aşık olunduğunun farkedildiği an

rastgele çıktığın bi kız düşün normal bi ilişki. sonra bigün inegölden bursaya çağırıyo seni 45 dk lık yol git gel 40 lira kafadan harcarsın. cebinde 10 lira para var. gelemem dedin ve o an öyle bişey dedi ki. ilk işim tanıdığım birilerinden para bulup yanına gitmek oldu. ve o an dedim ki bu kıza aşık ol değilsen de ol dedim. sonra o terketti beni ama içimde ki ses tek bişey dedi. doğru olanı yaptın.

çok afedersiniz siktir-i boktan. edit: ohh be birazda bu taraftan eksileyin.

tıp dilinde bu tarz vakalar için "ex" diyorlar. cinasa gel vatandaş. emin değilim ama şu kafa yapan hap içinde aynı kısaltma var sanırım. şimdi bu ikisini birleştiriyoruz ve aşık olan kişinin tarifini yapıyoruz; "önceleri bir şeyi yoktu.. sonra birden çıldırdı mutluluktan, yerinde duramadı sanki ex atmış gibi. ayrı bir dünyada yaşıyordu resmen.. sonra o dünyayı daha çok sevmiş olmalı ki geri dönmedi.. ex dedi doktor, üzerini örttüler.." şuraya bir de "aşık olunan an" başlığını çizelim, belki ex olmayan birileri vardır.

(bkz: aşık olduğunu farkettiğini anladıktan sonra) seviyorsun diye köle muamelesi görmek. bir kamyon trip yemek. gel dediğinde gelmek git dediğinde gitmek. uyku düzeni bozulması. cüzdan kalınlığının git gide incelmesi. uykunun en güzel evresinde "aşkom oyomo yo mosojlosolom" tarzında mesajlara maruz kalmak. bence bulaşmayın.

her görüşünde farklı bir heyecan yaşıyorsan (bende öyle) aşıksın

her an onu dusunmeye basladigin zamandir bence. bi an degildir daha uzundur bu. ama kişiliği davranislari her seyini sevdigin ve aklindan onu hic cikaramadigin zaman anlarsin.

küçüğüz ozamanlar ben 18 im o 16 ilk kez karsilasmistik, aynı okulda okumamiza rağmen. bir arkadaşımızın doğum günüydü, tuttu elimden çekti beni gel dedi ve gülümsedi o an hayır olamaz dedim içimden bakma gözlerime lütfen dedim daha fazla bakma. sonrası hep sıkıntı hep isyan sakalımda ki beyazlarim... sonu mu ? hüsran tabi ki de, birdaha karşılaşıcak miyiz ? unutmazsak 20.08.2020 de, peki ya unuturmuyuz acaba ?

buz gibi havada ter döktüğün andır.

aşırı derece tehlikelidir arkadaşlar bakın çok tehlikeli. formüle dönersek aşık olmak = çikolata yemek

iki haftalık bi konusma sürecinden sonra bana o kadar dürüst bi sekilde olmadı demişti ki ona bile aşık olmuştum. ama ilk fark ettigim gun şöyleydi.başta heves sanmıştım reddelirsem cok takmam sanmıştım konustuk bana artık sana bi yanıt vermem lazım demişti cok korkmustum kanım çekilmişti resmen elim ayağım titremisti. olmadı dedi bana o an tutamadim hıçkıra hıçkıra aglamistim. kafa mı dağıtmaya sahile gittim yine yok olmadı yapamadım suan mı noluyo halen deli gibi aşığım ne olur bilinmez ama o benim olsun başka biseyde istemem .

belkide hiç yaşamadığım andır (bkz: platonik aşk)

hayatınızın 'herşeyde sen varsın' bölümüne geçtiğiniz andır.

tatilde ilk planı ailenle değil onunla yaptığın andır.

böyle her şey tamamıyla toz pembe oluyor. sanki tüm renkler daha bir güzel geliyor, yemyeşil vadilerde koşuyormuşçasına gidiyorsun her yere. gökyüzü daha bir güzel gözüküyor gözlerine. aşık olmak çok güzel duygu lan. bu duygudan ne mahrum kalın ne de mahrum bırakın

geçmiş olsun otur bir köşede sessizce ölümü bekle

(bkz: kelebekler) uçuşuyor

farketmez olaydım .. farketmeden once dunya umrumda degıldı farkettıkten sonra anam agladı ve hala aglıyor...

böyle normal normal yolda yürüyordum. bahsi geçen şahısla da bayadır konuşmuyoruz. ben zaten aşık değildim, ufak bir hoşlanmaydı, unuttum gitti diye düşünürken yolda yanımdan geçti. afedersiniz tepe taklak oldum, hani midem.kelebek falan zıttırısı değil de bildiğin tepe taklak oldum. utanmasam bir köşeye geçer kusardım. gördü beni durdu ayak üstü selam verdi ben mal mal suratına bakıyorum arada iki kelime çıkıyor ağzımdan ama ne diyorum allah bilir. hafiften bir kekeleme. sonra dayanamadım ben dersaneye geç kalıyorum dedim gittim yanından. sonra kendime kızmalar 'daha gerizekalı gözükemezdim' 'bok unuttum' demeler sonracıma ellerde titremeler gün boyu o an ne dediğini düşünmek ve kapanış.

kendim aşık aldugumu kabul etmiyordum değilim diyordum sonra bir gün yanina gittiğimde sebesizce kalb atislarim hızlandı ve konusamadim kalkıp gittim sonradan aşık olduğuma inandim ama yediremiyorum bir şeyler var ne var bilmiyorum

yan bastığını farkettiğin an

ne gereği vardı şimdi demiştim..

bence böyle bi an yok ya. aşk ne ki tam tanımı ne? hoşlanmak ile aşkı nasıl ayırt edeceğiz şimdi? bence biz hoşlanınca aşık olduk sanıyoruz ve bence biz hiç aşık olmuyoruz. olm biz ne yapıyoruz yaa.

insanin içinde filler zıplıyor

bana göz kirptiginda bacaklarimin titrediği an anlamıştım bi boklar olduğunu ama çok geçti artık

aydınlanıyorsun aga. her şey daha bi anlamlı gelmeye başlıyor. salak salak gülüyorsun anlamsız bi mutluluk falan. kalp kan yerine mutluluk pompalıyor sanki. bende öyle olmuştu...

sevgilimden ayrıldıktan 1 hafta sonra anlamıştım.

5 saniye. onu arkadaşımın yanında gördüğümde bana sadece 5 saniye baktı ve bu 5 saniye hayatımın en güzel 5 saniyesiydi. arkadaşımın söylediği bir şeye gülerken göz göze geldik ve ne olduysa o anda oldu. zaten bu işler birkaç saniye içinde olur. birkaç saniye içinde diğerlerinin onun yüzüne bakınca göremediği bir şeyi görürsün, kaderini.

offf kesin karşılıksız

kahretsin denilen andır.

şuan tüm derslerden kalmamın ve okulumun 4. sene ye uzamasının sebebi aşık olduğumu fark etmek

bi güldü bu amına koduğumun kızı sonra geçtim karşısına,yaktım sigaramı,hayatımın üstünden silindir gibi geçmesini izledim..

terkedildiğimde farkettim. hep böyle erken farkederim.

içinde kelebeklerin uçuştuğunu fark etmek onu gördüğünde kalp atışlarını kankanın duyması ve sıçtığının resmiyeti

krdş benim bu sol tarafıma kim bastırıyor böyle

bi gün dersaneden çıktım genel ritüellerimi yapıyorum . izgaracıda yemek (güneylimi bilenlere selamlar) sonra sahil kenarında iskeleye bakan bir bankta gazete okumak, biraz deniz kenarında yürüyüs ve yurda dönmek için minibuse binmek. yani temel cumartesi ritüelim budur. o gün çok önemli bir maç olduğu için sahil yürüyüşümü kısa kestim ve erkenden minibuse bindim. parayı odedim ve elimdeki dergiye hafiften göz gezdirerek oturacak bi yere bakındım. o sırada tam karşıdan ay gülüşüyle parladı. aşık olduğum kişi(bundan sonra o ile belirtilecek) saçlarını kestirmiş, ama hiç alışık olmadığımız şekilde. yani öncedende biraz muhabbetimiz var (dersanede aynı sınıfta ve aynı okuldaydık). abi kakül bırakmış ama cidden çok sevimli görünmüştü yüzüme. bide herhalde onu o şekilde ilk ben görmüşüm bu yüzden yüzünde hafif bir sırıtmayla benim tepkimi bekliyor yani cidden muazzam bir görüntü var. o gün maçı erken başlayan bayern'ede çokca hürmetler iyiki erken dönmüşüm. peki ben ne yaptım öküzlüğümden hiç ödün vermeden kahkahayı bastım. bide o sırada kulaklık var ne kadar yüksek güldüğümü bilmeden bastım. sonra hemen oturdum ve ona bakmamak için dergiyi 3 kere falan okudum. inerken ben en önden oda bi arka kapıdan inmiş. tabi o sırada ben onu unutmuş kendimi müziğe kaptırmış okula doğru yürüyorum. arkamdan biri koşarak geldi ve omzuma dokundu. kulaklığı çekmemle onu karşımda görmem bir oldu. hiç güzel olmamış mıyım dedi. diyemedimki haşa çarpılırım sana güzel değilsin demek ölüme eştir. lakin verdiğim cevap yine engel olamadığım bir gülme seansi oldu. bu sefer oda benle güldü. o zaman bir şeyler olduğunu hissettim ama adını koyamadım lakin hayatımın devamında o gülüşü unutmadım ve devamında onu duymak için herşeyi yaptım ama asıl farkettiğim an onu ilk defa ağlarken gördüğüm andı. yatılı okullarda gelenektir sınav haftası bitince kimse karne beklemez yarı yıl o gün sonlanır. o ve birkaç arkadaşı(o birkaç arkadaş devamında benim çok yakın arkadaşım oldular) eve gitmek için sınav çıkışına bilet almışlar evede uzun zamandır gitmediği için özlemiş hemen gidiyim diye bekliyor. valizleri falan dışarı çıkarmiş yani o derece. o sırada okula bi haber geliyor çarşamba günü okula kaymakam gelicek kimse eve gidemez. tabi ben zaten o sırada .eve gitmeyi falan düşünmediğim için sıkıntı yok ama herkes evlerini arıyor falan baya sıkıntılı bir durum. o zamanlarda okul yönetiminden izinsiz 3 gün yurda gelmezsen yurttan atılabilirsin öyle bir madde var yönetmelikte idarede bu kartı uyguluyor yani. bende dışarda oturmuşum muhabbet ediyoruz bi baktım bu 3ü ççağırdıkları taksiyi geri yolluyorlar bi yandan aileyle konuşuyorlar. yanlarına gittim yükleyemediyseniz para falan lazımsa ben veriyim niye burdasınız diye içlerinde en samimi olduğuma fısıldadim. dedi böyle böyle müdür izin vermiyor. tam o sırada onun ağladığını gördüm ve benim kafam attı. ben bu işi hallederim siz burda kalın. müdürün odasına o kadar sinirle girdimki konuşma fırsatı olmadı. (ara bilgi veriyim zamanında siyasal bikaç olay yüzünden okul değiştirmek zorunda kaldım disiplin dosyamda kabarık ama aşırı şekilde hem hülümet hemde muhalefet partilerinden birinden torpilim var ve gelirken müdürü yaklaşık olarak hepsi arayıp o çocuk yeğenimiz canı sıkılmasın muhabbeti oldu). dedim sen nasıl izin vermiyorsun aha bu ailesinin yolladığı fax. o kızın biraz daha ağlamasına sebep olursan senin memurluğunu yakar fizana sürdürürüm. ama ne kadar sinirli olduğumu hala hatırlamıyorum cinnetin bi alt basamağı yani. çıktım odadan aldım valizleri dedim durmayın gidiyoruz ben hallettim. hallettim dediğim kısım bağırmak bişey derse çıkıp babamı eve gelmeme izin vermiyor diye arıyacam ki eve gitmeyi zaten istemiyorum. müdürün göreceği şekilde aldım bunları kapıdan çıkardım dışardan bi otostop çektik ve otogara yolladım. o gün bana bir kere sarıldı ve ben işte o zaman ona aşık olduğumu anladım. okuyanlara tesekkürler bu arada bütün okulda sadece o 3 kişi gidebildi geri kalan herkes okulda kaldı

headshot 💕😍🔫

hemşirenin beni anneme götürdüğü an

grip olduğu zaman ağlamıştım

insanların sıcaktan cinnet geçirdiği bir ağustos gecesinde heyecandan üşüdüğüm, zangır zangır titrediğim andır.

başlığı okurken için kıpır kıpır oluyor karıncalanıyorsa çoktan aşık olmuşsundur :)

o güldüğü zaman sebepsiz olarak sizinde güldüğünüzü fark ettiğiniz de

sabah 5.45'te o'nu göreceğim için mutlu uyandığımda. geç kalmamak için alarmı ertelemediğimde. Edit: imla

yeni okula geçmişim ilk gün daha kimseyi tanımıyorum eski arkadaşlarım yok üzgünüm geçtim bir köşeye oturuyorum sonra o girdi sınıfın kapısından gülerek ulan ben dedim ölüyorum galiba o zamana kadar aşka inanmazdım direk vuruldum bilmiyorum o anki duygularımı herşey karmakarışık icim bi tuhaf kalbim bi başka atıyor gözler desen slow motion görüyor öyle işte sonuç mu ? hala arkadaşız farklı okullardayız ama okullarımız karşı karşıya her çıkışta göz göze geliyoruz o bana iyi akşamlar diyor ben de gülümsüyorum cevap veriyorum ama şu içimi bir türlü ona dökemiyorum kaybetmekten korkuyorum olan arkadasligimizi ıste öyle keşke şimdi bu yazıyı okusa da benide kurtarsa bu dertten..

17 yaşındaydım.her zaman gördüğüm biriydi.bigün öyle kişilikli bi hareket yaptıki beynimden vurulmuş gibi oldum.sonra vücudum aniden bitkinlesti.aklım başımdan gitti.ağlıyordum durduk yere.sarhoş olmuştum.çok gecmeden öğrendim ki oda bana aşık ama söylemeye çekiniyor.bende hiç bişe söylemedim böyle kalsın istedim.öyle de kaldı.

ben fark etmiş olayım fakat karşı taraf etsin istemiyorum, yani ne bileyim bu duygular biraz farklı böyle içten içe gözlerimle seviyorum ama işte karşı tarafı zor durumda da bırakmak istemiyorum, sevmiyorsa baskı hissetsin istemem ki sevmiyor beni bu yüzden gözlerim kalsın üzerinde varsın o fark etmesin

ölüm gibi bişey oldu ama kimse ölmedi...

istediğin kadar delikanlı ol karnında böyle kelebekler uçusuyo gibi oluyo mayhoş oluyosun aq

ya perdeye bakarken bile salak salak gülümsüyorsun çok güzel. edit: ağlanacak halime gülmüşüm haberim yokmuş.

hem güzeldir hem de " ağzıma sıçılacak " diye düşünülen andır