yürürken karşı istikametten gelen bir başka şaşı ile çarpışmış. ve aralarında şu diyalog geçmiş: -gittiğin yöne baksana. +sen de baktığın yöne git.

bir köylü ile bir şehirli tren yolculuğunda aynı kompartımana düşmüş. saatler sonra karnı acıkan köylü çıkınını ortaya sermiş ve acılı lahmacunları bir bir mideye indirmeye başlamış. bi ara gözü kendisini yutkunarak izleyen şehirliye takılmış. hiç düşünmeden lahmacunlardan birini alıp yol arkadaşına uzatmış: -al ağam afiyetle ye. +teşekkür ederim. bende hemoroid var. -olsun beyim önce bunu bitirelim sonra senin hemoroidini yeriz.

temel bi gün mahkemeye çıkmış. hakim sormuş: -adın ne senin oğlum ? +temel ama ç'si yok. -e oğlum temel'de zaten ç yok ki. +ee tamam ben de onu dedim zaten. xd

komşusu nasreddin hoca'dan kazan istemiş. hoca da kazanı vermiş, işin bitince getir demiş. bir müddet sonra komşusu hocaya tekrar gelmiş ve demiş: "hoca müjdemi isterim senin kazan doğurdu" demiş. hoca da kazanı şöyle evirmiş çevirmiş demiş ki: "anasını sikmişsin kazanın tabi ki doğurur."

ya ben buna cok guluyorum tek bildigim fikradir zaten bi gun otobanda trafik polisi anons geciyomus dikkat edin bi gerizekali ters yone girmis diye temel de ulan ne biri hepsi terste amk demis anlatinca komik olmuyo da o an cok komikti :))))

ilkokulu özleyenler glb

cafer komadadır. yanında ise karısı... cafer'in gözleri nemli, kısık sesiyle karısına doğru bakar ve konuşmaya başlar: "ilk işten kovulduğum zaman yanımda idin. iflas ettiğim gün oradaydın. vurulduğum zaman ilk gözümü açtığımda seni gördüm. trafik kazası geçirdiğimde hastanede hep başucumdaydın... karısı takdir edilmenin mutluluğunda tabii. "şimdi komadayım yine başucumdasın. sonunda anladım ama, çok geç oldu; yahu sen ne uğursuz karısın"

pilotun biri uzun süren bir uçuş esnasinda yolculara bilgi anonsu yapmaktadir. anons bittikten sonra mikrofonu kapatmayi unutur. uçagi da otomatik pilota alir. o esnada da pilot aklindan gecenleri sesli düşünür ve şöyle der " önce gidip bi güzel sıçayim. sonra da hostesi bi güzel sikeyim." bunu duyan yolcular bagira bagira gülmeye baslar. hostes hemen telaş eder ve uyarmak icin pilotun kabinine dogru kosar. yolcularin bulundugu koridordan gecerken ayagi takilip düşer. yolculardan biri hostesi kolundan tutup kaldirakak şöyle der " acele etme bacim. önce sıçacak. "

2 tane kürt dönemin generaline giderek biz türk olmak istiyoruz demişler general 2 kürte baktıktan sonra şu karşı daki dağa çıkın orası türk dağıdır oraya çıkan türk kabul edilir demiştir iki kafadar başlamış dağa tırmanmaya ve uzun uğraştan sonra birisi dağın zirvesine ulaşmış -yaşasın türk oldum yaşasıınn -ula maho elini uzatta bizde türk olak oğlim -siktir git amına kodumun kürdü...(tekmeyi vurup aşağı atmıştır).

arabistanda erkekler entarinin altına don giymezlermiş bir kararla entarinin altına don giymeyenler hapis cezası verilir.don giymediği için hakim karşısına çıkarılan bir arap'a hakim sorar: -adın ne? -abdulmuttalip -baba adın ne? -abdulrezzak -evlimisin? -evet 5 karım var -çocuğun varmı? -var 1. den 22, 2. den 16, 3. den 18, 4.den 15, 5.den 17 tane. hakim kararını açıklar: abdulrezzak oğlu abdulmuttalip'in donunu giymeye frsatı olmadığından serbest bırakılmasına karar verilmiştir .