kaybedenler kulübü yolda

(bkz: kaybedenler kulübü) filminin devamı, çekimlere ekim'de başlanıyormuş, başrollerde yine nejat ile yiğit var, büyük bir merakla bekliyorum filmi, zira ilkini aşırı aşırı çok sevmiştim, ve hatta filminden önce ara sıra eski radyo kayıtlarını bile dinlerdim, kaybedenler kulübü benim için çok özeldir (içerik olarak) bu film de en az ilki kadar güzel olur diye düşünüyorum, bekleyip göreceğiz. Ntv Cumhuriyet Onedio

yapımını tmc film’in yapımcılığını erol avcı’nın yaptığı, senaryosunu ve yönetmenliğini mehmet ada öztekin’in üstlendiği, kaybedenler kulübü: yolda’nın çekimleri antalya’da başladı. bir dönemin efsanevi radyo programı kaybedenler kulübü'nden yola çıkılarak ilki 6 yıl önce seyirciyle buluşan film, yeni hikayesiyle yıllar sonra tekrar sinemaseverlerle buluşmaya hazırlanıyor. i̇kinci filmde kaan ve mete'nin yol hikayesini seyircisiyle buluşmaya hazırlanan filmin başrollerinde, yine nejat i̇şler, yiğit özşener yer alıyor. *alınti

ne zaman gelirlermiş, bir şey dediler mi?

çıkan ikinci teaser ın arka planında yavuz çetin çalıyor... eyvah eyvah. beat kuşağı be moruk of fena 68liler. neobeat falan satürn götümüze girse. jimmy morrison da bizi görecek mi?

yıllardır bekleyen birçok insan gibi benim de büyük umutlarla beklediğim filmdir. nejat i̇şler'den tırt bir film çıkma ihtimalini düşünmüyorum ama umarım tırt çıkmaz. ekleme: 2.fragmanı izledim ve kesinlikte tırt felan değil üçüncü film için 7 yıl daha bekleyebilirim

çıkacağı yönünde söylentiler var, amirim oynuyordu değil mi la burda?

fragmanı yayınlandı şurdan izleyebilirsiniz

6 mart 2018 de vizyona girecek bir filmdir.2.filmdir. ‘aslında her şey biraz da kontrolsüz olduğunda hep bir iz bırakır insanın damağında.’

bir buçuk belki de iki saattir seans beklediğim ve birazdan gireceğim filmdir. ilk filmi abartmak istemem ama çok sevmiştim, ikinci filmi de öyle bir umutla bekliyorum. şimdilik tek eksisinin hande doğandemir olduğunu düşünüyorum. kadındaki 0 oyunculuk beni tilt ediyor. umarım bok etmez filmi. edit gelicektir çıkınca.

ilk filme göndermeleriyle gülümseten devam filmidir. --- spoiler --- merve çağıranın sahneleri fragmanda gözükenden çok çok az. nejat işler'in yüzünden ne kadar yıprandığı belli oluyor. müzik seçimleri güzel. --- spoiler --- ilk film kadar iyi değil ama güzeldi.

duyduğuma göre başroldeki 3 şey zil zurna sarmış gitmiş. anlamadım filmin samimiyetini aşılamak için mi böyle bir şey yaptılar ama gereksiz bir hareket

tamamen çekimleri için izlenebilir. hiçbir kadın oyunculugu beğenmedim, her an ağlayacak gibilerdi.. bizim cocuklar da yaşlanmış be babacim. pompa pompa dilden düşmeyen pompa. i̇lk filmdeki o hava kesinlikle yok. i̇nişler çıkışlar yok, beklenti içindeki insana eksik gelir. belli bir düzlemde ilerliyor. sabit konunun etrafında yaşananlari ele alıp içine biraz şarkı ve üzgünüm ki fakir edebiyati ekliyoruz. kadınları asagilayici "senin adın neydi" geyigini yine görüyoruz. film beni rahatsız etti. i̇zlememis olan devamını okumasın. nisanlisi olan hatun iki üç günlüğüne bizim oğlanların yaşadığı hayata adapte oluyor. nisanlisini aldatiyor. sonrasında da bunun adına aşk diyorlar. arkadaş ben aşka zaten inanmayan biriyim. bu mu sizin aşk tabiriniz? i̇mkansızlıklardan doğar ya, çok klasik artık. en sonunda da kaan'a senden olmaz ben nişanlıma dönüyorum dedi ve herif aldatildigini bilmesine rağmen hatunu kabul etti. bu kadar genişlik fazla. riza kocaoglu her zaman olduğu gibi güldürdü. daha çok fazla küçük detay var da üşeniyorum doğru düzgün bir dille açıklamaya, banane aq izleyin. eyyorlamam bu kadar.

her şeyden önce iletmem gereken bir toplumsal duyarlılık mesajı var; "LÜTFEN ŞU KADRAJINI SiKTiĞiMiN FiLMLERi BAŞLAMADAN MiNiMUM 5 DAKiKA ÖNCE FiLMiN BAŞLAYACAĞI SALONDA OLUNUZ. KiMSE SiZiN KARANLIKTA KOLTUK BULMA ÇABANIZDAKi SiKiK ÇARESiZLiĞi GÖRMEK ZORUNDA DEĞiL" gelelim filmin sözlüksel açıklaması ve değerlendirmesine. ilk filmi yaklaşık olarak 20 defa izlemiş sonra da kaybedenler kulübü'nün youtube'daki 74 adet birebir yayın kesitlerinin hepsini dinlemiş biri olarak, yapacağım yorumlar bir film kalitesi değerlendirmesinden öte; bu adamların yaşam mottolarını kendi hayatının belirli noktalarında uygulamaya koymuş birinin gözünden olacaktır. hani aman aman bir film değerlendirmesi olmasın diye söylüyorum. filmin başında ''tmc film tedirginlikle sunar'' ibaresi ilk gülüşümü atmama neden oldu diyebilirim. filmin ilk bölümünde mete avunduk rolünü canlandıran yiğit özşener'in yer yer çaresiz bakışları ve aşırı libido kullanışsızlığı yüzünden sarf ettiği cümleler kaç zamandır içimde tuttuğum kahkahaları nihayet dışarı savurmama sebep oldu. genel olarak ilk filmdeki o boş vermiş mete'nin suyunu çok da bulandırmayan abimiz, ilk filmdeki harbici vuruşkanlığını bu filmde pek göstermemiş desek yeridir. kaan çaydamlı rolünü canlandıran nejat işler abimizin o ağır abi, oturaklı, tecrübeli ve tok davranışları ilk filme nazaran bu filmde daha çok ön plana çıkmış diyebiliriz. zaten film öncesi verdiği röportajda da buna değinen nejat abimizin rolün hakkını vere vere oynaması tam da karakterine can verebilen bir adamın yapabileceği cinstendi. filme gitmeden önce bunu kesin izleyin. ''ilk filmden 7 sene sonra bu herifler neden ikinci filmi çekiyor, paraları mı bitti yoksa kemik ekiple yol mu almak istiyor'' sorusuna benim cevabım; her ikisi de. ilk part boyu içimde mükemmel bir heyecan taşıdım. ulan işte bu be, repliklerini sürekli geçirdim içimden. helal olsun 7 sene sonra ancak bu kadar yapılırdı ulan çükünüz sağ olsun dedim. çünkü harbiden başarılı bir şekilde idame ettirmişlerdi o sahici kaybedenler kulübü zihniyetini. her şey cuk oturur cinstendi. sonra ikinci art başladı. iyi sövdüm. hakikaten iyi sövdüm. ulan ilk parttan sonra o ikinci parttaki yaz dizisi romantizmi hiç olmuş mu yakışmış mı canına yandığımın senaristi yönetmeni sizin hiç mi tutar güdünüz yok. o süslü ve itici cümleler filan bizim ağzımıza yakışmaz lan, o başkasını işi bizim işimiz değil yani. abiler, eğer ilk filmin iyi bir izleyicisi ve bu adamların kafasına harbiden kafa uydurmuş biriyseniz ilk partı izleyin sonra gidin evinize. yok ben içimde duran küfürleri biraz olsun rahatlatmak istiyorum derseniz ikinci part ayağınıza. iki part arası ölümcül bir uçurum var açıkçası beni deli etti. gel gelelim salondaki havaya. klasik bir sinema salonunda 100 tane koltuk olacağını hesaba katarsak, bizim salonda 71 tane filan koltuk doluydu. hani oradaki 1 var ya, hah o bendim. cidden salondaki tek saptım. ulan film zaten pompa bir film, filme bakıyorum kaan tuvalette karı yürütüyor, salona bakıyorum maşallah millet filmden gaza gelmiş kimsenin filme baktığı yok, mete karıyı inletirken gaza gelip salonda inleyenler oldu, ve tüm bunları salonda garipseyen tek şahıs bendim. elimdeki yüzükle oynadım ben de napıyım. aslında garipsediğim de söylenemez çünkü tahmin ediyordum böyle bir manzarayla karşılaşacağımı. ne diyim herkesin ayağına sağlık :d lan ilk part bitti. 2 solumda bir çift oturuyor ve salondaki en arka sırada sadece 3ümüz varız. yarıya girdik, bak yemin ederim, adam döndü bana, elindeki sakız paketini uzattı; 'birader ses için kusura bakma al buyur sakız' dedi 'eyvallah abi' diyebildim. cepte kalan son 86 liramın yarısını daha bu filmi izlemeye ayıracağımı söyleyebilirim. çünkü internete düşmesi nerden baksan 1 sene bulur. ondan ötürü bekleyemem ben. filmden en beğendiğim 3 replik; 1-> bir kadının en aşık olduğu adam, en doğru kişi olmuyor çoğu zaman. 2-> çünkü ancak en masum olduğu anda vurabilirsiniz bir erkeği. 3-> delikanlıysan doğru zamanda yanlış yerde ol bakayım. ilk filme puanım; 8.6 / 10 ikinci filme puanım; 8 / 10

hande doğandemir ve nejat işler'in kavak yellerindeki mine ve özcan deniz ikilisi kadar kötü bir çift olduğunu düşündürten ama nejat işler'i izlemeyi özlediğimiz için bunu çekilir kılan türk filmi. sevişme sahneleri korkunç. nejat işler bir kütükle sevişmiş. keşke başroldeki kız mete'nin hatunu oynayan kız olsaydı. sülün gibi maşallah. yine de fena değildi. sanırım mehmet ada öztekin, tolga örnek'in verdiği duyguyu veremedi bana. oyuncuların mimiklerini bakışmalarını daha güzel görüp hissetmiştim. hande'nin ufak tefek cinayetler'deki doktor oya gibi bön bakışları bozdu biraz o duyguyu. ama olsun. yavuz çetin çaldı. çalarken kadıköy'ü gösterdi. sevgilim elimi tutup öptü o sırada. filmin kötü olması imkansız.

aylardır çıkmasını beklediğim ama henüz gidemediğim hatta ne zaman gideceğimin dahi belli olmadığı film. kadro açıklandığı zamandan beri tek olumsuz düşüncem (bkz: hande doğandemir) onun haricinde saatlerce boş yapsınlar filmde yine nejat işler olduğu için izlenebileceğini düşünüyorum.

i̇zlemedim ama başından beri sinemada izlemeye değecek bir film olduğunu düşünmüyorum.

açıkçası galaya bile sarhoş gelen bir ekipten fazla bir şey beklemiyorum.

izleyenlere bir sorum olacak erol egemen kimmiş ortaya cikiyor mu ona gore izleyecegim

re za let. aldatma olayını duygusallaştırmak midemin kaldıramadığı bir şey. bir kadın sırf farklı seks deneyimleri tatmak için bir başka adamla yakınlaşıyor ve aşık oluyor. nişanlısı olan gavat oğlu gavat da bunu anlayışla karşılayıp, nişanlısına tek taş alıyor. müslüman bir ülke de böyle filmlerin çekilip yayınlanması acilen yasaklanmalı bence.

21.yy'ın icatlarından -spoiler- butonu kullanın lütfen..

kaan gibi gel dedin de sevda gibi mi davrandık¿

ozbi'nin olmazlara yandım şarkısı filme süper gitmiş.

Cengiz Han'ın mezarı gibi bulunamıyor. Bulan varsa paylaşmak güzeldir.