geceye bir dörtlük bırak

azar azar kader bize ne yazar böyle gelmiş böyle gitmez o kadar beni aşka düşman etme yok yok a canım niyetimi bozamam

dörtlüğü boşver geceye bi yetmişlik

s eviyorum ama kimi e n tatlı birisini n asıl anlatsam sana i lk harflerine baksana

bu gün yollanıyorken bir gurbete yeniden belki bir kişi bile gelmeyecektir bize. bir kemiğin ardında saatlerce yol giden itler bile gülecek kimsesizliğimize

aşktan mı bahsettiniz şimdi siz sanırsınız aşk doktoru mehet coşkun deniz sorsanıza hangi yerde yazıyor bu kitap haydi şimdi fatmagül'ün puch your hands up

bu yağmur, delilik vehminden üstün, karanlık, kovulmaz düşüncelerden. cinlerin beynimde yaptığı düğün, sulardan, seslerden ve gecelerden...

görmek istersen denizi yukarıya çevir yüzü deniz gibidir gökyüzü aldırma gönül aldırma🎶🎶

oysa herkes öldürür sevdiğini, kulak verin bu dediklerime, kimi bir bakışı ile yapar bunu, kimi dalkavukça sözlerle.

hayat bir tutamaç tuttuğun kadar tutmadığın keder sen bile tutamaççın yıldızlar tutamaç

bazen cepte kalmadı hiç para aç kaldık deplasmanlarda bazen de gönül koydu manita uğraştık durduk kaç hafta hakkını helal etmedi anam gizlice geldik çok defa her şeyden öte sevdik biz seni göztepe'miz sen çok yaşa (bkz: her şeyden öte sevdik biz seni)

kaç güneş battı o gece de bilmiyorum, ama birdaha hiç sabah olmayacak gibiydi, bir söz kaç güneş batırır, o zaman öğrendim..

yalan mı söyledin göz göre göre ne zaman dolacak verdiğin süre gönülden gördüğüm takvime göre aldığım her nefes birgün sayılır. (cemal safi)

seviyorum ama kimi en tatlı birisini nasıl söylesem sana ilk harflere baksana

önünü alamıyorum bu kör gidişlerin yollarda herkes bir yere gidiyor önünü alamıyorum çaresiz direniyorum bu dönüm noktalarında kimse elini uzatmıyor -erdem bayazıt / karanlık duvarlar

ray malifalitiko ray şalimalitiko ray ray ray ray ma ma ma ma

beni kör kuyularda merdivensiz bıraktın denizler ortasında bak yelkensiz bıraktın öylesine yıktın ki bütün inançlarımı beni bensiz bıraktın; beni sensiz bıraktın.

sen yüz çevirecek olsan ay kapkara olur gamdan, ayın da evini yıkmayı kastediyorsun etme. bizim dudağımız kurur sen kuruyacak olsan, gözlerimizi öyle yaş dolu ediyorsun etme.

uzaktan seviyorum seni, kokunu alamadan, boynuna sarılamadan, yüzüne dokunamadan, sadece seviyorum...

i̇stemiyorum bi elimde güneşi ne de ayı aşığın gözünde yoktur fazlası benim için bırakacağın bir gülüş yeter fakat; nefret dolu bakışların ölümden beter kabul buyurursanız naçinaze benim dörtlüğüm

güle baykuş kondurmayın küstürüp soldurmayın yare birşeyler söyleyip kafamı bozdurmayın...

duydum ki, yelkenleri edip de fora gelecekmiş orduların yeşil bosfora. buyursunlar... bizim için şavaş düğündür; din arab'ın, hukuk sizin, harp türk'lüğündür.

geçti istemem gelmeni, yokluğunda buldum seni; bırak vehmimde gölgeni gelme, artık neye yarar? (bkz: beklenen-necip fazıl)

çok sevmeyeceksin mesela. o daha az severse kırılırsın. ve zaten genellikle o daha az sever seni, senin onu sevdiğinden… can yücel - bağlanmayacaksın

eyyy gonul gene bu gece kederin geceden yuce gel susalim beraberce boyleymis kara yazimiz...

Gülmek bu ara bi zahmetli, gündüz geceden kasvetli. Rüzgar hasadımı mahvediyorken merhametten de bahsetti. Film Hollywood’dan tasdikli, her sahnesinde hass**tir, Kar tanesi gibi basittim güneşi görünce telaş ettim. Kezzo - Hep Aynı Sonlar

uyku, katillerin bile çeşmesi; yorgan, allahsıza kadar sığınak teselli pınarı, sabır memesi; size şerbet, bana kum dolu çanak. bu nasıl bir dünya hikayesi zor; mekânı bir satıh, zamanı vehim. bütün bir kainat muşamba dekor, bütün bir insanlık yalana teslim. çile

güzelliğinden nice ülkeler kurulur yoksan gece ve ölüm, varsan el sürdüğün her şey şiir ayak bastığın her yer şiiristan olur.. ümit yaşar oğuzcan

ne hasta bekler sabahı, ne taze ölüyü mezar, ne de şeytan bekler günahı, seni beklediğim kadar.

dörtlük

demistim sana hatirlarsan: 'önemli olan 'zamana birakmak' degil, 'zamanla birakmamak'tir..' simdi bana, geçen o zamanin unutulmaz sancisi kalir gittigim eger bensem, söyle bana kimden gittim? sende yoktum zaten ben, ben yine bende bittim...

fb 0-4 milan (bkz: andriy shevchenko)

"bir şey var şuramda beni kahreden, şuramda tam yüreğimin üstünde, çakılı duran bir şey var, elimde değil söküp atamıyorum."

"cennette huriler varmış, kara gözlü. içkinin de ordaymış en güzeli, desene biz çoktan cennetlik olmuşuz, bak bir yanda şarap, bir yanda sevgili." (bkz: ömer hayyam)

“Bir gamzelik rüzgâr yetecek Ha itti beni, ha itecek Güzelliğin zulme çaldığı sınır Uçurumun kenarındayım Hızır” (bkz: Ömer Lütfi Mete )

Bir yol bulsam kendime Kaçsam geçmişimden yine Bu dünyadan uzaklaşsam Bir çare olsan derdime..

Uzaktan seviyorum seni Kokunu alamadan Boynuna sarılamadan Yüzüne dokunamadan Sadece seviyorum

döndüm kıbleye doğru açtım ellerimi yalvardım allahıma duysun diye beni damla damla gözyaşım dökülürken gözümden çektiğim acıları yaşıyorum yeniden

yarıda kaldı şarkılar aman bu yaraya deva değil zaman ateş düştüğü yeri yakar bu düzeni bozuk dünya yalan.

"Şimdi harap gönlüme ne gelen var, ne giden, Şimdi öksüz ruhumda eser yok hiç sevgiden, Gönlüm bahtımdan ölgün, ben gönlümden ölgünüm, Yakıyor, zehirliyor beni her geçen günüm"

Sevda gibi bir gizli emel ruhuna sinmiş; Bir haz ki hayalden bile üstün ve derinmiş. Gökten gelerek gönlüne rüzgar gibi inmiş, Bir sır ki bu, ölsen bile açamazsın...

Hele Yar Yar Zalim Yar Hayin Yar Kâfir Yar Çapkın Yar Le Le Leylim Le Yar Ne Zalimsin Yarim

geçse de umudun baharı yazı gözlerde kalıyor yaşanmış izi kimseler kınamaz burada bizi ne varsa hesabı öder gideriz (bkz: Özdemir Asaf)

Yüzünün ortasında bir organ ıslandı, üstü bıyık. Ardından savaş naraları ve salyalar geldi -ıyyk. Dostum o marpucu yavaşça yere bırak tamam mı? Anladık en Türk sensin de, sen bedelli yapmadın mı?

eşiğinden çıktım kendimin, yine kendimle karşılaştım sen değilsin inandığım; kalbim. sırrımı döktüm raylara bir makas neye yarar kesmek dışında?

Niye izin vermiyorsun yoluna kuş konmasına? Niye izin vermiyorum yoluma kuş konmasına? Niye kimseler izin vermez yollarına kuş konmasına? Öyle güzelsin ki kuş koysunlar yoluna.

Bir dörtlük düşün Düşün ki o dörtlük Ne güzel dörtlük İşte şimdi dört dörtlük

ben bu günü bilirim, dün geçti, yarın var mı? gençliğime de güvenmem, ölen hep ihtiyar mı?

Gökyüzünde parlayan yıldızlar gibisin Seni görüyorum ama ulaşmam imkansız biliyorum Çoktan yok oldun aslında Ben hala ışığına kanıyorum

Yine yalnızlık sardı dört bir yanımı Unutulmuş otobüs durağı gibiyim Her gün önümden geçiyor insanlar Ne yapsam boşa gidiyor kabulleniyorum yalnızlığımı

Sana gitme demeyeceğim Ama gitme, Lavinia. Adını gizleyeceğim Sen de bilme, Lavinia.