çocukluk zamanlarımda tavuk özel günler için pişirilirdi, abimle tavuğun budu için kavga ettiğimizi hatırlarım. tabi yine en fedekar kişi o zaman yine annelerdi. onlar ben kemiklerini sıyırmayı seviyorum yalanının arkasında gizlenirlerdi. tavuk ucuz olsun diye bütün olarak alınır sofrada parçalanırdı, suyuna çorba yapılırdı, baget yok muydu, bizimkiler mi bilmezdi, çok mu pahalıydı acaba? sanki budun bir anlamı vardı, şimdi mesela göğüs çok daha lezzetli gelir bana.
2
+
-entiri.verilen_downvote
yemeğini yediğin anda doymadığını düşünüp daha da fazlasını vermek. hatta buna ikna olmayıp al oğlum ben yiyemiyorum şeklinde devam eden minik yalanlarla.
1
+
-entiri.verilen_downvote
mutsuzken bile susup sizinle o sofraya oturabilmek, "çocuğum" dediği bazen kazık kadar olmuş insan insan için kendisinden ödün vermek.
1
+
-entiri.verilen_downvote
eve gelirsin,o günün çok kötü geçmiştir.sen ağzını açmadan ne hissettiğini anlar ve seni mutlu etmeye çalışır ya ..
0
+
-entiri.verilen_downvote
değeri geç anlaşılır.
0
+
-entiri.verilen_downvote
kendisinden önce ölmeyi dilediğim bir kaç varlığın başında gelen insan.
sahip olup da canımdan çok değer verdiğim varlığım, hayatını feda etti bizim için.
2
+
-entiri.verilen_downvote
30 yaşına da gelsen sen onun için çocuksundur. her şeyde ilk önce evladını düşünür, evden çıkarken ilk okul 1. sınıfa gönderdiği çocuğu gibi hala sıkı sıkı tembihler "oğlum bak kimseye takılma, sen kötü insanlara uyma. hadi allah'a emanet ol".
anne bulunmaz varlıktır, annesini kaybetmiş olan arkadaşlar da inşallah cennette kavuşur.