akla ilk gelen dize

"ah benim sevdasında bencil, yüreğinde sağlam sevdiğim, aklıma gelişini seveyim, ne güzel de darma duman ediyorsun beni."

ne bende sen eskidi, ne sende ben yeni neşemde sen yeli, kesemde sen desenleri

lanet olsun ne muazzam şey seni sevmek

bir hilal uğruna ya rab ne güneşler batıyor

kulak verin sözlerime iyice, herkes öldürebilir sevdiğini kimi bir bakışıyla yapar bunu, kimi dalkavukça sözlerle, korkaklar öpücük ile öldürür, yürekliler kılıç darbeleriyle!

belkide bir rüyaydım senin için.uyandın ve ben bittim

ben sana mecburum, sen yoksun

Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşcesine

ben sana mecburum bilemezsin adını mıh gibi aklımda tutuyorum

Küt küt atıyor kalbim Bitmedi gitti şu harbim Liseli kızlar gibi pır pır Uykusuz gecelere talim

Seni düşünmek güzel şey Seni düşünmek ümitli şey Dünyanın en güzel sesinden en güzel şarkıyı dinlemek gibi bir şey Fakat artık ümit yetmiyor bana Ben artık şarkı dinlemek değil şarkı söylemek istiyorum (bkz: Nazım Hikmet)

içimde ikinci bir insan gibidir seni sevmek saadeti.

O ışıltılı yolu gördüm Ve yürüdüm Pek çok arkadaşım oldu Ama hepsi beni arkamdan vurdu Soğuk bir el uzandı Ve ben o eli tuttum Çok hata yaptım Şimdi çok geçti Hatalarını alacakaranlığa gömmek için artık çok geçti

“..Şimdi şiir bence senin yüzündür Şimdi benim tahtım senin dizindir...”

ekinler dize kadar, fener gel bize kadar sana bir şey göstersem kasıktan dize kadar al bunu alamaz mısın? sen ne biçim delikanlısın? oyşh

gitmek, gözlerinde gitmek sürgüne. yatmak, gözlerinde yatmak zindanı gözlerin hani?

Bu aşk burada biter ve ben çekip giderim Yüreğimde bir çocuk cebimde bir revolver Bu aşk burada biter iyi günler sevgilim Ve ben çekip giderim bir nehir akıp gider

rojekê dibejim heye ku tu li min vegerî ji bo ku ji te fedîkar nebim û bixwînim mîna dêya zavê ku li pêşiya govendê lotikan li xwe dixe lotikan li xwe bikim digel vê zilamtiya xwe sê-çar dengan bilîlînim û hetka xwe bînim

seni seviyorum ama nasıl? kilometrelerce derin, kilometrelerce dümdüz, yüzde yüz, yüzde bin beşyüz yüzde hudutsuz kere yüz...

Başkalarını özlüyor gibi yapıp birbirimizi özleyeceğiz. Başka başka insanlarda birbirimizi bulacağız. Bizden başka kimse bilmeyecek.

Gözlerine son kez baktığımı bilseydim eğer Boğulurdum o deniz de Mezarım olurdu gözlerin

Ama yazgısını yaldızlı çokomel kağıtları gibi, Tırnaklarıyla düzeltemiyor insan.

ilmek ilmek ördüm de, sırtıma giyemedim ömrümü.

Vur şanlı silahınla gönül mülkü düzelsin, Sen öldürüyorken de, vuruyorken de güzelsin.

“..Sen çok daha parlaksın çünkü Sen tüm göklerdeki yıldızların ilki Sen aydınlatırsın geceyi..”

Beni bu güzel havalar mahvetti, Böyle havada istifa ettim Evkaftaki memuriyetimden. Tütüne böyle havada alıştım

Seni bir yaz gününe benzetmek mi, ne gezer? Çok daha güzelsin sen, çok daha cana yakın.

Seni bulmuşum sonra Seni, kaburgamın altın parçası