mutlu eden basit şeyler

umarım benzeri bir başlık yoktur. Bir şeyin benim için yapılmış olması. Mesela senin için 5 adım adım atıp yanına geldim dese bile beni mutlu eder ne olduğunun hiçbir önemi yok yeter ki benim için yapılmış olsun.

Astronot (oscar) balıklarımın akvaryum icinde kafasını sevdirmesi. O güveni hissetmek mutluluk verici ayrıca şuan sözlüğe yazar olarak kabul edilmem 😊

Sabah alarmın dan bir kaç saat erken uyanıp daha varmış diyip geri uyumak

Gökyüzünü izlemek. Biraz gözleri yaşatıyor ama bulutlar muhteşem. İzlerken kayboluyorum.

Vallahi sıkışık vaziyette kaldıktan uzun süre sonra tuvalet ihtiyacını gidermek. Üstüne tanımam ben .

sevilen kişiden gelen kibrit çöpü olsada mutlu ediyor:)

mutlu çocuklar görünce acayip mutlu oluyorum

Laf arasında kendin hakkında söylediğin bir şeyin sevdiğin bir insan tarafından unutulmaması

Nerde ne tepki vereceğimi bilip bunu bana söyleyen dostum,sevgilim, arkadaşım.

Birilerini mutlu etmek, tanımadığın bilmediğin insanları..

tanıdığım veya tanımadığım kişilerden bir günaydın sesi

Düzenli olarak günaydın mesajı almak

yeni aldığın kitapların gelmesi, paketi hayvan gibi parçalama ve muhteşem yepisyeni kitap kokusu ile hazzın dorukları

Kalabalık bir ortamda kafanı sevdiğine doğru çevirdiğinde zaten onun sana bakıyor oluşu ve göz göze gelmek..

Gece şarj aletini prize takarken ilk denemede şak diye girmesi (bkz: terapi gibi gelen şeyler)

Üniversite tercihleri için bana yazan biri, bugün hazırlık sınavı hakkındaki düşüncelerimi sormak icin yazdı. Biraz konuştuktan sonra hiç tanımadığım bilmediğim insan bana "iyi ki varsın" dedi. Ben seni yerim fındık. Bugün duyduğum en güzel şey olabilir. Duygusalım bulaşmayın.. Fındık geçmiş sınavdan. Haber etti simdi. Durduk yere yine mutlu oldum. Manevi kardeşim artık o benim. Ühü Edit:ekleme

Dışardan gelen birinin cebinden çıkarıp bana uzattığı herhangi bir şey.

Sebebsiz seni düşündüm de aldım hediyesi, birkaç güzel söz, hatırlanmak, aramak, benimle ilgilenilmesi bu liste uzayıp gider mutlu olmak için çok sebeb var

Gece kafamı kaldırıp aya bakmak. Hele bi de direk göz göze geldiysek ayla, içimi ısıtıyor :) ( Evet göz göze gelmek , aramadan bakinmadan .. başımı kaldırdığım gibi görebilmek .. siz ayla göz göze geldiniz mi ?)

Ben bugün şeyi öğrendim dershaneye girişte ateşimiz ölçülüyor benim yaz başından beri full 36.6 çıkıyormuş.Buna sevindim arkadaşlar buna sevinilir mi demeyin sevinirim.Sevinilecek pek bir şey kalmadı zaten elimizde istikrarlı bir vücudum olduğuna seviniyorum.

Sıcak kahve bardağına dokunup, kokusunu içine çekmek.

Işığın çok az olduğu yerde gökyüzüne bakıp yıldızları izlemek. Sebepsiz keyif veriyor bana.

Bazen ufak bir gülümseme bile yeter birisini mutlu etmek için

birinin sen seversin bir şey yapması. bugün uzun süredir görüşmediğim bir arkadaşımla buluştum. geçen buluşmamızda bir kafedeki browni'den çok iştahla ve gözlerim parıldayarak bahsetmişim, farkında bile değilim o ayrı, o da evde birkaç kere browni yapmayı denemiş ama beceremediğini düşünmüş, o yüzden buluşmaya gelirken ben severim diye browni almış. o kadaar mutlu oldum ki :') günümün en güzel olayıydı <3

Evden çıkarken birine sarılmak. Düşünsenize bi

Tek başına mutsuz mutsuz yürürken sigara içmek için durup bir etrafa bakarsın dünyayı birlikte paylaştığımız o minik canlardan biri gelip kafasını bacağına sürter. İşte o var ya dünyalara bedel.

Camel soft paketindeki sürpriz dal???

Yolculuğa çıkmak…

düşünülmenin her türlüsü beni mutlu eder. illa büyük bir şeye gerek yok. sıradan bir market alışverişinde “aa avkat bu bisküviyi sever, alayım” diye düşünülüp alınması, basit bir kırtasiye alışverişinde “aa avkat ne zamandır bu kalemlerden arıyordu, dur alayım” denilip alınması, sevdiceğimin markete giderken sevdiği kediyi benim de görmem için fotoğraflayıp bana atması bla bla çok uzar bu liste. ben düşünülmekten haz aldığım için yapılan şey gözlerimden kalp emojileri attırır.

Aslında yapamayacağını bildiğin bir şeyden bahsederken karşındaki kişinin de ciddi ciddi konuşuyormuşsunuz gibi sohbeti devam ettirmesi.

Birinin seni özel hissettirmesi

yeni, hiç açılmamış kurşun kalemle yazmak <3 bir kere ucunu açınca eskisi gibi olmuyor Ek: mesele yani

Uzun süre hareketsiz kaldıktan sonra vücudundaki tüm eklem yerlerini çıtlatmak. İki saat masaj yaptırsam bu kadar rahatlatmaz

Moralim yerindeyse her şey. Rüzgar estiği için su aktığı için belki de yaşadığım için siz yeter ki felaket tellalı olmayın ben her şey için mutlu olurum.

bir insan bir robotun mesajıyla nasıl mutlu olabilir ki? oluyor işte:) gorsel

Sarılmak

Yemekten sonra içilen türk kahvesi + sigara

Dişleri yeni yeni damağında belli olan kocaman gülen tombik bir bebek görmek, bayılıyorum ya

sesini duyması için aramak

güzel şarkı bulmak

Aaah çikolata yarama merhem olsana.. Bu cümleyi kurdurtan tabi Zakkum

Duş Jeli kokmak

0-5 yaş aralığındaki çocukların yolda yüzüme bakıp gülümsemesi. Moralim ne kadar bozuk olursa olsun sebepsiz ben de kendimi gülerken buluyorum mutlu oluyorum.

hazır kış gelirken gümbür gümbür soba

Moraller bozukken bunu farkeden birisinin iyimisin diye sorması varya üf diyorum.

manitanın durduk yere hadi çok acil seni sevmem lazım demesi

Kahve-sigara ikilisi

Dün kendime hediye kitap aldım hala onun mutluluğundayım

Ben gidiyorum diye ablam sevdiğim yemekleri yapmış. Yerim kız seni fındık

Biraz da mutsuz eden basit şeylerden konuşalım. Az önce çakmağımı kaybettim. Evin içinde 10 dakika önce kullanıp masaya attığım çakmağımı kaybettim. Başka bir sıkıntım var o sıra ama kafa çakmakta kaldı. Delirmek üzereydim. .Çakmak yok yani. Göt kadar ev amına koduğum nerede olabilir. Öyle fazla eşyası olan birisi de değilim. Her şey ortada zaten evden de çıkmadım bu siktiğimin çakmağı nerede olabilir amk? Buzdolabına bile baktım. Abartısız 45 dakika boyunca çakmağımı aradım. Bu arada başka çakmak da var elimde ama mesele o değil. Nerde olum bu çakmak? Delirmeye başladım galiba diye düşüne düşüne çakmağı arıyorum. Kafa başka yerde tabii ama işte bir yandan da ondan kaçıyorum ama çakmak hala yok o doğru. Arıyorum arıyorum yok. Hiç girmediğim odalara, banyoya, tuvalete, çamaşır makinesinin içine, buzdolabına mobilyaların altına olabilecek her yere ama gerçekten her yere baktım ama çakmak yok. 10 dakika önce kullanıp masaya koyduğum çakmak yok. Birden aramaktan vazgeçtim. Çakmağı hiç gereği yokken ve hiçbir sebep yokken kaybetmiştim ve ben bunu artık kabullenmeliydim. Bu kabullenişe evrilmem şöyle oldu: Çakmağı ararken olabilecek her yere baktıktan sonra en son cebime falan da baktım. Ama bulayım diye değil gerçekten cebimden çıkmasından korktum. Ya da işte hep gözümün önünde olan bir şeyi böyle deli divane aramış olmaktan korktum. Kafamda birden olası bir nuri bilge ceylan filmi canlandı. İşte bütün hayatım iğrenç ve korkunç sıkıcı bir film olarak perdede akıyor. Millet sıkıntıdan patlıyor. Ama entel amcalar asla bunu çaktırmayıp hayatımdan türlü anlamlar falan çıkartıyorlar. Benim üzerimden varoluş sancıları çekip fularlarını biraz daha sıkıyorlar. Filmin son sahnesinde de ben deli gibi çakmak arıyorum. Ararken de en son çakmağın elimde olduğunu fark ediyorum. Boktan bir otel odasında elimde çakmağa bakarak yere yığılıp kalıyorum. Yere çömelip elimdeki çakmağa bakarak hüngür hüngür ağlıyorum. Film böyle bitiyor. Sahne kapanıyor, salonun ışıkları açılıyor, Efe isimli bir genç az önce dudaklarına yapıştığı Melis'in memelerini ellemeyi bırakıyor. Arka koltuktan kalkıp birlikte burger king'e gidiyorlar. Ön sırada gözlüklü bir çocuk var film hakkında tivit serisi yazmaya hazırlanıyor, orta sıradaki gençler grup çalışması için kütüphaneye gidiyorlar. Evli bir çift var. Sana demiştim öteki filme gidelim diye söyleniyorlar birbirlerine. Salon görevlisi elinde çöp poşetiyle gelip seanstaki görgüsüz davarların sıçtığı koltuklardan mısır parçalarını falan topluyor. Film bitiyor jenerik akıyor, oralarda bir yerlerde küçük bir satırda ismim geçiyor. Makara boşa sarmaya başlıyor. Sinema görevlisi yeni seans için hızlı ve öfkeli filminin 19.'sunu takıp yeni müşteriler bekliyor. Neyse vazgeçtim çakmaktan. Olur da bulursam hemen çöpe atacağım.