gündemde koronavirüs aşıları olduğundan dolayı genel olarak açılmış bu başlığa koronavirüs aşıları hakkında yazmak istiyorum.
asla aşı karşıtı değilim ama koronavirüs aşısına karşıyım. güvenmek için hiçbir sebebim yok. hala hiçbir şey netleşmemişken tereddüt etmem çok normal.
ayrıca tek örnek değil ama koronavirüs aşısı hakkında
erhan kaleli’nin yazdıklarını size aktarmak istiyorum:
tivit zinciri 1:
Covid aşı karşıtlığı ile ilgili çok yazılıp çiziliyor. Oysa konu aşı karşıtlığı değil, bilgilendirilmeme ve yan etkilerdeki endişe. Üstelik endişe duyanlar da “bilime güvenmemekle” suçlanıyor. Gerçekten araştıracaksanız size tıp tarihinden bir örnek:
Thalidomide Faciası
Aşılar ileride sorun yaratabilir veya yaratmaz. Sorun bu değil. Sorun, hastaya onam formu imzalatılarak sorumluluğun kişiye devredilmesi ve birçok meslek grubunda zorunlu olarak yaptırılan bu aşıda devletlerin vatandaşının kararına saygı duymaması.
Hem onam formuyla “aşı olmayı hasta olarak sen kendin istemiş” oluyorsun, hem de aslında sana dayatıyorlar. Meslekten ilişik kesme, görev yerini değiştirme vb. bir mobbing uygulanıyor. Endişelere ek olarak burada da hukuki bir sorun ortaya çıkıyor. İnsan hakkı ihlali.
Halkı korku ve paniğe sürükleme konusu da yine kişisel bir karar olarak aşı olmak istemeyenlere yıkılan bir suç olarak önümüze çıkıyor. Oysa aşı dayatması yapanlar bu suçu işliyorlar.
Amacımız gerçekten bilim ise hiç kimse bir diğerine aşı ol/olma diyemez. Bu sorumluluğu kimse üstlenemez, üstlenmemeli. Tarihte bunun acı ve geri döndürülemez sonuçları var.
Bilimin önündeki muhtemel engellerden para hırsı, itibar kazanma çabası, ihmal, etik ve ahlaki değerlerde zayıflık gibi konular da göz önünde bulundurulmalı.
Biraz akıl, sağduyu ve izan.
Esenlikle,
bir tivit
başka bir tivit
Biz istemez miyiz pandemiden kurtulmak, gönül rahatlığıyla aşı olmak? İsteriz. Ama ortada çelişkiler,kasıtlı sessizlik, şeffaflıktan uzak uygulamalar varken kendimizi kandırmanın da bir manası yok. Ortada insan canı var. Hal böyleyken susmak da etik değildir.
Bu kadar basit.
tivit zinciri 2:
Aşı konusunda işin uzmanları gerçekten hemfikir olsalardı ve aşı gerçek manada koruyucu, yan etkileri önemsiz derecede olsaydı televizyonlarda aşı hakkında bilgilendirici yayınlardan başımızı kaldıramazdık. Yetkililer de bu derece aşı dayatması yapmak zorunda kalmazlardı.
Oysa
-PCR testinin güvenilir olmadığı açıklandı,
-U. Şahin ve Pfizer’in sahibinin uzun süre aşı olmadıkları ortaya çıktı,
-2 doz aşı olanların bile hayatını kaybettiği görüldü,
-3. doz,hatta yeni varyant için aşılar gündeme geldi,
-Yanlış uygulamaları eleştirenler cezalandırıldı.
Şimdi diyorsunuz ki gözünü, kulağını kapat; görme, duyma, aşını ol. Bunun adına da bilim diyorsunuz. Üstelik aşı olan/olmayanlara göre virüs yayılma istatistikleri, aşı olanlardaki ölümler ısrarla açıklanmıyorken.
Nerede sorgulama?
Nerede vicdan?
Nerede bilim!
Bir de utanmadan aşı olmayanlara yasaklar getirilsin, hapse atılsınlar diyorsunuz. E pes artık!
Hiçbir bireyin anayasal hakkının gaspı talep edilemez! Dileyen olsun aşısını, tutan yok. Asıl, aşı olanlar bir şekilde pandemi döngüsünü devam ettiriyorsa o zaman ortalık karışacak.
Birazcık sorgulamakla hiçbir şey kaybetmez, aksine çok şey kazanırsınız.
Bazıları ısrarla anlamak istemeyeceği için belirtiyorum:
Aşı karşıtı değilim, akıl ve bilimsellikten tarafım.