dedelerin garip huyları

sürekli şehiriçinde göç etmek, sabahın 7sinde fakülte otobüsleri dedelerle doluyor. hayır yani beleş diye mi bu kadar ısrarla geziyorsunuz. tamam işiniz gücünüz yok, tamam beleş ama nolur saat daha 7, ye di.

dedem sarışın fakat gençliğinden beri sürekli saçlarını siyaha boyuyor kaşları dahil. onu bir kez sarı saçlarıyla gördüm sadece

(bkz: ölmek) gideli 3 yıl olacak 10 ekimde. hâlâ buradaymışsın gibi geliyor canımın içi nerede mavi gözlü ak saçlı birini görsem gözlerim dolar seni özlerim. babamdan daha çok sevdiğim adam sen ölümsüzmüşsün gibi gelirdi bana. küçüktüm, bilmezdim en sevdiğim insanın gidişinde gözlerimin kuruyup sesimin çıkmaz olacağını..... özledim gözlerinin derinliğini......

80 yaşında dedem var anneannem öldükten sonra başka biri ile evlendi şuan 6 yaşında küçük kız çocuk sahibi ve ben ona teyze diyorum

telefonuna herkesi plakasıyla kaydediyor. arabası olmayanları da bjshs tarzı değişik harflerle ve hepsini de tanıyor mesela birini hslsj diye kaydetsem kim diye iki saat düşünürüm.

balkonda oturup tekel 2000 içerken sokaktan geçen kedilere miyavlardı

bütün herkesi kendi istediğine göre yaşamaya zorluyor onun dediklerini yapmayanlara küsüyor.bok yesin.

bugün kahvaltı ederken şarkı açıp dinledi masada.

youtube da dolaşırken çocuklar için dualar bulmuş, şu kedi tom dua okuyor dedem diyo ki şerefsizlere bak kediye okutturuyorlar, silinmiyor mu bu?

balkonda otururken insanlara sallamayı sever. az önce kavşakta dönmeye çalışan arabaya ne yolu işgal ediyorsun yavşak döneceksen dön gideceksen s**** git dedi dldlflldldldldld araba gitti hay böyle ol diyor fkfldl

sevmemesi. sadece torun değil, hiçbir şeyi, ufak bir zerreciği, hatta kendini bile sevmemesi. hayatı çevresindeki herkese zehir etmesi. hayatımda gördüğüm en kötü, en berbat insan kendisi. ve ne yazık ki kanı damarlarımda dolaşıyor, yaşadığım müddetçe de ondan bir şeyler hep kalacak benimle. umarım yaşattıklarını yaşamadan gitmez.

dışarı çıktığım her an ya da telefona baktığın zamanlar bana 'oğlanlara bak, kör topal birini bul bakalım' diyo birini bulsam bacaklarımı kırar. neden bunu yapıyosun?

dedem babannemi evliliğe büyüyle ikna etmiş. sülalenin garip olduğunu biliyodum ama bu kadar beklemiyodum.

rahmetli lafı sokar sokar sonra ben bişey mi diyorum derdi. tabii dede olduğu için sen laf edemezsin. küçük yollu bişey dedin mi? ovvvvvv

kağıt oyunlarının hastası ve torunlarının hepsine sekiz yaşından itibaren öğretebildiği kadar oyun öğretmeye çalışır. mesela ben liseye başlarken pişti, blöf, dost kazığı ve papaz kaçtı biliyordum.

televizyon sesi olmadan asla uyuyamıyor.bazen biz dedem uyuyunca kapatıyoruz gece 4 gibi esrarengiz bir biçimde televiyon açılıp kanal olarak da flash tv ayarlanmış oluyor.dedem yaşamaya çok seviyorsa demek ki

google sesli aramaya bi şey söylerken sonuna beyfendi ekliyor hahshahashaha

sivastan gelirken bana hediye almış, üstünde adımın baş harfi yazılı bir bıçak. dedeciğim çok hoş bir hediye gerçekten.

(#1725551) e tabii bu sebeplerle dedem de normal değil. ama anneannem de o zamanlar çok genç. ilk evlendikleri zaman anneanneme demişler ki biraz hoş dilli ol falan filaan. anneannem de sert biri ama küçük daha dinlemiş. (keşke dinlemeseymiş:d) dedem eve geldiğinde anneannem kapıyı açıp “hoş geldin” demiş. dedem demiş ki “yalakaları sevmem” asdfsghsdhjdhdkd ay sinirlerim bozuldu. ne kadar üzücü ve yıkıcı bi şey anneannem için ama komik yani :d ayy gece gece dedoş ya :d

adımı bilmemesi ve bana pişt, hişt vb. şekilde hitap etmesi

seslenirken adımı hatırlayamayıp tüm kuzenleri elden geçiriyor resmen :d

Bugün tartıştık. Hiç küfür etmediğini söylüyor. Çünkü kendisi 3o sene önce hacı olmuş. 85 yaşına gelmiş, küfür eder miymiş. "Pezevenk, gavat, dürzü, deyyus, kerraneci" ona göre küfür değilmiş.

Hiç kahkaha atmadan gülerdi, böyle kahkaha atacak kadar komikse işaret parmağını ısırırdı... Eğer bi oğlum olursa dedemin adını koymayı çok istiyorum, iyi ki vardın babam bildiğim...

Canım dedem bizi hep deli eder. Adama bir şey ikram ederken hangisinden istersin deriz, hangisini verirsen der. Yer misin içer misin diye sorarız verirsen yerim içerim der. Bu kadar belirsizliğe katlanamayan anneannem de genelde dedemi aç bırakmayı tercih eder..

80 yaşında neredeyse, evleneceğim diyor durduramıyoruz

Bak hele ne geldi aklıma.. Dç Rahmetli dedem felç geçirmişti, çok şükür kendini taşıyacak kadar ayaktaydı. Dedemin bir ceviz bahçesi vardı. 100-120 ağaç. ilaçlama yapılması gerekiyordu ağaçlara. 1 gün önce yağmur yağdı, her yer çamur. Traktör tarladan çıkamaz o derece çok yağdı yani. Dedem geldi D-"cevizleri ilaçlayın" dedi. Babam da dedeme" buva her yer çamır, 1-2 gün yellensin atarız" dedi. D-"Olmaz ille de bugün" diyor. B-"yarın" dedi. Dedem gürleye gürleye gitti. Yarım saat sonra ebem geldi. Babama; "oğlum buvan cevizleri kesecekmiş öyle dedi gitti" dedi. Neyse el mahkum gittik. Köyün çıkışında yakaladık dedemi. 2-3 km falan bahçeye mesafe. 15 dk sonra vardık. Normalde traktörle yapmamız gerekiyor ilaçlamayı ama dediğim gibi her taraf çamur. 25 litrelik sırt pompası var babam onunla ilaçladı koca tarlayı ama eminim kuru yeri kalmamıştır. Sonra ne mi oldu? Dedemin keyfi yerine geldi... Yüzü güldü... Gözleri parladı... Gene onun istediği gün istediği saatte O'nun dediği oldu... Rabbim mekanını cennet eylesin Koca Korkmaz...

Tv'de sen çal kapımı izliyor. Garip bir dizi zevki var. Vakti zamanında unutma beni izleyen efsane nesil içerisinde de yer almıştı. Hayal ettiğim hayat işte. Akşama kadar dizi izleyerek yatmak...

Okuldayken paraya sıkıştığımda ne zaman istesem hemen gönderirdi fakat yanına gelip isteyince vermezdi.

Uyuyup uyuyup namaz kılardı abdestin bozuldu destekte alzaymırdı unuturdu Allah rahmet eylesin

Evimizin arka bahçesinde elma ağacı var dedem geçen sene yere düşen elmaları toplatmış ve çöpe attırmıştı. Sebebi ise bahçede kötü gözüküyormuş bu bahçenin bir düzeni varmış. Dede tamam düzen hastasısın ama yere düşen elmalardan ne istiyorsun...

Dedem tır şöförlüğü yaptığı yıllarda gittiği her ülkeden hayvan getirirdi eve.. hatırladıklarım maymun ,deve kuşu(yavrusu ama büyüdü 3 m yi buldu boyu), tavus kuşu ,kulakları yere kadar değen keçi( ırkın adını bilmiyorum) .. bunlar hayal meyal hatırladıklarım

O kadar arsaları evi vardı ancak yastığının altına 50 lira almadan uyuyamazdı

Son zamanlarında unutmaya başlamıştı rahmetli kuzenimle adı aynıydı kuzenim kendi kimliğini gösterince olay çıkarmıştı dolandırıcı bu bununla elimden arsalarımı almaya çalışacak diye

Benimkine benzer bir şey anlatılmış ben de anlatayım. Bir ramazanda iftara gitmiştik onlara yanına oturdum nasılsın iyi misin falan bayağı sohbet ettik. Sonra dedi ki bir bardak su getir bana gittim suyu aldım geldim bir baktım anneme soruyor allah bağışlasın bu kimin kızı wkshxqpx

Dedemi aradım 2-3 dakika konuştuk bana diyor ki öğrencilerin ne yapıyor, ne öğrencisi dede dedim. Ee sen Zeynep değil misin diyor. Yav dedeeee ben bozuk kulaklık yıllardır torununum nasıl tanıyamazsın beni. Kalbim bir miktar kırıldı... :( (bkz: a bit of zeynep'le seslerimizin benzemesi) (bkz: kuzensel sorunlar)

Eşimin dedesi asırlık adam. Alzheimer hastası. Konuşma aynen şöyle: +Dedeee ben kimim? -Adamın oğlusun +Hangi adamın oğluyum ben? -O adamın oğlusun. Kendi kafasından uydurduğu manileri zamanında eşime öğretmiş onlardan birisi söyledi eşim hatırlar belki diye. -haaaah oldu işte sen benim oğlumsun

Vampirlik tam olarak böyle Yanına yaklaştığımda kulağımı ısırıyor bunu sadece benim dedem yapıyor olamaz kslskslsls

Kafasında kız torunlarını bi tarafa ayırmış erkek torunlarını bi tarafa ayırmış eşleştirme yapmış bu bunla evlensin şu şunla evlensin diye Allahım kafayı yiyecem

benim dedemle pek anım olmadı doğrusu. üçünü de pek bilmedim (birisi annemin üvey babasıydı) ben çok küçükken bi ara bizde kalmıştı babamın babası yani dedem. bana sürekli piç diyordu ben de ona popomu çevirip al bunu ye diyodum, hatta annemin dediğine göre bi gün odasına kilitlenmişim bunu ahabsbbsbd torununa piç demesi bence garip bi huy shjdjf

ikisi de vefat. hayal meyal hatırlıyorum onu.

dedem bütün olarak çok garip bi adam. ulan 80 yaşındaki adamın libidosu nasıl böyle yüksek olabilir?¿

televizyonda açık olan şeyin diğer insanlar tarafından izlendiğini fark ettiği an kanal değiştiriyor lsjdflksdf

yürüyor ama ne yürüme. 76 yaşında kurban olduğum bırakın onu sokağa 4-5 saat yürür bütün şehri gezer 20 tane yeni arkadaş edinir gelir eve hiç yeni bir şey olmamış gibi çengel bulmacasını çözer. bir de anneannemle uğraşır ama aynı zamanda amel defteriyle de uğraşıyor çünkü uğraşma şekli anneannem namaz kılarken televizyonda gördüğü şeylere büyük tepkilerle şaşırıp onun namazını bölmeye çalışmak :d kurban olurum dedem sana allah başımızdan eksik etmesin seni.

Seksen yaşında kendisi yemekten önce odaya girerkenn hepimizin kafasına birer tane yapıştırıp gidiyor bazen kulağımı da ısırıyor dünyanın en tuhaf dedesine sahibim diyebilirim

ikisini de göremedim. sadece bir kelimeden ibaret kalıyor maalesef.

Başına kolonya döktürüp masaj yaptırırdı rahmetli.. Kendisini çok özledim :(

Allah uzun ömür versin dedem çok tuhaf adam. Çift ana dal yapmış Fizik ve Kimyadan ve dört yıllık okulu üstten ders ala ala üç yılda bitirmiş. Şu an 70 küsür yaşında hala üst düzey fizik anlatıyor. Mükemmel bir el yazısı var düzgün notları, eski yayın evlerine gönderdiği soruları... Evinin bir köşesinde okurken para biriktirip aldığı deney tüpleri var hala gözü gibi bakıyor hepsine. Bana ders vereceği zaman ben gelmeden ne anlatacağına çalışıyor soruları seçiyor eliyor tek tek. Her sene üniversite sınavında gelecek sorulardan en az 5 - 6 tane tuttururmuş ki bende şahidiyim geçen sene de tutturdu. Mesleğine aşık insan böyle oluyor galiba. Darısı hepimizin başına arkadaşlar.

Kendisi futbolda her zaman yenilenden yana. Kim gol yerse "tü ulan o gel yenir mi" diye sitem ediyor. (Bugün Ukrayna'nın her yediği golden sonra Şevşenko'dan daha fazla reaksiyon gösterdi.) Özellikle geçenlerde oynanan efsane Hırvatistan İspanya maçında tam beynimi yedi, bir o yana bir bu yana sövüp duruyor. Dede, dedim, hangisini tutuyorsun? Elini sallayarak "amaaan oğlum banane hangisi yenerse yensin" dedi. Bir de geçenlerde kendisi ile alakalı çok entresan bir bilgi öğrendim. Bana 2-3 güne bir düzenli olarak "oğlum şu telefona bakıver kontörü bitmiş mi" diyip telefonu uzatıyordu. (Kendisi henüz TL'ye geçtiğimizden bîhaber) Meğersem bu kadar sık kontrol ettirmesinin sebebi kontör biterse dışarıdan arama da gelmeyeceğini sanmasıymış. Bende oturdum kendisine kontör bitse bile dışarıdan arama gelebileceğini anlattım ama ikna edemedim. "Yav olur mu öyle şey kontör bitince beni aradıklarında nasıl konuşayım" cümlesiyle bütün tartışmaya son verdi ikna oldum bende.

Su yerine çay içiyor.

durduk yere AB vatandışlığından çıkması ve bu yüzden hiçbir torunun vatandaşlık alamaması. bok mu vardı be adam?