çok güzel hareketler 2

bugün itibari ile kanal d ekranlarında başlangıç yapan komedi programı. “hiçbir türkiye insanı” şeklinde bir tanım yer almış şahsen izlemedim okudum ve beni rahatsız etti. kimse kusura bakmasın da “hiçbir türk” diyemiyor olmak katıksız bir şekilde milliyetçi bir tutumdur. “türk milliyetçiliği içermeyen milliyetçi bir tutum.” geldiğimiz hale bak anasını satayım.

(bkz: kurtlar vadisi pusu) ilki kadar tat vermeyeceği kesin ama yine de ön yargılı olmamak lazım. zaten eskisi gibi tat veren ne kaldı ki şu dünya üzerinde.

arkadaşlar buna giden var mı?

baya bir ön yargıyla izlemeye başlayıp kahkahalarla izlediğim komedi programına döndü kendileri. özellikle 9. bölüm harikaydı. sahnede unuttukları bölüm müthişti.

safa cemile begüm evliya (bkz: en iyileri)

her skeçlerine çgh notu verilmesini bile abartı buluyorken, neredeyse her bölümde zil çalıyorlar.. yılmaz erdoğan'ın bu jenerasyonu bu şekilde kollamayı bir an evvel bırakması lazım. hocam anladık, "bu çocukları eskiler ile bu derece kıyaslamayın. bunlar da başka tat, başka lezzet. tadını çıkarın. zamanla zaten daha iyi olacaklar, göreceksiniz." diyorsun. ama bu şekilde olmaz. bırak, her şeye rağmen kendi ayakları üzerinde dursunlar. her bölüm "bu çocuklar da çok iyi." algısı sağlamak için zil çalmaya bahane aramaktan vazgeçmelisin. o imajı onlar kendileri çizmeli, sen olmadan.. hayır yani, eskilere ayda yılda bir zil çalınırdı. şimdi güle oynaya zil çalınıyor. zili çaldırmanın eskiden bir ağırlığı vardı. şimdi ortalama bir bkm skecine bile zil ya da çgh diyorsun. yapma yazıktır, etme günahtır. eskilere onca sezon kaç zil çalındı bilmiyorum ama, yenilere çalınan zil sayısı şimdiden eskileri geçmiş olabilir bu yüzden. fakat hala ortada devasa bir kalite farkı var. nedir o? - eskiler tekrara bu denli düşmezdi. - eskiler hangi role ne kadar benzin yakması gerektiğini iyi hesaplarlardı. - eskiler sosyal medyadan mizah araklamazlardı. - eskiler mizah üretir ve ülkeye -kendilerine ait- mizahı yayarlardı. - eskiler zora düşünce taklit yapabilme gibi yetenekleri kısa yol olarak bu derece kullanmazlardı. - eskilerin de yanlışları vardı. ama "yanlışları bile" kararındaydı.. daha 11 bölüm oldu, "açın kapıyı 5" skecini yaptılar.. aga biraz özletin ya hu. zaten tuttu denilebilecek birkaç şey koydunuz ortaya. onları da gani gani kullanmayın. hıyarlı baba böyle miydi? bir çıkar, sonra birkaç hafta hiç çıkmazdı. sonra pat diye bir çıkınca hasret gidere gidere izlerdik. ya da mesela; metin'in mehmet ali birand taklidi.. hiç mi feyz almadınız bu taklit serisinden? bana bir defa bile gına gelmemişti bu seriyi izlerken. ama şu yeni jenerasyondaki -en yetenekli denilebileceklerden olan- safa'nın taklitleri artık kabak tadı vermeye başladı bile. velhasıl; parametreniz güldür güldür ise, güle oynaya izleyebilirsiniz. lakin ferhan şensoy, metin akpınar, zeki alasya, levent kırca ve yılmaz erdoğan gibilerinin has oyunlarını az biraz izlemişseniz, bu jenerasyonun çoğu skecine en fazla gh notu verirsiniz.

ben de önyargıyla başlamıştım hatta ilk bölümünü izlememeyi düşünüyordum ama aşırı merak edip izledim iyi ki merak etmişim diyorum çünkü ön yargımı yıktılar . skeçlerde tekrara düşmeleri canımı sıktı ama . yazmakta zorlanıyorlar sanırım . ama gitgide daha iyi olmaya başladılar . cemile canyurt ve evliya ikilisi favorim .

ilgililerine duyurulur; 2. sezonu önümüzdeki 8 eylül'de başlayacakmış. - link

televizyonda görünce yemin ederim mutlu oluyorum ya, tek eğlencem.

bugün güzel skeçler var. ikide iki gidiyorlar valla.

şu anki skeç çok komik, gülmekten yoruldum.

ilk sezonu hakkındaki görüşlerim; (#2313767) . itiraf: ikinci sezona ilkine baktığım kadar bakmadım. sadece bazı zamanlar arkadaşlarımın tavsiyesi üzerine ön plana çıkan(?) bazı skeçleri izledim. azınlıktaki istisnaları saymazsak, bu ekip genel olarak koca bir hayal kırıklığı. yılmaz erdoğan'ın bunu itiraf edemiyor oluşu bu gerçeği değiştirmiyor. "ilk elin günahı olmaz." diyerek ilk sezon için net bir hüküm vermemiştim. ama artık hüküm verme safhasına ulaştığımıza inanıyorum. geçen aylardan birinde bu ekipten olan engin demircioğlu ile beşiktaş iskelesinde karşılaşmıştık. orada beklerken ayaküstü bir sohbetimiz oldu, ağdalı bir şekilde ilettim eleştirilerimi. söylediğim hiçbir şeyi inkar etmedi. "daha iyi olmaya çalışıyoruz." demekle yetindi. -sevdim bu tavrını.- ve eğer bir kez daha karşılaşırsak bu sefer daha ağır eleştiririm.. ya hu sezon atlamışsınız ama kalite hala ilkiyle aynı? hani bu şey gibi; + falcao neden form tutamıyor? - ee daha yeni geldi. + ne yenisi ulan, kaç hafta oldu. bunca zaman geçtiyse sizin yaptığınız işe gözle görülür bir seviye atlatmanız gerekir. ama siz hala sanki ilk sezondaymışsınız gibi yazıyor ve oynuyorsunuz. kendinizi de, aranızdaki birkaç parlak oyuncuyu da heba ediyorsunuz. çok daha iyisi olabileceğinizi bildiğim için bunları diyorum. mizah dediğiniz şey güldür güldür ekibinin yaptığı gibi sihirli iksir üretirmişcesine birtakım formüllerle ortaya konan bir şey değildir. işte; yöresel ağız + sorunlu tip + kuşak çatışması = skeç.. yok abi böyle bir şey. bkm mutfak'sız geçen, güldür güldür'ün bayrağı eline alıp ekranlarda fink attığı o dönemde, siz yeni mutfak ekibi bile esas bkm mutfak'ı unutmuşsunuz. izlediğiniz yol üst devreleriniz değil, güldür güldür'ün yolu.. acı ama gerçek not: şu; (#2328178) dizinin toplasan 45 dakikalık olan ilk sezonu, bu arkadaşların şu ana kadar bana sunduğu tüm dakikalardan daha kaliteli.

ben seviyorum ya bayağı. arada sağlam espriler oluyor ama yılmaz erdoğan'ın her skece zil çaldırmasından hoşlanmıyorum. eskiden zil çaldıran skeçler efsanevi olurdu. hem güler hem de üzülürdük. bazen güzel olmayan skeçler bile zil alıyor, saçma. altyapı ekibi kendini aşırı geliştirdi. i̇lk sezon neredeyse altyapı skeçlerini atlardım, bu sezon çok çok daha iyiler.

Güldür güldürden daha çok güldüren program.

Adım Taner Adım Mustafa Adım Müzeyyen Skeç üçlemesine hayran olduğum program. İzleyin lütfen (:

yasak elma tiplemesi ile bu akşamı şenlendiren komedi programı. yıldız tam yıldız olmuş. kelimeler vurgu tonlama her şey aynı. güzel işler yapıyorlar aslında ama biz millet olarak gülmeyi unuttuğumuz için "ne var bunda gülünecek" modundayız...

Seyircinin kahkaha sesi olmadığı için gülemeyen sadece ben miyim :/

Seyirci olmayınca hiçbir şeyin tadı olmuyor be.

şu entrye yaptığım yorumu her geçen gün daha da haklı bir hale getiriyorlar; (#2328179) yarım saattir kardeşim izliyor diye ses etmiyorum ama dayanamıyorum artık. (bkz: kimse de demiyor ki aga bu nedir)

Kabak tadı vermiş program. Benzeri çok var bunlardan. Saçma sapan espriler, saçma sapan oyunculuklar. Külliyen boş.

ben birkaç skece denk geldim, kötü değil ama şöyle bir sıkıntı var ki aynı heyecanı almadım. belki de 1ini çok sevdiğim için 2si onun yerini tutamamış da olabilir

Sosyal medyadan mizah çalma olayı benim gözümde komedi adına olan her şeyi bitirir. Filmde de tiyatroda da bu böyle. Zaten o espiriyi sosyal medyada zibilyon kere duyuyoruz,arkadaşımızla konuşurken de yapıyoruz. Ne olur yapmayın bunu :(

- (#3959705) "safi yalan" serisi hariç kayda değer bir skeçleri dahi olmayan ekip.

Yazılan yorumların çoğuna katılmıyorum. Gayet başarılırlar. Her hafta bir sürü skeç yazılıyor ve hepsi kabul edilmiyor. O yüzden esprilerin daha önce duyulması normal sürekli espri türetemezler. Oyunculukları da cok iyi olan bir sürü kişi var. Bütün bölümlerini izlediğim tek program. Biraz enerjisi de çekiyor sanırım beni.

başlangıçta çok iyilerdi, özellikle 1. sezon fakat artık iyice şımardılar diyebilirim. 1. kuşak'ın sahip olmadığı müzik, dekor, kostüm imkanlarına sahipler ve asla iyi kullanamıyorlar. karakter ve hikaye tekrarları baydı artık. bkm mutfak hep imrenerek baktığım, birçok gencin de tiyatro aşkını ateşlendiren bir yerken şimdi sadece 40 yaş üstünün güleceği espriler(!) ve sosyal medya göndermeleri üzerine. hacı ahmet ak üzerinden yapılan şişman şakalarından ve evliya aykan için yapılan çirkin şakalarından(!) da ayrıca gına geldi. bir kere toplumun dayattığı güzellik algılarına rest çekmek istiyorsan şişmanlığı sürekli dile getirip, üzerinden şaka kasmaya çalışırsan daha çok dikkat çekersin. fiziği sıradan insanlar için nasıl konuşmuyorsan şişman ya da farklı özellikler için de konuşmayıverin. şişman şişman şişman. anladık anasını satayım anladık! bunun kayda değer bir konu olmadığını anlayın artık? aynısını hamza yazıcı için de yapıyorlardı. cüce insan, minik insan güzellemeleri yapmaya çalışarak daha çok dikkat çekiliyordu ve hep yine bunun üzerine şakalar... ulan ne anlamı kaldı? normal davransana. hayatın içinde var oldukları gibi sıradan roller yazsanıza? he bir de, evliya aykan çirkin değil lan!? nasıl böyle hadsiz şakalar yapabilirsiniz? ofansif mizah da değil ki bu. ıq turnusolu yazarların bağnaz fikirleri... bir de şu aile skeçlerinde kızların sürekli babalarından bir şey saklamaları, babaların hep sinirli karakter yazılması, erkek arkadaş konularının gizli olması gerektiği gibi aptal fikirleri yazıp oynamaktan utanmıyor musunuz gerçekten? yılmaz hocanız (bkz: yılmaz erdoğan) "gerçek hayattan yazın" derken bundan bahsetmediğini nasıl anlamadınız? olduğunuz programın değerini bilerek topluma normal lanse edilmiş konuları daha doğru şekilde işleseniz de sloganlı kamu spotu skeçleriniz yerine izleyici kendi kendine skeçten duyguyu alarak hayatına yön verse. 1. kuşak sosyal medyayı görmediği için müthiş özgüvenle hem komik hem didaktik şeyler yazardı. (rtük esnekliği de vardı tabi) bu 2. kuşak ııhh gün geçtikçe kötüye gidiyor. çok üzülüyorum. her skece zil çalmayın artık! tiyatronun ağırlığını taşıyın biraz. amacınız çgh'den kendinizi tanıtıp yaz dizilerinde başrol kapmaksa hadi şimdi gidin. gerçek yazarları, oyuncuları görelim. sanat görelim. ey bir demet tiyatro! neredesin? edit: imla

(#4304430) görüyorum ki hiçbir şey değişmemiş. izlemeyi bırakalı bayağı oldu, geçen tv'de denk geldim bir bakayım dedim; ıı-ıhh bir gram bir şey katmamışlar kendilerine. "nasıl olsa kadrodayız biraz takılalım sonra yılmaz hoca'nın filmleri, birkaç tv dizisiyle yolumuzu buluruz" diyorlar olsa gerek. bu yerinde saymalığın başka açıklaması yok. yeşim (soyadını unuttum) adlı oyuncunun üzerinden sürekli çirkin kız rolüyle aşağılık şakalarla skeç yazmışlar utanmadan oynamışlar. eski kadro da bunu ibrahim büyükak üzerinden yapardı. çıldırıyorum böyle şeylere ya. ulan ana akımda sayılı işlerden birini yapıyorsunuz, toplumun tabu algılarını yıkmak varken recep ivedik misali skeçler, şakalar yazıyorsunuz. yok birinin boyu, birinin kilosu, birinin burnu... arkadaşlarınızın fiziksel özellikleri şaka malzemesi olmadan kalem tutamıyor musunuz? diye sormak isterim, cevap belli. çok yazık be. şu bkm'ye girmek için canını dişine takan ne yetenek vardır eminim. *güldür güldür'le dalga geçtiğim zamanlar oldu, oluyor da ama buradan da cesaret örneği verilebilir. taşlama, hiciv falan öğrenin be artık.