dedelerin garip huyları

dedem değil de dedemin babası hakkında yazmak istedim. büyük dedem ingilizce bilirdi ama sadece genç ingilizlerle konuşmaya gayret ederdi. başkalariyla pek konuşmazdı amerikan, alman fark etmez. ingiliz aksanına olan zaafım büyük dedemden kalma sanırım

bu yaşta karı kız kesmesi

dedem arar hemen çaldırip kapatır tabi sonra ben geri dönünce niye açılmıyor o telefon 122 saat çaldı der dede kusura bakma derim sus konuşma kırmızı kart gördün sen der

dedemde bir huy varmış attığı torpil patlamayınca vay efendim sen niye patlamadın diye gidip onu alırmış eline. mişli geçmiş zamanda anlattım çünkü tekrarı mümkün olmayan bir hadise. koptu amk adamın eli.

telefon alacağım bana dedi tamaö ben alacam telefonu sana bnde sanıyorum dediğim modeli alacak nasıl bş sevinç mutluluk falan bş hafta sonra geldi bizim eve kendi telefonundan almış bide o çok pahalıydı olum onun yerine bunu aldım bide bş kilo tatlı aldım dedi tatlı tulumba :)

telefon rehberine kaydetmek yerine cep defteri taşıyor bizim mıstık. ( adı mustafa ama torunlarının mıstık dede demesini tercih ediyor mustafa dede dediğimizde bakmıyor illa mıstık diyecekmişiz) sülale olarak normal değiliz biz.

televizyonda saçma programlar açar hep ve karşısında uyuyakalır biz baya uykuya dalmasını bekleriz kumandayı elimize alıp kanalı değiştirmemizle uyanır hemen ben izliyodum der hayır nasıl hissediyosun anlamıyorum ki

dedem isimlerimizi ya bilmiyor ya unutuyor.bana hanım kız kardeşime de efe diye sesleniyor.

rahmetli tavla oynarken anlamadığım halde sebayi du,pencu se falan derdi

osurup, osurup " osman emmim gibi osurdum. " diyor. hayır osman emmisi öleli nerden baksan 100 sene oldu.

beni az dövmedi. ben de az yaramaz değildim ama en efsane dayağı şudur; bahçede arı kovanları vardı. tam tamına 52 petek. arkasındaki duvarla, petek kolonunun olduğu sıra arasında 1 metre boşluk vardı. arıların cinsi de şrfsz bir cins; kılıç arısı. yani el sallasanız sümüklü böcek gibi yapışır size, sokar. neyse işte ben ne zaman ordan geçsem o arılardan bir veya iki tanesi mutlak surette bana yapışır ve ben de çocuk olduğum için bağıra bağıra kaçarım. dedem bi'gün tuttu beni bir vurdu kafama. kafam vücudumun üzerine 3 tam tur attı dedim. ben de arıyı öldürmeye çalışıyor sanıyorum. meğerse susayım diye vuruyormuş. neyse arı öldü sonuçta.

adam televizyonda gördüğü her alet edevatı istiyor. i̇yi ki bir bahçesi var hdkgljdl yok çim biçme makinesinin uçanı çıkmış da, ağaç budarken yoruluyormuş kendi kendine budayan testere çıkmış onu da istiyormuş falan. bir de her hafta arıların yerini değiştirir

eğer uyuyacaksa, televizyen kumandasını yastığının altına koyar üzerine elini kapatıp öyle uyur. illa türkü kanalı açık kalacak, uyusa bile..

bizim ki cine5 müptelasıydı akşam bırakılan kanal sabah cine5te açılırdı o kadar da anlıyorduk be dedem :)

aslında garip bir huy mu bilmiyorum ama dedem hapşırdığı zaman karşı apartmandaki amcamlar "çok yaşa" diyor.

herkese şeker dağıtması. bazen zorla vermesi..

evdeki butun tv kanallarini kendi evindeki tv kanallarina gore siralardi ve bunu her geldiginde yapardi. keske yaşasa da yine siralasa kanallari kendine gore.

kışın camiye giderken kasketini giyer, montunu giyer atkısını da taktıktan sonra güneş gözlüğünü de takar ve alır eline bastonunu, koyulur yola. beş dakikalık yolu on beş dakikada sallana sallana gider, giderken de bastonunu sallayarak yürür, sanki sadece aksesuar olarak kullanıyormuş gibi. dışarıdan ajan gibi görünse de aslında sadece camiye gidiyordur. canım dedem iyi ki varsın be..

lanet olası en sevdiğim gözümdü o

küçükken babannemi uyandırırken terlik kullanırdi. terlik atardı kadına uyansın diye fsgsfsv canım dedem cennet mekan.

bi dedemle aramda pek bişey yoktu ama diğeri efsane adam oturduğu mahallade tanınan biri,dolasıyla bizi de biliyorlar.her kalmaya gittiğimde arkadaşları bize gelirdi oo gene büyümüşsün,daha da uzamışsın lara maruz kalırdım. son bikac yılda da televizyondan satılan çoğu şeyi alıyor,beni çağırıp hele gel bi bu nasıl çalışıyor yauv diye soruyor bana. birde adam göçmen olduğundan hertürlü alkol yapmasını bilir,her akşam da 1.5 duble rakısını içmeden uyumaz.uyumak da yarı uyur vaziyet,her yarım saatte bir kalkar,sonra kaldığı yerden devam eder. her gün 6.5-7 de kalkıp çorbasını içmeden evden çıkmaz,öğlen genelde tavuk döner yiyor bide diyor ki bak bu 2.5 tl , evde hazırlamaya çalışsam daha pahalı olcak o yüzden ne gerek var diyor kendisi ha bide evlerinin altında garaj var,garajda da 1 dolap full abur cubur.en az 2 kangal kuru sucuk,1 büyük kaşar, 3-5 turp,2-3 elma,1 kilo tuzlu fıstık,1 poşet tuz ve bunları o kadar hastalığa rağmen yiyor.geçen sene kötü oldu,yoğun bakımda 1 hafta kaldı.bana diyor beni ordan kaçır sana istediğini alam diye.hapishaneden beter biyer olduğunu idda ediyor adam

kendi torununa pezevengin torunu diyo

anneannemlerin evindeki,evin içindeki lambalar sensörlü aq daha ne diyeyim

ulan burdaki entryleri okuduğumda dedem aklıma geldi.keşke yine yanimda olsan dede

yaşlandıkça kibarlaşmaya başladı. annanneme damla damlatsın diye ben beceremem ki bebeyim dedi ahshg moh diye ekmek isteyen dedem nerden nereye işte

kanını s*tiğimin imamı yavaş kıldırdı. der bazı teravi gecelerinde.. sevaba mı giriyor günahamı anlamıyorum

geçenlerde uydu kutusu bozulmuş bir baktı şöyle sinirlendi tuttu bahçeden dışarı fırlattı baktım anlamadım bişey 5 dakika sonra hazırlanmış ben uydu almaya gidiyorum dedi tek yapabildiğimiz arkasından bakmak oldu dkfkdk

dedem evine yeni bir televizyon aldı .yani fiyat söylemeye gerek yok ama pahalıydı işte.sonra o tv aldığı yılın sömestrında gittik kalmaya anneannemlere.neyse zorlu bir yolculuk sonrası geldim .bavullarla ölmüşüm zaten kendimi koltuğa fırlatayım dedim bir de ne duyayım dedemin sesi kulaklarımda çınladı o kumanda 500 tl evlat sakın düşmesin kalk üstünden bozulmasın diye.o tatil boyunca hiç bir şeye o kadar özenli ve dikkatli bakmamışımdır bu da öyle bi anıydı .çok titiz ve sürekli camları inceleyen bir dedem

hapşururken ki ciddiyeti. bir iş ancak bu kadar büyük bir özveriyle yapılır. ortaya ciğerini koyuyor resmen canım dedem. her defasında yerimden sıçrıyorum.

beni görünce "abariiiii" diye bağırmasi. böyle tatlı bir sevinç cümlesi olabilir mi ey sözlük ? canımın içi hep böyle seslense keşke.

garip değil aslında benim çok hoşuma giden birşey 12 tane torunu var ve sadece benim fotoğrafımı cüzdanına koymuş açtığı zaman öper diyorlar canım dedemmm

entrileri okudum da keşke benim dedem de böyle olsa aq. benim dedem ev halkına katiyyen sevgi göstermez. sevi görülürse şımarılırmış. dışarıdan bi misafir gelse melek kesilir. tabi bi kaç saatlik, senede bir gelen misafirlere. onun dışında herkes dedemi bilir. zira kendisi sırf ona bakmak için istanbuldan kalkıp köye gelen oğlu ve ailesine çektirmediği kalmadı. ne diyeyim ettiğini bulasın dede. sen benim babamı yaradana da kurban ol.

dedem gidecegimizi anlayinca daha adamla vedalașamadan kahveye gidiyo . duygusal vedalardan hoșlanmiyomus.

para karşılığında sigara sarıyorum kendisine.. bendeki dede kimsede yok.

gelip minnoş minnoş sinsice çimçiriyor beni ikinci babam.

televizyondan değişik değişik seyler alıyor kendisi.çoğu da bi işe yaramaz,saçma sapan seyler

kendisi günün yarısından fazlasını uyuyarak geçirir. eli boşa çıktı mı direk yatıyor. öyle ki dedemin yattığı odaya ne zaman girip uzansam uykum gelir. uyku resmen duvarlara işlemiş

kulağına damla damlatip anneannemi çağırıp gel kulağımı salla demesi askdkfotfnemem

normal de ailemle tatile cikmam. bu sefer esti bi cikalim dedik.keske demeseydik.dedem çok titiz bir insandir. hayvana,disarda falan bir yere elini surmez. bi gun arabaya atladik gecenin bi vakti yola ciktik,denize ya da çamliga gidiyoruz.yolda durduk su dolduracaz. gecenin 3 u falan,dedem önde oturuyor biz arkada.neyse o sira bi kopek geldi ama nasil insan canlisi. disarda babamla oynuyor falan bi baktim yanima oturmus arabada. yalamaya falan calisiyor, boyum kadar kopek.baba diye bagiriyorum duymuyor,onde dedem zaten kulaklari o kadar işitmiyor ki arkada cebelleşirken anneme "kızıım iyi doldurun hehe tamam mı yavrum" falan diyor. oysaki ikimizi de duyan yok. sonra babam geldi kopegi cikardik disari tam bidonlari arabaya koyduk gidicez,arabanin onunden bi ses geldi. "kızıım alın şu kopeği,heh varya simdi pis kopekk amaan hortlamayasica. ustumr cikti alıın sunuu,in kidir cin midir bismill..." diye bir bagırış. babama diyorum kopegi atsana baba diye,basladi bu da dua okumaya. "in midir cin midir tivbe tovbe bismilll.." diye. anneme bakiyorum sadece duruyo kenarda. dedem ön koltukta, kopegin ön patileri dedemin ustunde kardesimde kopegin götünde. tutmus kopegin arka bacaklarindan dedemi kurtarmaya calisiyor. bense gülmekten agliyorum.sonunda kurtardik kopegi ay dedemi iste. gidiyoruz. basladi dedem yine "bi camlığa gideliim dedik neler geldi basimiza,inler minler musallat oldu ehehehehe ne guzeldi dimi kopek hehehe"dedi. az önce bacaklari tutmayan dedemin, ayağıyla kopegi ittirdigini gordum. az denge istiyorum hayatimda cok mu

sonsuz kere "cık, cık, cık, cık..." deme potansiyeline sahip. yavaştan hızlıya doğru gidiyor...

dedemlerin evi alt katta arada iniyorum ama kötü şeylere maruz kalıyorum. yanına gidiyorum garip sesler çıkararak beni taciz ediyor götümü mememi mıncırıyo sıkıyor affedersiniz. nabıyon dede bu ne edepsizlik diyorum gülüyo çok değişik çok.. ve sağ meme ucu yok neden yok bilmiyorum ben de geçen gün öğrendim :p

namaz kılarken desibeli bir anda arttırıp sonra düşürüyor kısa süreli bir panik ortamı oluyor

bir gece derbi var ben fenerbahçeliyim dedem aşşşşırı fanatik bir galatasaraylıdır ama bunu asla kabul etmez. neyse işte derbi gecesi dedemlere gittik dedem hastaydı. of kalbim ağrıyor başım ağrıyor falan filan. neyse annem anneanneme dedi ki nesi var anneannem dedi bir şeyi yok bu gece derbi var o yüzden böyle. biz de inanmadik tabii hatta annem anneanneme dedi ki abartıyosun anneannem dedi bekle gör. biz de diyoruz anneannem kesin abartıyordur. maç kaç kaç bitti hatırlamıyorum ama galatasaray yendi şampiyon oldu dedem bir iyileşti bi gülüyor benimle dalga geçiyor falan. yemin ederimnyani brn kendim görmesem inanmazdım bu adamın beş dakika önce hasta olduğuna. dedim adamı karısından iyi tanıyacak değiliz ya. nur içinde yat dedem...

az önce benden yani torunundan para aldı. borç aldı. benden aldı. öğrenci adamdan aldı. dedem benden aldı. yarın veririm dedi. para aldı. hiç mi yüzün kızarmadı be adam?

yaklaşık 10 dakika önce amına kodumun köyüne geldim. adama diyorum " ben gece 12'de ineceğim, boşuna traktörle almaya gelme ben taksiyle gelirim. " yok öyle şey mi olurmuş da, icat çıkartmaymış da. hayır kendisi de gelmedi amcaoğluyla dayımı gönderdi. be adam senin traktörün 15 lira yaktı, taksiyle gelsem 10 lira yazacaktı. bu neyin tatavası? sonra benden borç para istiyorsun amk. olan kafama oldu. mağlum 1.92 olunca sığmıyorsun bu tarz taşıtlara.

eve her geldiğinde bir şeyleri tamir ediyor. nerden buluyor bu kadar tamir edilecek şeyi hiçbir fikrim yok :d

ossurunca, "kurbağaya bastım horoooz" demesi ve herkesin içinde malımı sıkıp, "kuş ötüyor mu horoz?" demesi. dede fuck off bitches, go köy aq

birine sinirlendiğinde “avradini siktuğumun pezevengi” diye bağırarak küfür ederdi rahmetli

facebookta bir şeylere bakıyodu hahaha diye ilk başta gülüp "amina kodimin gevuri" dedi durup dururken. ya sen hacca gitmiş kaç kez ümreye gidip gelmiş insansın niye böyle davranıyosun allasen ya

evlilik programı izleyip, evlenmek isterdi. evlenemeden göçtü rahmetli... (bkz: kırkından sonra azanı teneşir paklar)