delikanlılığa karşı maneviyat kartını oynayın.
farz edelim; yurt ortamında, sadece sima olarak tanıdığınız, arkadaşınızın arkadaşı olan görgüsüz biri sizin odanıza gelmiş olsun. yeni aldığınız parfümü görür görmez eline aldı, telefondan bir bok anlamamasına rağmen evire çevire inceleyen enişte gibi incelemeye başladı. sonra malumu sordu;
+ aa parfümün ne güzelmiş. kullanabilir miyim?
biliyoruz ki "kullan." dediğimiz vakit parfümün yarısı israf edilecek. ama direkt olarak "kullanma." demek de istemiyoruz. başka bir arkadaşımız olsa yine kullansın da, bu kişiden hiç haz etmiyoruz. yapılacak şey hem çok basit, hem de çok etkili.
"ya başka bir şey olsa kullan derim de, kızın (sevgilimin) bana aldığı ilk hediye o.."
bunu demek için sevgiliye ihtiyaç yok. iması bile yeter. eğer o kişi tırnağım kadar delikanlıysa, o saatten sonra o parfümü dokunulmaz beller..
sevgili yerine aileden birileri de söylenebilir. ama sevgili her zaman için en etkili olan seçenektir.
+ kanka parfümünü kullanabilir miyim?
- kızın hediyesi ya o..
+ kanka kulaklığını kullanabilir miyim?
- kızın hedi..
+ kanka şampuanını kullanabilir miyim?
- kızın..
+ ee ebenin...
(bkz: vietnam böyle savunma yapmadı be kardeşim)
not: kızlarda ne kadar işe yaradığını bilmiyorum bu yöntemin. karşı tarafın tabiri caizse racon bilmesi lazım. kızlar o konuda çok eksik. ben çok gördüm adamın sevgilisine aldığı hediyeleri, sevgilisinden çok kullanan adapsız kız yancıları. alayına puh!