ensar vakfı

(bkz: spotlight)

adları ensar ama içlerindeki aptallar yüzünden ne ensar'la alakaları var ne de muhacirlerle. şu tarz kurumların dine verdiği zararı hiç kimse veremiyor, bu yönden enteresan.

vakfın genel olarak sadece dini değil çok fazla insanı işe imza attığına tanık oldum. bu vakıfla bağlantılı olması beni hem üzdü hem şaşırttı. vakfın yönetimi bi açıklama yapıp durumu tam belirtip hatalı olduğunu noktaları kabul etmeli

(bkz: ensar derneği) ile karıştırılmamalı.

son zamanlarda islamı,dini kullanarak sapıkça eylemler yapan katli vaciplerin bir kez daha yok edilmeleri gerçeğini yüzümüze tokat gibi çarpan skandalın başrolündeki kurum. doğruluğu nedir bilmiyorum. zamanla iftiramı yoksa acı bir kahrolası germek mi göreceğiz.

hiçbir baltaya sap olamadıysanız, kafanız çalışmıyorsa, kültür ismini sadece mantar adı olarak biliyorsanız üzülmeyin. bu vakıfta biraz görev aldıktan sonra sadece kpss'yle girilebilen işlerden birine bile girebilirsiniz. girdiğiniz bu işten sıkıldıysanız istediğiniz başka bir işe de rahatça geçiş yapabilirsiniz. size bütün kapılar açılacaktır. not: anlatılanlar yaşanmış bir olaydan alıntıdır.

imam hatipdeyken az yemeğini yemedik olayı duyunca yediğim yemekleri geri cikarasim geldi

belki de böyle oluşumlardır insanı soğutan. bunu yaptılar diye tüm müslümanlar tecavüzcüdür demiyorum, yukarda dinden bahsedildiği için bu konuya girmek isterim. bir erkek arkadaşım vardı küçükken gittiği caminin hocası tarafından tecavüze uğramış ve şu an dinden de hocalardan da nefret ediyor, büyük ihtimalle ilerde bu çocuklar da böyle olacaklar ve biz bu yüzden onları asla suçlayamayız. önemli olan gelecek nesli iyi yetiştirmek değil mi, ülke olarak tek derdimizin bu olması gerekirken hala nasıl olur da bu kurumu ayakta tutabiliriz diye uğraşanlarda en büyük sorun, önce zihniyeti değiştirmek lazım

bu bugun gormus olmaktayiz ki iktidar partisi cocuk istismarina ve tecavuzculerine acikca destek vermistir. o ana babanin, cocuklarin yerinde olmak ne kotudur kim bilir. bu aileler napsinlar? muhtemelen dindar, sesi cikmayan kisilerdir. hemen fetva verilmsitir, gozleri de korkutulmustur. su olaydan sonra avrupa insan haklari mahkemesine gitmeyen ailenin aklini skeyim.

vakıf çocuklara tecavüz etmedi, vakıfta çalışan bir ruh hastası etti. kurumlarla şahısları ayırmak lazım. ha böyle vakıflar bu ülke için gerekli mi? tabi ki hayır. şu salise kapanmalı.

ne yazik ki yobazlarin hakim oldugu vakif. mesela burada olan problemler turkan saylan vakfinda olmuyor. turkan saylan belki namaz kilinmasina karsiydi, dogru bir tutum degil ama cocuklar tecavuze ugramazdi bu vakifta.

''tecavüzü yapan kişi sol görüşlüymüş'' lafını duyduğumda sinirlerim 2 katı tavan yaptı. lan tecavüzün sağı solu mu olur ? artık solculara nasıl sallayacağınızı şaşırmışsınız . allahtan korkun.

tehlikelidir.

nesin vakfı gibi güzelim kurumlar varken, böyle kendini bilmez kurumların haddinden fazla desteklenmesi üzücü. karıştığı skandalları söylemiyorum bile... (bkz: nesin vakfı) (bkz: aziz nesin)

uzak durulması gereken bir kuruluştur. mecbur kalmış olsanız bile yurtlarında asla kalmayın. epey sarsıcı bir olay yaşadık. kardeşim kalacak bir yer bulamayınca bunların yurdunda kalmak zorunda kalmıştı. oruç tutmadığı için şiddet gördü ve çeşitli tehditlere maruz kaldı. olaya baktığımızda olayın sadece oruç ile ilgili olmadığını gördük. resmen kin, nefret ve ırkçılıkla besleniyorlarmış. gerekli yerlere şikayet ve dilekçe verildi. umarım bir başkasının başına gelmez. ailenizden birisinin veya tanıdığınız birisinin bu tür yerlerde kalmasına asla izin vermeyin.

evet yeterince insanların cinsel yönelimine atıfta bulunduğumuza göre biraz da yaşadığımız ülkenin, 3 gün sonra unutulmaya terk edilen olaylarına gelelim. ‘2012-2015 yılları arasında, 9-10 yaşlarında çok sayıda çocuğa tecavüz ettiği polis raporuyla belgelenen 54 yaşındaki Muharrem Büyüktürk adlı öğretmen 4 Mart 2016 tarihinde tutuklandı. Kabul edilen iddianameyle beraber Muharrem Büyüktürk'ün "çocuğa nitelikli cinsel istismar, hürriyeti tahdit, kasten yaralama ve müstehcen görüntüleri izletme" suçlarından hâkim karşısına çıkarılmasına karar verildi.’ din üzerinden yapılan ahlaksızlıklara göz yuman bu halk, eminim ki eşcinselleri de bir şekilde sineye çekecek. seks işçisi ise: kendi rızasıyla para karşılığı tek gecelik ilişki yaşayan kadın/erkeklerden oluşan bir meslek alanıdır. (bkz: kendi rızasıyla) trans bireylerin, eşcinsellerin toplum yapısından dolayı aileleri tarafından dışlanması durumunda yine kendi istekleriyle bu sektöre yöneliyor olabilirler. ama emin olun onlar olmasa, cinselliğin afrikasında yani türkiye’de böyle vakalar sıklıkla devam edip çocuklarınızı okula yollayamayacak hale geleceksiniz.

islami bir vakıf. Bir müslüman olarak " Allah beni bu vakfa çocuğumu verecek kadar aciz kılmasın. " temennisinde bulunduğum organizasyon.

Final : "Çocuk istismarının önlenmesi amacıyla mhp "Çocuk istismarının önlenmesi için Meclis Komisyonu" önerisi verdi. Öneri akp vekillerinin oylarıyla reddedildi." Bunlara her daim "umarım; yaşattığınız, izin verdiğiniz, sebep olduğunuz en ufak bir acıyı bile yaşamadan ölmezsiniz" diye dua ediyordum da bu olayda edemiyorum, babalarının acılarını evlatları çekmesin, ama sebep olanlar, yaşatanlar, izin verenler de bir gün dahi güneşi göremesin.

"Bir kere yaşanmış bir olay büyütmeye gerek yok." denilerek büyütülmeye gerek görülmemiş bir kara lekedir.

İstanbul Sözleşmesi'nin tek taraflı feshedildiği gün AKP İstanbul İl Başkanı ve heyeti tarafından ziyaret edilen vakıftır. Hatırlatma: Karaman'da 45 çocuğun tecavüze uğradığı (bilinen bu tabii) vakıf. Dönemin aile bakanı "bir kereden bir şey olmaz" deyip geçiştirmişti. Bir de geçen sene yaptıkları açıklamayı gördüm (günaydın rakun). Birkaç eleştirim var: 1-) Sözleşmenin 3. maddesinde yer alan "aile" kavramının içine "birlikte yaşayan bireyler" de dâhil edilmektedir. Binlerce yıla dayanan Anadolu kültürüyle yoğrulmuş bu topraklarda "aile" olmanın temelinde evlilik bulunmaktadır. Evliliğe dayanmayan aile kavramının kabul edilmesi mümkün değildir Yanlışım varsa düzeltin, Anadolu kültüründe (bkz: kumalık) kurumu yok mu? Kadın üstüne kuma gelmesine karar veremiyor zaten ama bazıları "evin ilk hanımı" mertebesine ulaşmak için razı gelmiyor mu? 2-) Sözleşmenin 4. maddesinde geçen "cinsel yönelim" ifadesinin kapsamına kadın, erkek ve diğer tanımlamalar girmektedir. Şiddete karşı hazırlanmış bir sözleşmede bireyi tanımlayacak en iyi ifade "insan" olmalıydı. Toplumun tepki gösterdiği, dinimiz tarafından yasaklanmış tercihlere zımnen müsamaha gösterilecek bir oluşum içerisinde olamayız Siz herkese "insan" olarak mı bakıyorsunuz peki? Alevi, Kürt, Kemalist, afedersiniz Ermeni, karı... Sizin sınıflandırmalarınız bunlar. Dolayısıyla eşcinsellerin de size karşı böyle korunması gerekiyor. Bir de İslam'ın yasak tercihlerine müsamaha gösteremiyorsanız neden 45 erkek çocuğuna tecavüz ettiniz? Erkek çocuklarıyla da 9 yaşında evlenilebiliyor mu yoksa? 3-) Kadının korunması için hazırlanmış fakat bu noktada etkili olmadığı açıkça görülen, yürürlükte kalmasının toplumsal bir fayda sağlamayacağı anlaşılan bir sözleşmede ısrar etmek de gelinen nokta açısından doğru olmayacaktır Uluslararası sözleşmeler, normlar hiyerarşisinde kanunların üstündedir. Anayasa'nın bile üstünde olduğunu söyleyen hocalarımız var. Fakat uygulamadıktan sonra bunun bir anlamı yok maalesef. İstanbul Sözleşmesi'nin "yürürlükte kalmasının toplumsal bir fayda sağlamayacağı anlaşılan bir sözleşme" olmasının sebebi boş beleş bir metin olması değil, onu uygulaması gerekenlerin uygulayamamasıdır. Uygulayamayan sorunluysa sözleşme ne yapsın? 4-) İstanbul Sözleşmesi'nden çekilerek toplumsal sorunu çözecek, kendi iç dinamiklerimize dayalı, milli ve manevi değerlerimizin yoğurduğu aile kavramını her zeminde kutsayacak ve koruyacak, kadına yönelik şiddeti önleyecek yeni çalışmalar yapılmalıdır İstediğiniz oldu, (bkz: şimdi kadınlar düşünsün). Gerçi sadece kadınlar değil; heteroseksüel olmayan bireyler, kız ve erkek çocukları, yaşlılar, hayvanlar falan da düşünsün. Bunların evlerinde kalan (bilindiği kadarıyla) 45 erkek çocuğunun tecavüze uğradıklarını söylemiş miydim?

Çocuk istismarcıları 23 Nisan'la alakalı paylaşım yapmış lakin yanıtları kapatmışlar :) Ulan bari az samimi olun paylaşmayın, size niye paylaşmadınız demez zaten kimse. link

Şu manzarayı yaşadığımız gün -Meral Akşener'in deyimiyle- yer yerinden oynamalıydı. Vakıfa bağlı kurumlarda yaşanan çocuk istismarlarına karşı "bir kere yaşanmış olması kurumun adını karalamak için gerekçe olamaz" diyen dönemin aile bakanına yaptığı açıklamalara karşı açılan gensoru önergesinin reddedilmesinin ardından bakanın partidaşları sıraya girerek bakan hanımı büyük bir zafer kazanmışcasına tebrik ediyor.