cien anos de soledad

gabriel garcia marquez'in müthiş romanı. bu kitapta yazar çocukluğundan beri onu etkileyen şeyleri fantastik bir kurgu ve sanatsal bir dille anlatmıştır. kitabın akıcılığı süperdir bana göre. herkese okuması şiddetle tavsiye edilir. türkçeye yüzyıllık yalnızlık olarak çevrilmiştir.

hala okumadınızmı. Gabriel García Márquez'in kitabı.

hala okumadınız mı. gabriel garcia marquez'in kitabı.

kitaptaki karakterleri çözene kadar beynin kendiliğinden alev aldığı güzide bir dünya klasiğidir.

"insanın oturduğu toprakların altında ölüleri yoksa, o adam o toprağın insanı değildir."

dün bitirdiğim okurken kafamın bir ara karıştığı ama gerçekten muazzam olan kitap.yalnız benim gibi bir zaman aralığına sıkıştırıp okumak zorunda kalmayın rahat rahat, yavaş yavaş okuyun. --- spoiler --- "soyun atası ağaca bağlanır,sonuncusunu da karıncalar yer." --- spoiler ---

ölümü umursadığı yoktu ama yaşamak çok şey demekti.o yüzden idam hükmü verildiği andaki duygusu korku değil, özlem oldu.

"kadının duygularını irdelemeye başladı; öylesine derine indi ki, ilgi ararken aşk buldu.çünkü kendini sevdirmeye çalışırken sonunda kendisi ona aşık oldu."

okumadan önce başındaki soy ağacını görüp bu ne alaka ki acaba amk demiştim. kitabın ortalarında belki 5-10 kez bakmışımdır ona. kendi içine çeken bir kitap. yoğun ve arada okuyup atılıverecek bir kitap değil. elinde kaleminle altını çize çize , hatta bazı yerlerini başka yerlere yaza yaza okunacak bir kitap. bittikten sonra da okuyan başka birisiyle muhabbetini yapmak da bambaşka bir zevk

okumayı çok isteyip elimdekilerden fırsat bulamadığım, fırsat yaratmak için girişimlere başlamama sebep olan kitap. ayrıca hediye severim, biliyorsunuz değil mi?

(#2286399) başlamaya fırsat buldum, oldukça hoş ilerliyor. --- spoiler --- gerçekten öbür dünyaya gitmiş, ama yalnızlığa dayanamadığından geri dönmüştü. --- spoiler ---

gabriel garcia marquez'in türkçeye yüzyıllık yalnızlık olarak çevrilen eseri. müsaadenizle biraz gömeceğim bu eseri. oldukça yüksek beklenti ile başladığım bir kitaptı. belki de bu yüzden çok hayal kırıklığına uğradığım bir kitap oldu. kitabın ilk sayfası bir soy ağacı ile başlıyor. karakterleri akılda tutmak oldukça zor. yazarın, karakterlerden bahsederken sürekli uzun uzun isimlerini kullanması, doğan çocuklara da aynı isimlerin verilmesi çok sinir olduğum bir nokta oldu. konuya gelecek olursak; bir sürü konu var. konuların çokluğu beni rahatsız etmedi fakat kitap hiç akıcı bir kitap değil. kırmızı pazartesi'den sonra yazardan böyle bir eser okumak beni üzdü. ek olarak, finali hoşuma gitti diyebilirim. birkaç alıntı ile bitireyim yazımı. ille de bir tarafı tutmak gerekirse liberal olurum, dedi. muhafazakarlar hileci, düzenbaz. oysa fernanda, onu yüzkarasının tanığı olarak görüyor ve ortaçağ'daki kötü haber getirenleri asmak geleneğinin kaldırılmış olmasına lanet ediyordu. soyun atası ağaca bağlanır, sonuncusunu da karıncalar yer. puan: 4.5/10

okumak istediğim kitaplar listesindedir. ayrıca bu yalnızlığa 98 yılım kalmıştır, ilk 2 yılı doldurmuş bulunuyorum. o vakte dek ölmezsem 98 yılım kaldı.