çocukken oynanan oyunlar

kanepe ve duvar arasında oynardım. üst kısma yastıkları dizerdim orası evim gibi olurdu. bir de sandalyenin alt kısmına salıncak kurup bebeklerimi orada sallardım. hangi ara bu kadar büyüdük be..

madeni parayla masa üzerinde bir nevi maç yapıyorduk. - 3 madeni para. - rakip oyuncunun eliyle oluşturduğu kale. bilen bilir bilmeyen de bilmesin.

çay kola gazoz marangoz

beyblade

renkli istop derdik oyuna böyle biri topu havaya atıp bir renk söylüyor sen de mal gibi bütün mahallede morcivert falan arıyorsun güzeldi ama

ölümüne evcilik oynardık senaryo sıkıntısı çekmeden hemde

kukalı

(bkz: simit) nefesi kesilen arkadaşı yere atardık. sonra tekmelerdik ne gaddarmışız amk ama yine de hey gidi günler hey

1-5-10. allah çarpsın açmadım gözlerimi. gözlerin kapalıysa yere bastığımı nasıl farkettin?

tuğlaları mermerde ezer içine tükürür ağaç yapraklarıyla sarma yapardık yada o tükürüklü veya daha hanım hanımcık olan kizlarımızın evden getirdikleri suyla ıslattığı ezilmiş tuğlayı kina diye sürerdik. iğrençmiş neymiş banane abi çocukluğumu yasadım mı yaşadım

Çok oyun oynadım ama birini hiç anlamadım, beceremedim: İki ucu düğümlenmiş bir ip, parmakların arasından geçirilip garip şekiller elde ediliyor (ortası çarpı oluyor genelde), sonra sen rakibinin elinden alıp yeni bir şekil yapıyorsun. Oyun böyle devam ediyor.

Beş taşından tut saklambaç onu bırak ortada sıçan olmadı mı ağaç dallarından silah yap CS oyna olmaz mı kuka oyna sarmadı mı misket var onu beğenmezsen taso var seç beğen al işte. Yaşasın 90’ların son çocukları.

Simit oyunu favorim. Başka türlü bir insanı dövmek legal olarak nasıl açıklanabilir.

kuka diye adlandırdığımız toplu bir saklambaç oyunu oynardık. toplu derken bildiğimiz top ile. sokağın ortasına bir yuvarlak çizip topu içine yerleştirirdik, ebe olan da gözlerini topun üzerinde kapatır sayardı. herkes saklandıktan sonra eğer ebe birini görürse koşup ondan önce topa hızla vururdu ve yeni ebe gidip topu getirene kadar herkes yeni yerlerine saklanırdı. ya da tam tersi, biri ebeden önce koşup vurursa aynı ebe topu getirip yerine koymak zorundaydı ve herkes yeniden saklanırdı. bazen bazıları o kadar insafsızca vuruyordu ki topun bi arşa çıkmadığı kalıyordu. ama çok zevkliydi be. :,)