"ben sekste şansa inanmam."
atıf gibi atıf hdjasdhfashd
.
t: kadın - erkek ilişkisini konu alan eğlenceli mini dizi.
başrollerinde
uraz kaygılaroğlu ve
nilperi şahinkaya yer alıyor.
izlemek için;
link
.
açıkçası haftalardır dönüp dolaşıp favori bölümlerimi tekrar tekrar izliyorum. meğerse ben farkında değilmişim de;
bir kadın bir erkek'ten sonra bu tarz bir diziyi aşerir dururmuşum..
(zaten bölümleri az ve öz. ilk bölüm 4 dakika lan! keza ilk sezonu da 7 bölüm. -"dolunay etkisi" sezon finaliyle 8- kısmetse 2. sezonu bekliyoruz.)
tarafların ilişkide karşı tarafa kendilerini göstermek istedikleri hallerini, aslında içlerindeki gerçek kişilikleriyle beraber görmek benim için büyük bir zevk. aradığım samimiyet tam olarak bu. dizideki küfür, isyan, detay ve müstehcen şaka kullanımı çok yerinde. ne eksik, ne fazla.
abi adam sarhoş sarhoş işemeye çalışırken "ucu yapışmış ya." diye isyan ederek daha önce hiç verilmemiş bir detay veriyor hafkshajksh
ve hiç öyle birtakım kaygılara kapılmamışlar, şlaps şlaps diye ortaya koymuşlar yapmak istedikleri "harbi" şeyi. çekincesiz bir şekilde şaka, tespit, atıf yapan birilerini görmeyi cidden özlemişim. ağdanın da bir adabı vardır..
+ götüne mi bakıyon lan karının?
- ne götü ya? selin'in götü mü varmış? bak onca yıl birlikte çalıştık, hiç dikkat bile etmemişim..
hdjasdhjsadh
.
karakterlerin iç - dış arasındaki tavır zıtlıklarına şahit olmak, yaşadığı durumlara empati yapmak, onlar yerine başka başka tepkiler geliştirmek.. hepsi çok hoşuma giden aktiviteler. ama hoşuma giden unsurlar bununla da sınırlı değil.
mesela; oyunculuk anlamında uraz beyin birkaç rolünü bilirim. bunlardan biri
yedi güzel adam'da
erdem beyazıt'ı canlandırmasıydı. bu dizideki rolüyse erdem beyazıt'a göre bambaşka bir karakter.. ve ben hala bu iki rolü aynı adamın canlandırdığı gerçeğini irdeleyip duruyorum. çok tatlı bir durum bu.
bir diğer husus; başrollerin birbirleriyle yakaladıkları frekans. iddia ediyorum, başka oyuncularla bu proje bu kadar içimize sinmezdi. nil ve uraz çok güzel tandem oluşturmuşlar. adeta sempatikliğin sınırlarını zorluyorlar.
ve, ve, ve; nilperi şahinkaya... sen nasıl bir şeysin öyle ya?
t: hem güzel, hem seksi, hem doğal, hem tatlı.. şuh kere şuh yemin ediyorum.
ayrıca itiraf etmem gerekirse oyunculuğu sandığımdan daha iyiymiş. role bürünmesi, anlık tepkileri, icabında maskulen oluşu.. güzel de dans ediyor. sesi ve yüzü de bence çok hoş. deli kadın, bir çılgınlık yapıp evlensen ya benle?
-zaman zaman
ezgi mola'yı çağrıştırdığını da söylemeden geçemeyeceğim.-
.
senaryo ve yönetmenin tercihleri çok nokta atışı. adamlar gönül rahatlığıyla sundukları her saliseye kefil olabilirler. çünkü en büyük gayeleri bu; tadında bırakmak.. zaten genel olarak -benim ayrı bir sevdiğim- müstehcen şakalarda bile bu dengeyi sağlarsanız, geri kalan birçok şeyde de o ayarı tutturursunuz. bu ekip bunu başarmış, çok da güzel olmuş.
aslında dizinin kısalığından şikayet edebilirim. ama etmiyorum. adamlar aromayı bu kıvamda tutturmuşlar, bize o yüzden çok bir laf düşmez. zira doyma telaşesinde değilim, tadımlık da olsa lezzeti hedefliyorum. -doymak isteyen gitsin beni affet izlesin.-
not: favori bölümüm 4. bölüm olan "sarhoşluğum pistir" ve tabii ki bu tercihimde bar sahnesinde bol bol dans eden nil'in etkisi var hdasjdhfasd yoksa 6. bölüm olan "dün gece n'aptık?" da çok tatlı bölüm.
(bkz: the end)
.
edit: yeni bölümleriyle 17 ekim'de blutv'de...