sessiz kalmak

dünyaca en iyi yaptığımız eylem. (bkz: susmak) da denebilir bir bakıma. mesela susarak söyleriz çoğu şeyi. anlaşılmadığı gün gibi aşikar olsa da. canımızı yakarlar susarız. nefret ederken susarız. kadınsak gülerken susarız.en çok zarar gördüğümüzde sessiz kalırız. pardon unutmuşum en çok bir başkasına zarar verilirken susarız. sokakta birini öpüşürken görünce susmaz da tecavüz edilirken susarız. biz en çok işimize geldiğinde susarız. gelmediğinde çıkar sesimiz. sessiz kalamayız bazen de. en çok kendimize. çünkü bizler kendine müslüman olan 21.yüzyıl insanıyız (!).

Sessiz kaldığımız her şeyden sorumluyuz Kafanızı çevirdiğiniz her acıdan sorumluyuz Her ölümden, her vahşetten sorumluyuz Biz gözlerimizi çevirip bakmadıkça onlar daha da tepemize çıkacaklar Bak daha dün bitmeden yenisi eklendi, Kadın öldürüldü, öldüren kim? Bir kız babası yazık senin evladına Sessiz kalmamak lazım madem böyle şikayet ediyoruz bizim de sesimizin çok çıkması lazım onların sesi çıkıyor takım elbise giymiş ve beyaz camda sürekli görünen savunucuları var ancak bizim pusulamız onların camlarından daha keskin ((entryi açık açık hedef göstererek şahıs adı vererek ya da olaydan bahsederek yazmadım biraz zekası olan herkes neyi kastettiğimi anlar))

borçlar kanununa göre konuşulması gereken yerde ve zamanda konuşmamak (sessiz kalmak), olayın şartlarına ve sözleşmenin niteliğine göre kabul anlamına gelecektir.

(#3858154) Tekrar söylüyorum Sessiz kaldığımız her şeyden sorumluyuz iyi ya da kötü fark etmeden

Sevdiğini bildiği halde seninle konuşup gülüp, eğlenip, kendine alıştırıp ve sonunda hiçbir şey yokken sessizce gitmek. (bkz: sessiz kalma)

Konuştuğumda anlaşılmayacağını bildiğim için verilecek en güzel cevap sessizlik oluyor.

Vezirler huzura çıkmışlar: - padişahım, hazinede para kalmadı. yeni vergilere ihtiyacımız var padişah, kavuğunun altından kafasını kaşımış, - eeee! ne vergisi koyalım?, demiş.. - köprülere adam koyalım, geçenden bir akçe alsınlar! padişah, tamam, demiş. aradan bir süre geçtikten sonra sormuş vezirlerine: - tepki var mı? - hiç bir tepki yok! - iyi o zaman köprünün diğer tarafına adam koyun, çıkandan da bir akçe alsın! aradan bir süre geçmiş, padişah: - var mı şikayet? - yok! halkının tepkisizliğine kızan padişah, gürlemiş: - köprülerin ortasına da adam koyun, gelip geçeni becersin! aradan birkaç gün geçmiş, halktan bir tepkinin olmamasına içerleyen padişah, çağırmış vezirlerini, -halkı dinleyelim hele bir, demiş gitmişler köye, padişah sormuş: - var mı şikayet? ses yok. padişah tekrar : -var mı şikayet ? şikayeti olan söylesin! diye gürleyince arkalardan cılız bir ses duyulmuş: -padişahım, o köprünün ortasındaki adam var ya!.. - eeee!, demiş padişah bir umutla... - akşamları çok kalabalık oluyor, sıra uzuyor, eve geç kalıyoruz, bir adam daha koysanız......

Koşulsuz her insana verilmiş haktır. Bı düşünün derim. Neden herkese istisnasız bu hak tanınır.