bugün
yenile
    1. 4
      +
      -entiri.verilen_downvote
      intihar edecek kişilerin geriye belki hiç söyleyemedikleri belki sadece o an içlerinden gelenleri yazdığı belki de hayatlarının noktası olarak gördüğü mektup. ben intihar edecek ve etmeyecek herkesin bunu yazması gerektiğini düşünüyorum çünkü oraya yazdığınız şeyler sizi hayata geri bağlıyor. hayat çok mu zor? umursamazsam o kadar da zor değil. hiçbir şeyin altından kalkamayacak kadar küçük müyüm? o zaman yanından sıyrılıp geçerim. bence mesele sadece bu dünyaya bilmem kaç milyon yıldır gelip sonra yok olan sonra tekrar kurulan medeniyetlerin insanlarının kurduğu düzene göre yaşamamak. insan kendi doğrularını bırakıp başkalarının kabına göre şekil aldığı sürece asla hayattan zevk alamaz asla huzurlu olamaz çünkü o artık kendi hayatı değil. bizi biz yapan duygularımız ve asla onları bastırmamalıyız. çünkü insan bastırdığı duygunun esiri olur. şey intihar mektubu diyordum evet etmeyecekseniz bile bu dünyaya veda etmek için bir şeyler yazın ve aslında kendinizi toprakla silmek yerine toprağın üstünde harikalar başarabilecek olduğunuzun farkına varın. birine ya da bir şeye sonsuza kadar sürecek bir ayrılığın vedası o kadar kolay olmuyor. herneyse, demek istediğim dağa taşa lanet edip uçan kuşa sövmekle mutlu olunmuyor ve bu bir şeyi de değiştirmiyor. aldığınız nefesin kıymetini siz belirlersiniz ve umarım her nefesiniz bi önceki kadar kıymetli olur.
    2. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      sevgili annem. bu sadece sana yalnız sana. çünkü ben gidiyorum ve sana geride hiçbir şey bırakamıyorum ama bu mektubu sürekli okuyacak koynunda saklayacaksın bunu biliyorum. babam öldüğünde ben küçüktüm, beni de diger kardeşlerimi büyüttüğün gibi büyüttün emek verdin sabahları saat 5 te kalktın tarlaya gittin tandıra ekmek vurmaya gittin çalıştın sırf biz akşam kafamızı yastıga tok koyalım diye. ben kardeşim gibi ''sen ne annelik yaptın bize sanki saçımızı tarayıp okula mı gönderdin bir kere'' demeyecegim çünkü biliyorum ki bunu yapmayı bizden daha çok istiyordun ama olmadı babam çok erken öldü. her ölüm erken ölümdür anne biliyorum. bana çok kızacaksın arkamdan yakacagın agıtlarda bana küfür bile edeceksin biliyorum ama artık dayanamıyorum. allah herkesi bu bir anne rahmiyle gönderir bu dünyaya seçme şansı sunmaz insanlara ama seçme şansım olsaydı ben yine seni seçerdim. senin kadar cesur dirayetli bi insan daha tanımadım. ben senin kızınım ama hiç bir zaman senin kadar cesur ve dirayetli olamadım. anne kardeşim öldüğünden beri ben iyi değilim. yelom öldüğünden beri ben hiç iyi değilim. toparlanmayı çok denedim ama başaramadım. bu hayatta annesini kaybedene öksüz babasını kaybedene yetim derler ama kardeşini kaybedene bir şey diyemezler çünkü bu acı öyle bir şey ki taarifi yok. sen benim annemsin sen beni affedersin. ne olur üzülme böylesi hepimiz için daha iyi olacak seni çok seviyorum. benim için üzülme ben kardeşimin yanına gidiyorum... bu mektubu 4. intiharımda gece saat 4 te yazmıştım. bunun sonucunda tam bir hafta yogun bakımda yattım ve tam 3 ay psikolojik tedavi gördüm. hiç bir şeyi beceremediğim gibi bunuda beceremedim..
    3. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      bi gün bu başlığa bi şeyler yazıp gideceğim gibi geliyor.
      0gerçi yazarım yazmaya da, gidebilir miyim bilmiyorum. - hepinizden nefret ediyom 15.07.2019 20:24:34 |#3758687
      0son günlerde bu tarz yazılarını çok görüyorum, neler yaşadığın hakkında en ufak fikrim yok ama ne olursa olsun hayat yaşamaya değer. nasıl olsa önünde sonunda öleceğiz bırak zamanı gelince ölürsün. hayatın tadını çıkar - belkiustumuzdenbirkusgecer 15.07.2019 20:39:22 |#3758688
      1tadını çıkarabileceğim bi hayatım kalmamış gibi hissediyorum. - hepinizden nefret ediyom 15.07.2019 20:49:57 |#3758696
      butun yorumlari goster (5)
    4. 4
      +
      -entiri.verilen_downvote
    5. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      bomboş mektup. boş kağıt ver daha iyi.
    6. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
    7. 4
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Bir ara yazmıştım sonra yaktım. Bu insanlara mektup bile fazla.
      0Bu insanlara intihar da fazla demişsin herhalde ajsjsj kral hareket partisi - kekoo 26.09.2020 22:03:45 |#3967296
      4Partisi ne aq ya sikevem bu otomatik düzeltmeyi rezil edecek bir gün beni - kekoo 26.09.2020 22:04:17 |#3967297
      2Her şey fazla bu insanlara aynen parti kuruyoruz djdj - osmansorman 27.09.2020 00:27:08 |#3967594
    8. 5
      +
      -entiri.verilen_downvote
      seni seviyorum fakat neresini düzelteceğimi bilmediğim bu yaşantımı sürdürmenin anlamsızlığını seziyorum. (bkz: tutunamayanlar) selim ışık'ın, sevgilisi günseli'ye vedası: ----------- günseli, son günlerde öyle bir durumdayım ki bir iki dakika bile aklımı toparlayıp düşünemiyorum. sevgilim, şeytan bilir nelere takılıyorum, neler düşünüyorum. günlerdir yatıyorum. hastalıktan mı bilmiyorum şimdi biraz düşünebileceğimi hissediyorum ve uzun süredir aklımda yüzen belirsiz bir cismi aydınlatmaya karar verdim. evet aklım gene karışmadan acele etmeliyim. ölmeye karar verdim günseli. vakit geçirmeden yapmalıyım bunu. yoksa ne olacağımı nereye sürükleneceğimi tahmin edemiyorum. bu kısa aydınlıktan yararlanmalıyım. ne yazık, senin için ne yazık bunu karşılıklı konuşamayacağız ve düşündükçe ürperdiğimi itiraf ederim. ölümü değil, senin bu satırları okuduğun zaman ölmüş olacağımı. acıklı şeyler yazmak istemiyorum. acıklı sözler benim üzerimde etkisini kaybetti. fakat seni etkileyecektir. bunu düşünmeliyiz, her şeyi iyi hesap etmek zorunda olduğum için özür dilerim. fakat düzeltmek imkânım kalmayacağı için buna mecburum. yıllardır hayalimde bu mektubu yazacağım insanın beni kurtarmasını yaşadım fakat şimdi bu hayalden çok uzak olduğuma göre hayatımda hiç olmazsa bir kere hatasız hareket etmek zorundayım. mektubu attıktan sonra hemen yapmaya kararlıyım. biliyorsun biz ışık ailesi sözümüzün eriyiz. bizim kaderimiz bu. hiçbir şey yazmasaydım daha mı iyi olurdu diye düşündüm fakat bunu daha büyük bir insafsızlık saydığım için her şeyi yazmak istiyorum. biraz sonra meydana gelecek olayın ayrıntılarını yazmayacağım. onları nasıl olsa öğreneceksin. belki beni de kararsızlığa götürür. ne yapacağımı çok açık bilirsem belki elim titrer. seni seviyorum fakat neresini düzelteceğimi bilmediğim bu yaşantımı sürdürmenin anlamsızlığını seziyorum. yok olmaya doğru hızlı bir gidişin farkındayım. henüz koruyabildiğim bazı özelliklerim varken daha insan olduğumu hissederken bu gidişe bir son vermeliyim. yoksa çok geç olacak ve kendimi affetmeyeceğim. seni seviyorum ve beni unutmamanı istiyorum. ben seni bir an için de olsa unutabileceğimi düşünerek buna girişiyorum. selim olmayan bir selim görmektense hiç görmemek daha iyidir. bana inan. düşün ki gittim ve bir daha aramadım seni bir daha beni görmeyeceğine göre böyle düşünemez misin? senin varlığına rağmen böyle düşünebiliyorsam sana bir sadakatsizlik var işin içinde. beni görmeyecek olduktan sonra var olup olmamanın ne önemi kalır? sadece yaşadığımı bilmen seni nereye götürür. görüyorsun biraz daha gevezelik etmek istiyorum. yeteri kadar yazdığım halde kalemi elimden bırakamıyorum. bunu biraz da tabancayı henüz masanın üstüne yerleştirmemiş olmama borçluyum. dışarı çıkacağım, mektubu postaneye götüreceğim. engel olamamak ne yazık değil mi? bana kalan süreyi bu kadar kesin belirttikten sonra biraz daha anlatabilirim herhalde. seninle biraz daha konuşmamda kötü bir şey yok. sen de bu satırları okurken benimle biraz daha konuşmuş olacaksın. bunu düşünmek güzel. annemi tanımadın, bundan sonra tanımanın da bir yararı yok. sen ve annem bu resmi güzel bulmuyorum kafamda. annemi üzeceğini biliyorum bu olayın. ama dayanır herhalde. beni bencillikle suçlamaya başlayıncaya kadar dayanırsa mesele yok. bu sürenin kısa olmasını temenni ediyorum. bunun dışında insanlarla ilişkimi kestiğim için kimseyi düşünmüyorum. kimse üzülmek zorunda kalmayacak. senin için de son günlerdeki perişan durumumla bir şeyler yaptığımı, seni biraz hazırladığımı sanıyorum. birlikte geçirdiğimiz güzel bir günden sonra kendimi öldürerek yıldırımla vurmuyorum seni. ya da bana öyle geliyor. şimdi şu anda artık ne kadar yaşayacağımı bilmenin rahatlatıcı bir düşünce olduğunu ve kâbuslardan gelecekten korkmadığımı söyleyebilirim. düşün son günlerde ne duruma gelmiştim. artık bu ıstırap daha ne kadar sürecek gibi bir alaturka şarkıya yer yok yaşantımda. yarın sabah kalkınca kimbilir gene ne olacak endişesi yok. bu duruma ben bile zor inanıyorum. gene tatsız bir şeyler olması ihtimali nasıl ortadan kalkar diyorum. birkaç gün önce sevmediğim kimselere birer mektup göndererek onları hayatlarının sonuna kadar üzecek ya da üzeceğini sandığım sözler yazmayı düşündüm. ne yazık ki insan ölmek üzere olduğu anda bile hayal gücünün eksikliğinden olacak yeteri kadar kötülük edemiyor. bizi tutan bu garip engeli şimdi bile anlayamıyorum. son fırsatı da kaçırdığım için biraz mahzunum. belki müthiş bir ümitsizlik anında yapabilirdim bunu. fakat talihin garip cilvesi. gücüm yok. tam bu sırada kuvvetim tükendi. bu adamlara hadlerini bildirmek gerekiyordu. neyse fazla üzülmemeliyim. ölmenin nedeni bu değil. beni odama kapanmış, kendimi duvardan duvara atarken düşünmeni istemiyorum. böyle bir durum yok. beni unutmanı istediğim halde bunu yapmayacaksın. beni güzel bir durumda düşünmeni isterim. onun için beni hiç görme. ne demek istediğimi anlıyorsun herhalde. senin için daima güzel ve bozulmamış bir bütünlük içinde kalmak istiyorum. gereksiz ayrıntıların aklındaki resmi bozmasına razı değilim. kötü hatıralar insanın aklından kelime olarak çıksalar bile görüntü olarak kalırlar. kimsenin fazla üzüleceğini sanmıyorum. yaşarken ilgilendiğim birkaç kişiyle olur ya görüşmek istersin. benden bahsederken ortak anılarınız olamayacağı için sizi bir arada düşünmek bana kötü görünmüyor. aydın kişileri saymıyorum. ankara’da eski bir iki arkadaş vardı. süleyman kargı vasıtasıyla bulabilirsin onları. kargı’dan sana söz etmiştim sanıyorum. yalnız uygun bir fırsat bulup söyleyememiştim. birkaç şarkıdan ibaret uzunca bir yazım var onda. belki bir gün okursun. yolun o şehre düşerse fazla duygulanma. yazılırken de fazla duygulanılmamıştır. yazmanın çekiciliğine kapılıp biraz ileri gittiğim söylenebilir. bir aldatmadır belki de. uzunca bir şakadır. ne yazık bir kopyasını almamışım. belki okunmaya değer bir duruma getirebilirim. ilk yazıldığı gibi öyle düzeltilemeden kaldı. şimdi sorsan başından sonuna kadar anlatamam. süleyman da ilginç adamdır. garip, içine kapalı, biraz kendini beğenmiş. artık görüyorsun yakınlarımı da yarılıyorum. bu kadar imtiyazı çok görmezsin bana herhalde. süleyman’da “sense of humour” kuvvetlidir. gene de benzerliğimiz yoktur. başka türlüydü onunla yaşamak. nerede susulacağını bilirdi. bana benzemezdi. dedim ya ona hayrandım. anladığını belli etmeden anlardı. ne zaman gitsen onu aynı yerde bulursun. görüşmediğin sürede seni nasıl hissettiğini sanmışsan öyle düşünmüştür. inanılmaz bir özelliktir bence bu yönü. seni anlamazsa yadırgama. beni tanıdığı süre içinde senin gibi bir insanla böyle bir yaşantım olabileceğini ona sezdirmemiş, bu yönümü saklamış olabilirim. insanları öyle farklı açılardan değerlendirdim ki hayatım boyunca arkadaşlarımı sana bile övmeye çekiniyorum. burhan’ı da görebilirsin. akıllıdır. bir kusurunu görmedim diyebilirim. bu da yeter bir sebep sıkıcı olması için. turgut vardır biliyorsun. bahsetmiştim. her şeyini anlatamazsın ama zekidir. durumu hemen kavrar. insan onu kendisiyle bir yarışma içinde görmezse ya da bu izlenimi vermezse anlayışlı ve şefkatlidir. sana çok yakınlık gösterir. benim kişiliğimle ilgili bir mesele kalmayacağına göre turgut’u çok sevimli bulacaksın. bu bakımdan durup dinlenmek bilmez bir sevimli olmak konusunda demek istiyorum. evlidir. belki biraz kalıplaşmıştır. belki de bu kalıbın içine bir noktada kimseyi almak istemez. bu husus çok önemli. en uslanmaz insanlar bile yanlışlıkla da olsa bir kere evlenince çevrelerini kendileri gibi görmek istiyorlar. bu yüzden az mı meyhane arkadaşı kaybettik. turgut böyle değildir. sınırlarını bilir. bana sorsan bilmez. bildiğini sanır. bir sürü okumuş yazmış adamdan çok değerlidir. benim için yargıları bana göredir. ona değer verdiğimi uygun bir fırsat bulup söyleyemedim. sen bir yolunu bulup söyle onun için ne düşünmüş olduğumu. kenan nasıl acaba? merak ediyorum. sorsana turgut’a, doğrusu ben aranızda acı bir görüntü olarak kalmak istemem. tatlı bir resim ya da nasıl söylemeli kelime oyunu gibi bir şey olarak kalmak isterim. bazı tekerlemeler vardı aramızda. ne bileyim ne kadar tekrar etsek bıkmadık. hoşumuza giderdi. işte o anlar gibi yaşamak isterim aranızda. turgut’a söyle, o anlar. aramızda yüzlercesi dolaşırdı. “selim selim dediler onu da gördük” gibi sözler icat etsin benim için. tabii ortak yaşantımızı unutmamışsa. bu öyle bir havaydı ki insan içindeyken akıllıdır, dışarı çıkar aptallaşır. sakın bu isteklerimi ciddiye alma. belki bunları yapmak içinden gelmez. yapma, istediğin gibi yaşa. bana ait bir şey, ne bileyim bir kitap, bir resim ya da buna benzer bir eşyaya sahip olmak istersen turgut’a söyle, bizim evden alır. annem onu çok sever. belki de benim odamı görmek istersin. şimdi biliyorum dayanamayacağını söyleyeceksin. sonrası için bir gün olur bir gün özleme gibi bir duyguya kapılabilirsin ölümün acılığı dağılırken. böyle olabilir. o zaman annem evde yokken bir göz atarsın. fazla ümide kapılma. çok sevimsiz bir ondadır. birtakım hayaller saklar. doğmadan ölen çocuklar gibi gizli hayaller. bir bakıma iyi olacak. içimde gerçekleştirme telaşı kalmayacak. sakinleşeceğim. yapmadığım o kadar çok şey var ki… nasıl olsa hepsini gerçekleştiremeyecektim ve yapamamanın acısı zehirleyecekti içimi. insan sonu geldiği zaman iyileşiyor. odamda benimle ilgili yazı bırakmak istemiyorum. bakarsın birtakım insanlar çeşitli nedenlerle orayı burayı karıştırırlar. biliyorsun, birtakım karalamalarım var. hepsini yakmalıydım, yapamadım. sana gönderiyorum. pakettir, geç gelir. bu mektuptan sonra eline geçer. bir kutu içine koydum. hemen açmamanı istiyorum. oldukça karanlık. hemen okursan seni bunaltabilir. bir süre geçsin. mesela beş altı ay kadar sonra istediğini yaparsın. büyük bir kısmını senden gizli yazdım. bilmeni istemedim. ben yaşarken bu yazdıklarımı bilmene dayanamazdım. gene de fazla üzülme. edebiyat hevesi olarak kabul et. gerçek sayma bunları. mustarip bir ruhun çırpınmalarını ifade etmekten çok okuyucuların duygularını kötüye kullanmak isteyen acemi bir yazarın karalamaları dersin. başkalarına göstermek isteyeceğini tahmin etmiyorum. fakat dilediğini yap. bu mektupta bile “şunu yap, bunu yapma” demişsem ona da aldırma. ne diyor yukarıdaki adam? “isteyiniz, verilecektir”. demek ben bir şey istemiyormuş. biri bana parmağını uzatarak “bu kadar gürültü ediyorsun, sızlanıp duruyorsun, doğru söyle, gerçekten istiyor musun?” diye sorsaydı ona ne karşılık verirdim bilemiyorum. hayır biliyorum. derdim ki ona ya da büyük bir olasılıkla derdim ki, görüyorsun türkçe kelimeler de kullanıyorum arada. öztürkçeye dargınlığım kalmadı. tabii kimse bilmiyordu benim dargın olduğumu. geçelim. içimde birbirine karşı savaşan yönlerin birbirine dargın olduğunu söyleyerek geçiştirelim bunu da. son anda mesele çıkarmayalım. evet, istemesini bilene gerçekten verilecektir. verilmektedir. isteyip istemediğini bilmeyenler için de yukarıda sözünü ettiğim adamın işaret parmağı meseleyi halledecektir. en önemli sözü en sonda yazacağımı sanıyorsan aldanıyorsun. hiçbir zaman benden bekleneni vermeyi becerememişimdir. bekleyenleri utandırmışımdır. daha fazla yazamayacağımı hissediyorum. son anda acıklı bir sözle canını sıkmamalıyım. işte bu kadar, işte… canım sevgilim; günseli! --------