kediyle konuşmak

ara sıra fark etmeden yapıyorum. fazla ileri gittiğimde kendimi şizofren gibi hissediyorum. ama rahatlatıyor. bazen hayıflanıyorum, kendime kızıyorum. o sırada kulaklarını çevirmiş dinliyor, ben düşüncelerimin dudaklarımın arasından sıyrılmasına izin verirken iri yeşil gözleriyle beni izliyor. bir keresinde ağlamıştım. üzerime çıkıp gözyaşlarımı yalamıştı, boynuma sokulmuştu ve yavaşca miyavlamıştı. sanırım ağlama demek istedi, tam anlamadım ama hissettim.

her gece eve geldiğimde yaparım. "nasılsın tosunum, günün güzel geçti mi oğlum?" derim, yüzüme bakıp miyavlar. kuyruk havada, gözler kırpılır.

az önce yaptım lan, ama yalnız olmadığını bilmek güzel.

hem sahip için, hem kedi için yapılması gereken eylem. gözlerinin içine bakıp iltifat ettiğinizde hissediyor ve mutlu oluyorlar. özellikle ihmal ettiğiniz bir günün sonunda gönlünü almak için yapabilirsiniz.

valla geçen eve biraz alkollü biraz hüzünlü geldim aldım karşıma dedim ki " olum mart geldi sakin aşık olma olupta benim gibi olma bak ne hallere düştük dikkat et." biraz sevip oksadim baktım mama istiyor dolapta yarım kilo ya yakın kıyma vardı verdim ve dedim ki ; ye oğlum çok enerji ye ihtiyacın var. yani benden çok birsey beklenmemeli artık.

siz ne diyorsunuz biz beraber mac izleyip olcay'a kufrediyoruz.

siz ne diyorsunuz, biz beraber maç izleyip umut bulut'a küfrediyoruz.

yalnız insanların yaptığı en güzel eylemlerden birisidir.kedi olmasa çaydanlıkla konuşursun,buzdolabıyla,bayatlamış ekmekle konuşursun.

ben bunu aramızda 800 km olan kedimin fotoğraflarına bakarak bile yapıyorum. fotoğrafla konuşmak bi garip gelebilir ama seviyorum işte. aşk böyle bir şey. yanımdayken kafasını ağzıma soktuğum felan oluyor. arada miyavlamalarını kaydediyorum telefona ne zaman nasıl miyavlıyor belki anlamını çözerim diye. çözdüğüm tek şey bu kedinin sadece yemek isteyince miyavladığı. sözlerimi anlamasada kendisiyle konuşmam belki ilgi gördüğünü felan düşündürtüyordur kediye. o bile yeterli bana.

her sokak kedisiyle iki dakika dertleşir bi uzun malbuş içeriz karşılıklı sonra gider mama veririm.

şunun şurasında mart'a ne kaldı ki.

dinlerler ama konuşmanız bitince 'baydın beni' bakışı atıp kiçlarını bir o yana bir buna sallandirarak agir ağır gözden kaybolurlar

nasıl ya beni görünce niye kaçacak delik arıyor lan bunlar

Mahalle kedileriyle yapınca çok daha anlamlı oluyor. Oturduğum yere yakın mahalle parkı var toplumca beslediğimiz 3-4 kedi bulunuyor ve hepsinin bir adı var. Geçen gün oturduk biraz sohbet muhabbet ettik yakın zamanda Güllü’nün çocuğu olucak hepimiz çok heyecanlıyız. Kedinin adı Güllü.. Güncelliyorum çünkü Güllü doğurdu: gorsel

dedemin kedisine konuşuyom arada ama o hiç umursamıyor. asla kale almıyor öyle bir bakıyor ki seni mi dinlicem der gibi dönüyor arkasını. ben et yerken gelirsen dibime kuyruğunu severim senin şerefsiz kedi. et et diye miyavlarken ben de seni dinlemicem.

Bahçemizde 7-8 tane kedi var. Hepsine bir isim koyduk. Bir tanesi sürekli gelir evimize sanki evin sahibi gibi. Zaten sürekli miyav miyav gezer yani o da çok konuşur. İki deli muhabbetin dibine vururuz. Geçen dayak yemiş salak da bayağı dertleştik ama bayağı da güldük. Dünkü sohbetimizden bir kare bırakıyorum buraya djdjkda gorsel

bizim burada bi deli var, gelen geçen köpeğe boyuna posuna bakmadan dalıyor, geçenlerde minnak bir köpüş geçerken atladı üstüne zor aldık, köpek şoka girdi garibim. bi de yeni yavruları oldu bu delinin, ayırdıktan sonra birazcık kızdım, yavrularına bakman gerekirken senin yaptığına bak falan diyorum masum masum bakıyor deli sjssj

yapıyorum iyi geliyo

keçiyle konuşmak diye okudum ilk başta dkflfdkjgdfjgfdg

Ben değil o benle konuşuyor geliyor anlatıyor bende mav mav cevap veriyorum. Bence anlaşıyoruz. Ara ara bana terapi yapıyor sağolsun.

Cevap vermese iyi olurdu aslında. Konuşup dert anlatınca mevmavmav diyerek odayı terk ediyor. Sanırsam benden bıktı.

hayatımda aldığım en güzel karardı yavrumu sahiplenmek o gün bugündür düzenli ilişkimiz var miyavlamayı bilmeyip ehhhg!! yapmasına rağmen çok iyi dinleyicidir kendisi ay lav yu mirocum <3

(#4426665) Gece yarısı eve giderken Güllü’ye denk geldim. Viyak viyak öten 5 tane yavru miniş ve Güllü’yü emmeye devam eden bir yavru bebe… Geceyi pozitif kapatıyoruz.

sokak kedilerine çoğunlukla geçerken laf atıyorum, insanlar yüzüme değişik değişik bakıyor :d insan sevmiyoruz diye kedi de mi sevmeyelim yani?

(bkz: kedi: bu salak bana bir şeyler anlatıyor ama anlamıyorum,neyse bari bir şeyler yapayım ilgi göstersin) (bkz: kedi:sus artık köle, boş boş konuşuyorsun hiç mi düşünmüyorsun bu kedi ne anlar senin dediğinden )

Bayılıyorum kedilerle konuşmaya. Geçerken illaki bi naber demeden duramıyorum. Hele de yanıma oturduysa muhabbet koyu oluyor.

Sokakta her kedi gördüğümde’ lağnnn kediğğğğ ‘diye seslenmek, diyalog bu kadar

Sabah metroya giderken Güllü ve çocukları gayet neşeli şekilde yuvalarında duruyorlardı. Akşama doğru dönerken ise Güllü’yü tek başına gördüm. Yavrular falan yok. Konuştuk ettik viyakladı bir şeyler anlattı hatta bir yere götürdü ama yavruları bulamadım. Bizim metroya giden yol baştan sona kadar çorap toptancılarıyla doludur dayanamadım tek tek girdim esnafa “yavrular nerde?” diye sordum. Meğersem yavrular pirelenmiş esnafta tutmuş yavruları veterinere götürmüş. Veteriner pireler gitsin diye yavrucakları ilaçlamış dolayısıyla yavruları Güllü’den ayırmışlar. Yavrular ilaçlı olduğu için eğer Güllü yavruları yalarsa zehirlenme tehlikesi yaşayabilirmiş. Güllü’nün tek başına dolaşma sebebi buymuş. Neyse ki herkes iyi.. Yani tek kedilerle konuşmuyorum, kediler için halkla da konuşuyorum. gorsel Fotoğrafta Güllü’nün durduğu yer ise yavruların durduğu depo’nun küçük havalandırma camı…

Sen Türkçe bilmiyorsan miyavlarım ben hiç problem değil.