bugün
yenile
    1. 5
      +
      -entiri.verilen_downvote
      siyahın yeri hep ayrı olmuştur bende. içimi, dışarıya en net şekilde gösterdiğimin belirtisiydi kanımca. bundan dolayı kıyafetlerimin hemen hemen hepsi siyah olmuştur. çoğu kez insanların "yine mi siyah?" serzenişini duyduğumdan artık ne düşündüklerini dahi önemsemiyordum. o'na kadar. hayatım boyunca tanıdığım en renkli insandı o. yemyeşil gözlerine bakarken, sıla gibi "bana biraz renk ver" demiştim, hiç unutmam. sanırım o'na ilk kez seni seviyorum deyişim bu şekilde olmuştu. onunla beraberken siyahı da unutmuştum. artık renk vardı hayatımda, kıyafetlerime de yansıyan. çok uzun sürmedi bu renk cümbüşü hayatımda. zaten güzel bir şeyin hayatımızda uzun sürdüğü nerde görülmüştü ki? her neyse konumuzda bu değil zaten. gitmişti. bana kattığı renkleriyle beraber hem de. benimde siyaha dönmem uzun sürmedi. varlığında "bana biraz renk ver" şarkısını söylediğim insanın, yokluğunda "back to black" şarkısını söylüyorum. son olarak senin amına koyayım blake. bitti.
    2. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      sırtlanlık sezonum açılmıştır
    3. 12
      +
      -entiri.verilen_downvote
      bilsen nasıl üşüyorum al şu ellerimi ısıt biraz ya da al götür bu soğukları bu yağmurları görmüyor musun beni öldürecekler artık beni öldürecekler diyorum sana geçmiş gelecek bütün yıllarım bütün umutlarım al senin olsun al beni bu karanlık denizlerde bırakma
    4. 3
      +
      -entiri.verilen_downvote
      “elinden bir şey gelmemenin acısını iniş takımları olmayan melekler bilir. bir arabanın farlarına kilitlenip kalmış sincaplar bilir. suyun dibine ağır ağır çöken taşlar bilir. matkapla göğsünün ortasına açılmış bir pencere düşün. perdeyi aralayıp kendi yarandan bakıyorsun dünyaya. eskisi gibi acımıyor ve de asıl bu acıtıyor. sen gittin ve herkes ölmeye başladı”
    5. 4
      +
      -entiri.verilen_downvote
      bazen birini ozledin diye hiç kimseyle konusmak istemezsin mesela
    6. 7
      +
      -entiri.verilen_downvote
      "fuzuli aşkı anlatırken elemden, ayrılıktan, parçalanmaktan bahsediyordu. aşk ayrılığının azap olduğunu söylüyor, azabın 'azb' kökünden türediğini ve 'lezzet' demek olduğunu söylüyordu. demek ki aşkın azabında bir lezzet vardı ve dertleri zevk edinmeyince aşkın tadı çıkmıyordu."
    7. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      birgü ölü bedenimi terk ettiğimde anlayacaklar ruhumun çoktan terk etmiş bedenimi
    8. 3
      +
      -entiri.verilen_downvote
      "biz maddeye hükmediyoruz , çünkü zihne hükmediyoruz.gerçeklik kafanın içindedir.yavaş yavaş öğreneceksin,winston."
    9. 5
      +
      -entiri.verilen_downvote
      albert einstein'a göre "insanı ayakta tutan kas sistemi ve iskelet değil ; prensipleri ve inançlarıdır.bence de öyle ben bu durumu çok fazla kabul ettim.kırmızı çizgilerimi insanlara çok net ifade ettim.tabularımı asla yıkamayacaklarını belirttim.peki bunlara rağmen yakınımda ki insanlar bunu nasıl yargılamaya ve sorgulamaya kalkışıyor.samimiyetim bu durumu açıklıyor.fazla esnek gözüküyor.galiba bu benden kaynaklı bir sorun.uzatmanın bir anlamı yok.ben ve tabularım.kırmızı çizgime basan insanlar tabularımla kabullenenler benle konuşur.ohh bee rahatladım.
    10. 4
      +
      -entiri.verilen_downvote
      "her gün bir kez bu kitabın başına geçtim. her gün bir kez dışarı çıktım kırık bir bulutla yürüdüm, her gün bir insana bakıp, yüzümü yere eğdim. her gün bir gazeteye boş gözlerle baktım. her gün birileri konuştu, onları dinliyor gibi yaptım. her gün bir kez "neredeyim" diye sordum kendime. her gün bir kuzey kışı indi içime. her gün karşımda duran fotoğraflarına baktım. bir kez öfkelendim her gün bir kez sordum kendime neden bu kadar bağlandın. her gün adalet ve zalimlik üzerine düşündüm. belki de her şey. her gün bir barbar, bir medeni ile gezdim sokaklarda. minareleri her gün sabah ezan sesleriyle ben açtım. her gün bir perdeyi aralamaya çalıştım. her gün hiçbir şeyi anlamadığımı düşündüm, her gün her şeyi anladığımı düşündüm. güvercinleri yolculadım. her gün, günlere dayanamadığımı düşündüm. kitapları alt alta dergileri kıvırarak yan yana dizdim. ne idüğü belirsiz yerler benimle yürüdü. gördüğüm her "cümle" bana bir bıçak gibi battı, anlamadım. her gün bir taş parçası söktüm içimden. her gün uyku beni koynuna alsın diye yalvardım. her gün, gün bitiyor gece bitmiyor dedim. her gün işlerin beni avutmadığını gördüm. ayrılık günlerini sonradan niçin sisli bir perde gibi hatırlarız diye sordum. öfkeni unutma dedim kendime her gün, unutursan düşersin dedim. her gün en az bir saati ayakta durmaya, dimdik durmaya ayırdım. her gün ömür sözcüğünü bir kez kalbimden geçirdim. her gün ömür sözcüğü kömür gibi tınladı içimde. her gün sana içimden bir kez "sevgilim" diye seslendim. her gün sana bir kez "zalim" diye seslendim. her gün, yan yana oturup birbirine rikkatle bakan iki yaşlı kadını düşündüm. her gün o kadınların bu fotoğrafı yırtıldı dedim. her gün "âh" ettim bir kere, bir kere o âh'ı geri aldım. her gün "yol arkadaşım" dedim, kahırla kapladım sözlerimi. her gün acını tattım. her gün unutmak için değil, unutmamak için ağu kattım kalbime. her gün insan olmak ne çok kusur içeriyor diye düşündüm. her gün bir kilidi açmaya çalıştım. başka bir şey vardı, başka bir şey; ben sana dünyanın değil yeryüzünün diliyle seslenmiştim. çile nedir, günah ne? bana ne bunlardan. dünyanın merkezi sendin her gün ben senden uzayan uçsuz bucaksız bir kara. karrrrrrrrrraaaaaaaaaaaaaa." (bkz: taş parçaları)
    11. 10
      +
      -entiri.verilen_downvote
      "evet" dedi temkinli bir şekilde. " nasil bu kadar iyi dayandığını bilmiyorum. ben olsam , paramparça olurdum. " eski bir dosta yalan söylemenin manası yoktu. " paramparçayım. "
    12. 3
      +
      -entiri.verilen_downvote
      kollarım gidiyor önce, ayaklarım, ellerim, saçlarım gitmişti zaten. bileklerim gitmişti biliyor musun bir sen kalıyorsun içimde yüreğimin alazında biz bize ağlaşıyoruz sessizce...
    13. 6
      +
      -entiri.verilen_downvote
      adın üç kere geçti saçma sapan bir filmde yalnız olsam çok ağlardım ama annem bakıyordu otoban dolusu gürültüyü sıkıştırıp beynime anne dedim, hadi çay koy da içelim
    14. 5
      +
      -entiri.verilen_downvote
      limanlar, gemiler için en güvenli yerlerdir. ama hiçbir gemi limanda beklemek için yapılmamıştır.
      0++ - yoklugunbitirdi 29.11.2018 03:00:48 |#2656985
    15. 13
      +
      -entiri.verilen_downvote
      hangi şehre gidip, hangi insanla uyuduysan, nereye döküldüyse sevdiğim güzelliğin, kimin üstüne düştüyse, bakmaya kıyamadığım kirpiklerin, orada kal. bir gecelik " nasılsına" sığdırma vicdanını. kalbim artık evin değil. gelme...
    16. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      sen artık kendinden ibaretsin. sırf sana aitsin sen. yeniden birilerinin bir şeyi, en kıymetli şeyi bile olmayı istemeyeceksin. i̇stesen de pek beceremeyeceksin
    17. 4
      +
      -entiri.verilen_downvote
      iyi hafıza insanı delirtir.
    18. 3
      +
      -entiri.verilen_downvote
      kalbine bir sor, böyle yaşanır mı hiç ?
    19. 3
      +
      -entiri.verilen_downvote
      sevilmek, ölümü bilmek gibi sonuçu belli, vakti belli değil. sevgi biter, insan ölür.
    20. 3
      +
      -entiri.verilen_downvote
      bak bu “boş ver” diye diye içimize attıklarımız var ya, işte onlar öldürür bizi leilâ. öldürür kızım.
    21. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      mutlu bir yaşam için pek az şey gerekli; gereken her şey içimizde ve düşünce biçimimizde.” — marcus aurelius
    22. 3
      +
      -entiri.verilen_downvote
      chopin'in cenaze marşı çalınıyor ölüler ayağa kalktı görüyor musun ? şu soldan ikinci benim senini yüzünden öldüm şimdi seni getiriyorlar karanlığa ağlıyorum biraz sev beni gül biraz yaklaş biraz seni affediyorum...
      1gel bak, sana bir tanrı getirdim, gel bak, bir tanrı yarattım senden - kardesmbisakinol 27.12.2018 06:03:52 |#3746515
      0bu manyetik alanda boğulmam senin yüzünden ,bu zincirleri sen vurdun ellerime ,sen getirdin bunca karanlıkları ,al şunu mum yak korkuyorum - yarimadam 27.12.2018 12:22:16 |#3746516
    23. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      hayal kurmayı beceremeyen,hedeflerine ulaşamaz.
    24. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      ağlayınca geçmiyor, anlıyormusun? mutlu olmakla, mutsuz olmanın arasında bir yerde kaybolup gitmekten korkuyorum. -leon
    25. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      olurda bir gün vicdanınla baş başa kalırsan kendine hatırlat, beni her koşulda kabul edecek biri vardı benden sevgisini hiç esirgemezdi, bana liman olurdu ama ben kıymetini anlamadım limanı yıktım. kendinden çok beni düşünürdü değer bilemedim diye söyle kendine. i̇çin acısın.
    26. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      her zaman olacak en guzel yerde, dualarimdasın. sonbaharda bir bayram sabahı neşesiyle bekliyorum seni.
    27. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      - zaman ilerledikçe geçmişe olan özlemim ve ihtiyacım artıyor. geçmişe göre her şey o kadar hızlı ilerleyip birbirinin yerini alıyor ki insan gözlerine inanamıyor. bu durum beni üzmekle birlikte değişik düşüncelere itiyor. geçmişten geleceğe doğru, insanlara, nesnelere, zevklerime yüklediğim anlamlar kendini yitiriyor. bununla birlikte bende kendimi kaybediyormuş gibi hissediyorum. bazenleri kendimi son kum tanesi düştüğünde bir daha çevrilmeyecek bir kum saati gibi hissediyorum. yavaş yavaş döküle döküle eksiliyorum ve bana ayrılan sürenin bitmesini bekliyorum.[ 20.01.2020/23:12 ]
      0yine çok iyi betimleme yapmışım lanet olsun biliyorum bu işi - kardesmbisakinol 20.01.2020 23:17:07 |#3771136
    28. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      frida kahlo şu sözlerle bizi anlatmış olabilir mi ; “çok karışığım. bir yanım olabildiğince huzursuz ve yorgun. diğer yanım mucizelere ve düşlerin gerçek olabileceğine halen inanıyor ve heyecanını koruyor. bu iki yan arasında ben, eziliyorum.”
    29. 12
      +
      -entiri.verilen_downvote
      twitter da gördüğüm ve beğendiğim bir tweeti de sizlerle paylaşmak istedim "arkadaşlar,yıllardır çiçek yetiştiriyorum.. şunu rahatlıkla söyleyebilirim, bazı topraklarda hiçbir şey yeşermez. kendinizi yormayın..."
    30. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      aga geçiyormuş bitmez dediğimiz her şey bitiyormuş unuttukça huzur doluyorum
    31. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Güçlü olmak kelimesi sizin için ne ifade ediyor ? Hani şu insanlardan çokça duyduğumuz sen çok güçlü birisin her şeyin üstesinden gelebilirsin cümleciği. Açıkcası benim için pek bir şey ifade ettiği söylenemez. Eminim ki hayatımız boyunca pek çok insandan bu sözü duymakla birlikte, üzgün gördüğümüz pek çok insana da bu anlamsız ve gereksiz cümleciği söylemişizdir. Hiç bu sözcüğü söylerken gerçekten o insanın bir şeylerin üstesinden gelebilecek güce sahip olduğunu düşündüğünüz oldu mu ? ya da bu samimiyetsiz cümle kalıbının bir insana kendini gerçekten güçlü hissettirdiğine şahitlik ettiğiniz oldu mu ? Eğer oldu diyorsanız üzülerek söylüyorum ki ya yanılıyorsunuz ya da kandırıldınız. Kimse siz söylediniz diye kendini güçlü hissetmez, zaten insanların istediği şeyde güçlü olmak değildir. Bir insan güçlü olmaktan çok güçlü görünmek ister. Bunun altında yatan gizli sebepse güçlü olmak yerine duygularını yaşayan bir insanın ezik olarak nitelendirilmesidir. Birileri için üzülen, kendini yıpratan insanlara toplum her zaman acıyarak bakarken, olaylardan etkilenmeyen duygularını absorbe eden güçlü diye nitelendirilen insanlara imrenerek bakılır. Birine güçlü birisin başarabilirsin derken aslında dediğimiz şey duygularını yenebilirsin, duygusuz bir insana dönüşebilirsin demektir. Peki sizce toplumun bize dayattığı bu olguyu kabul etmek zorunda mıyız ? Duygusal insanlar olarak, hissetmemeye muhtaç mıyız ? fazlalığın değilde eksikliğin mükafat olarak sayıldığı bu duygu konusunda bizde mi bir şeyleri kaybetmeliyiz ? Sorulması kolay ama cevaplanılması zor sorular, cevaplanılsa dahi uygulanmaya geçilemeyecek sorular. Duygularını iliklerine kadar yaşayan bir insandan gün gelipte nasıl hiçbir şey hissetmemesini bekleyebilirsiniz ki ? kırılan, üzülen, seven bir insandan sen güçlü birisin atlatabilirsin diyerek üzülmemesini, sevmemesini nasıl beklersiniz. Bu konu hakkında çok fazla şey söylenebilir aslında ama çokta uzatmanın gereği yok ne de olsa duygusal ve güçsüz bir yazıdan öteye gidememiş olacak. (bkz: yalnız ne boş yapmışım be.)
    32. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      uyurken ben ona sarılmazdım. onun sarılmasını isterdim. o böyle sarıldığı zaman beni sevdiğini hissederdim. bazı akşamlar böyle hava soguk oldugu zaman ben ondan önce yatağa girerdim, üstümü örterdim ama ayaklarımı örtmezdim. sonra o gelirdi, bana bakardı, önce ayaklarımı örterdi, çok hoşuma giderdi lan. ben böyle numaralar çekecek biri değildim ama o varken yapardım işte.
    33. 14
      +
      -entiri.verilen_downvote
      son entrymde ondan bahsedince direkt aklımda döndü durdu beni en çok sarsan yazısı. içimden geldi, burada da paylaşmak istedim o yazıyı. şimdilerde herkes onu "kaliteli abazan troll" olarak hatırlıyor, tek yaptığı şeyin kaliteli saçmalamak olduğunu düşünüyor. hatta bazısı onu hiç bilmiyor. o yüzden yad etmek istedim. burada eskiden yazarlık namına bir şeyler vardı. sahiden vardı. written and directed by alevi... --- spoiler --- seren. her isimin her kişide yankısı farklıdır. serenin bende yankısı bohemdir. sıkıntıdır. biraz üzüntü biraz pişmanlıktır. biraz özlem biraz aşk'tır. sene 2012 falan. yine inci sözlükte salaklanan bir alevi. bir tanede seren. o ana kadar küçük ellerini annesi dışında kimse tutmamış seren. suskun utangaç seren. sessiz sakin geçen lise yıllarında 1-2 arkadaş edinip onlarla 4 seneyi bitirip üniversiteye gelen. seren mesela konuşurken gözlerinin içine bakamazdı. kaçırırdı. ilk görünce ne mal lan demiştim. zamanla geçer heralde. geçmedi. hiç serenle göz göze konuşamadık. neyse velhasıl. bir şekilde konuşup tanışıp kaynaştık. buluşmaydı falan. ilk öpücüğünü bana verdi. ben ısrar ettikçe ben bilmem ki deyip uzaklaşırken yapıştım ansızın. bir yandan kikirdiyor bir yandan utanıyor. ama hemen uyum sağlıyordu. aramızdaki muhabbet, duygusal yönden ikimizde yetersiz olduğu için sadece seks ve arkadaşlık üzerine kurulu olacaktı. seks dediysem işte biliyonuz imkan dahilinde. ilk öpücüğünü bana verdi sonuçta. böyle böyle aylar birbirini kovaladı. benim hayatımı sürekli birileri girdi çıktı. seren üzüldü bir şey diyemedi. zamanla serenin hayatına da birileri girmeye başladı. ben bir şey diyemedim. başlarda seren sevgili olmak için ağzımı yokladı. ama ben vazgeçemedim diğerlerinden. her seferinde geçiştirdim. inci'de başlıklar açtı. görmemezlikten geldim. yine aylar geçti. sonra bir gün ben baktım nereye kadar böyle. ulan dedim seren var. ne güzel anlaşıyorsunuz. mallık etme. gazladım kendimi gittim serenin yanına. bu seferde o hayır dedi. yapamayız biz. tabi bunda maymunun uyanmasının da katkısı vardı. ben uyandırmıştım o maymunu. seren aynı utangaç serendi ama yaşam tarzı aynı değildi. daha rahat hareket edip bir hafta da 2 oğlanla buluşma ayarlayan bir seren çıkmıştı ortaya. benim ateşlediğim o fitil sereni açmıştı. tabi tatlı geldi. hak verdim ama bunu sürdüremezdim. seren kadar rahat değildim. dedim bitsin o zaman. ben seni başkasıyla görmeye tahammül edemiyorum. bir sn düşünmeden tamam dedi. içim sızladı ama ikiletmedim. porsuk kenarıydı. sarıldık ayrıldık. son görüşümdü sereni. bundan sonrası ise bana anlatılanlar. çocuğun biri musallat oluyor buna. ısrarlar tacizler sonu gelmiyor. o ara serenin sevgilisi var çocukla konusuyor nafile. çocuk seren hakkında dosya hazırlıcak kadar pisikopat biri. serenin konustugu çocukları bulup sayfa sayfa neler yaşadı neler yaptı dosyalayan biri. neyse bir gün serenin babasının numarasını buluyor. diyor sen kızını okuyor biliyorsun ama kızın milletin altından kalkmıyor. zamanında seren buna 2-3 foto atmış meme falan onları yolluyor. dosyadan resimler atıyor. babası telefonu kapayıp eskişehire geliyor aynı gece. bunun apartının önünde bunu arıyor. in aşağı bitti okul eve gidiyoruz. gidiyorlar. alıyo kızın telefonu daha nice böyle fotolar. seren utangaçtı. seren ar sahibiydi. seren her seye rağmen çok iyi kızdı. dayanamamış odasın da kesmiş o küçük bileklerini. odada cezalı zaten çok geç farketmişler. kurtaramamışlar. öldü seren. 9 ocak 2015'de. çok kendimi suçladım. bu kızın böyle biri olmasında bendim de sorumlu. ilk öpücüktü belkide ateşleyen. ama bilemezsin. çare de yok zaten. her isimin her kişide yankısı farklıdır. serenin bende yankısı bohemdir. sıkıntıdır. biraz üzüntü biraz pişmanlıktır. biraz özlem biraz aşk'tır. --- spoiler ---
      1bu yazı hangi başlıkta bulunuyor? - eyyorlamam bu kadar 25.10.2022 00:31:18 |#4470754
      1bu üzümün bağı buradaki herhangi bir başlık değil. - louis froziel 25.10.2022 00:47:20 |#4470763
    34. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Paramparça olmuş ruhlarımızın hepsi nostaljik cehenneminde yerini alırken, çığlıklarım yankılandı yeraltının dipsiz kuyularında. Ve sizler benim çığlıklarımın hiç birini duyamadınız. Fahişe olmuş bedenlerinizde hissedemediniz, kör olmuş gözlerinizde ise göremediniz. Ruhlarımız cehennemde bir kademe daha dibe battığında tamamlandık. Her parçalanmış ruhtan bir bütün yarattık. Ve yemin ettik; Ruhumuzdaki karanlığı yeniden bulacağımıza. Tanrı yeminimizi duyduğunda sessizlik kapladı, beyaz bedenlere sahip siyah kalpli yeryüzünü. Yer ve gök birleştiğinde karıştı bütün ruhlar ve bedenler. Renkler birbirine karıştığında ise şüphesiz ki tek bir renk ortaya çıktı.
      1Dante'nin Cehennemini anımsattı. Neden bilmiyorum - selim pusat 22.12.2023 00:48:17 |#4658096
    35. 3
      +
      -entiri.verilen_downvote
      “Hepimiz bir bataklıkta yaşıyoruz ama bazılarımız yıldızlara bakıyor”
    36. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
    37. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      gecmisine ve üzüntülerine takılıp kalmış bi insan olarak yaşamak, yaşlanmak istemiyorum. Sanki, yanimda, basimda bi yetiskine ihtiyacim var. ama farkediyorum ki o yetiskinin rolü üzerine yazılmış kişi de benim. Bu yaşlarda daha olgun olurum diye düşünmüştüm, ya da en azından aldığım kararlardan ve yaptığım seçimlerden daha emin olacağımı. Arkaplanda hep bi "yanlis mi yapıyorum" tereddütü var. Hata yapmaktan kormadığımız, acısıyla tatlısıyla kendimizi nolursa olsun kabul edip sevip desteklediğimiz bi geleceğe ya <3 Yeni yıl dileği olsun bu, bi de greencard :)