bugün
yenile
    1. 4
      +
      -entiri.verilen_downvote
      bu muhteşem insana başlık açılmadığını gördüğümde hayal kırıklığına uğradım. başlığı ince eleyip sık dokuyarak açmaya karar verdim. kimdir bu nuri demirağ? -ilk türk sigara kağıdı'nı yapan insandır. -türkiye'de 1012 kilometreyi aşkın nice demiryolu inşalarına el atmıştır. bunu da ihaleleri fransız şirketler almasın diye ütopik ucuz rakamlara yapmıştır. bu yüzden demirağ soyadını almıştır. - karabük demir çelik,izmit selüloz, sivas çimento ve bursa merinos tesislerini, eceabat havalimanı’nı, haliç kenarında istanbul hal bina'larını yapmıştır. -1931 yılında istanbul boğazı’na köprü inşası projesini başlattı. yurtdışından uzmanlar getirerek incelemeler yaptırmış; san francisco’daki golden gate köprüsü ile aynı sistemde bir köprü inşa etmeleri için golden gate’i inşa eden firmayla anlaşmıştır. dönem cumhurbaşkanı onay verse de hükümet tarafından proje onaylanmamıştır. -ve bence en mühim olarak yaptığı şey; uçak fabrikası ve gök okulu projesidir. 1936 yılında türkiye'ye uçak üreten bir fabrika girişimine başlamıştır. evet bildiğimiz tayyare... yeşilköy’deki elmaspaşa çiftliği’ni satın aldı ve üzerinde büyük bir uçuş sahası, hangarlar ve uçak tamir atölyesi yaptırdı. burası bugün ki bildiğimiz atatürk havalananı. o sırada pistin bulunduğu araziye bu uçakları uçurması için pilot yetiştirecek gök okulu kurdu. 1943 yılına kadar bu okul 290 pilot yetiştirdi. ardından sivas'ta daha normal orta okul bile yokken gök orta okulu açtı. öğrencilerin masrafını karşıladı ve uçuculuğa özendirdi. 1936’da ilk tek motorlu uçak üretildi ve nud-36 adı verildi. 1938’de nud-38 adlı çift motorlu 6 kişilik yolcu uçağı yapıldı. nud-38, 1944 yılında dünya havacılığı yolcu uçakları a sınıfına alındı. ilk uçak siparişini 1938 yılında thk verdi. 1939'da ise ilk yerli paraşüt üretimini gerçekleştirdi. ardından ne olduysa birileri tarafından engellendi. selahatin reşit alan, 1938'de nud-36 uçağıyla iniş yaparken, çevredeki hayvanlar hava alanına girmesin diye pistte açılan hendeği görmez ve hendeğe düşer. reşit alan bu kazada vefat eder. bu kazadan sonra thk siparişi iptal etti. ardından mahkemelik olundu. mahkemeyi thk kazandı ve uçakların yurt dışına da satılamayacağı söylendi. tabiri caizse yüzlerce uçak çürümeye terk edildi. ardından fabrika 1950 lere doğru kapandı. nuri demirağ ne kadar uğraşsa da o fabrikayı tekrar açtıramadı. kaynakça: bazı "kesin bilgi" isteyen kısımlar wikipedia'dan kopyala yapıştır şeklindedir.
    2. 7
      +
      -entiri.verilen_downvote
      türk havacılık tarihinde yadsınamayacak bir yeri olan, iş adamı, siyasetçi, girişimci nuri demirağ'ın bugün vefatının 61. yıl dönümü. planların gerçekleşseydi daha farklı yerlerde olunabilirdi. ayrıca bkz. vecihi hürkuş
    3. 4
      +
      -entiri.verilen_downvote
      harika bir adamdır. Resmen ülkemizi, kurtuluş savaşı sonrası cumhuriyetin ilk yıllarında bir 60-70 yıl ileri götürmüştür. Kendisi sivasın divriği ilçesinde dünyaya gelmiştir. Küçük yaşta babasını kaybetmiştir. Çok zeki bir öğrenci olup ziraat bankasının memurluk sınavını kazanmış ve memur olmuştur. Görevine başladıktan sonra çiftçiye pek çok konuda yardımcı olmuş ve yüksek kredi borcu gibi işlemlerde onları uyarıp onlara yön göstermiştir. Kendisi erzurumdaki kıtlıktan dolayı insiyatif kullanarak depolardaki buğdayı halka dağıtmış ve bundan dolayı ceza alıp sonra aklanmıştır. 1910 yılında maliye sınavlarına girerek maliyede memur olarak işe başladı. Ayrıca çalışırken akşamları derslere girerek yüksek öğrenim yaptı ve maliye müfettişliğine terfi etti. İstanbulun işgali sırasında " Ulusal onuru ve esareti 3.5 ayaktakımının ayakları altında çiğnenen bir hükümete memurluk edemem" diyerekten memurluktan istifa etti. Memuriyetten ayrıldığında bütün serveti 56 altındır altınları paraya çevirdiğinde ise elinde 256 lira vardır ve bu parayla iş kurma hayalleri kurar. Pazarın birinde dolaşırken gözüne bir sigara kağıdı ilişir. sıgara kağıtlarının üretimi o aralar gayrimüslimlerde olduğu için izmaritlerde yunanlılara ait resimler vardır. Bu durum ona bir fikir verir ve bir makina alarak sıgara kağıdı üretimine başlar. Adını " Türk Zaferi" koyduğu bu izmarit kağıdı Türkiyenin yerli olarak ürettiği ilk sigara kağıdıdır. Kendisi bu dönemde müdafaa-i hukuk cemiyetinin maçka şubesini yönetmiştir. 256 lirayla başladığı bu serüvende 84 bin gibi bir rakama ulaşmıştır. Kurtuluş savaşından sonra ülkenin gelişmesi için ülkenin demir ağlarla örülmesi gerekiyordu ve demir yolu ihalesini alan fransız şirket işini yarıda bırakmıştı. Ülkesinde kazandığı bu yüksek miktarla ülkesine yarar göstermek için can atıyordu ve demir yolu ihalesini tek başına aldı. Ülkede 1012 kilometrelik bir demir yolu inşa ederek ülkedeki her 8 kilometrelik bir demir yolunun 1 kilometresini inşa etmiş oldu. Atatürk, kendisine bu hizmetlerinden dolayı demirağ soyadını verdi. Daha sonrasında ilk demir çelik fabrikası olan karabük demir çeliği açtı. Bununla kalmayıp ülkede çimento, selüloz, merinos halı fabrikası ve istanbul hal binasını inşa etti. İstanbuldaki iki yakayı birleştirmek isteyip, bir köprü oluşturmak istedi ve bunun için yurtdışından yetkili kişiler getirdi ve san franciskodaki golden gate köprüsünü yapan şirketle anlaştı.(golden gate köprüsü) Projeyi Atatürk beğenmiş olsa da hükümetin onayından geçmedi ve bu durum onu büyük hayal kırıklığına uğrattı. Sonrasında keban barajını inşa etmek istedi ama hükümet yine karşı çıktı. 1936 yılında 11 milyona ulaşan bir servete sahip oldu.( o zamanlar ülkenin toplam bütçesi 212 milyon liraymış yani türkiyenin yıllık bütçesinin %5'ine sahipmiş) Kendisi bu serveti için ayrıca şu sözleri söylemiştir: “Bütün emelim, Türk gençliğinin kanatlanmasını görmektir. Bu uğurda bütün şahsi servetimi feda etmiş bulunuyorum. İcap ederse sırtımdaki gömleğimi bile bu maksat uğrunda satmaya hazırım” Neyse devam edeyim 1936'lı yıllarda ülkemizin uçağa ihtiyacı vardı ama bütçemiz bunu kaldırmıyordu. Bu dönem zengin insanlardan uçak alabilmek için bağış istendi( Atatürk 10 bin lira, vehbi koç 5 bin lira gibi bir bağış yapmıştır ve o zamanlar bir uçak fiyatı 35-40 bin gibi bir civardadır.) Tabii bu süreçte nuri demirağında kapısı çalındı ve kendisi " Benden bu millet için bir şey istiyorsanız en mükemmelini istemelisiniz, madem ki bu millet teyyaresiz yaşayamaz öyleyse bunu başkalarının lütfundan bekleyemeyiz ben bu uçakların fabrikasını yapmaya talibim" der ve avrupadan, amerikadan lisanslar alıp uçak yapmaya başlar. 17 eylül 1936'da beşiktaşta kısa sürede uçak fabrikasına dönüşecek olan teyyare etüt atölyesi kuruldu ve üretilen uçaklar için yeşilköyde bir havaalanı yapıldı. Sivas divriğide ortaokul bile yokken bir gök okulu açtı ve burdaki bütün öğrencilerin masraflarını üstlendi. Bu öğrencilere istanbulda uçuş dersleri verdirdi ve pek çok pilot yetiştirdi. Beşiktaştaki fabrikada 1936 yılında tasarımını yaptıkları nu.36 adı verilen ilk tek motorlu uçak üretildi ve işler büyütülürek 1938 yılında nu.38 adlı çift motorlu 6 kişilik uçak üretildi. Bu uçaklar ülkenin pek çok yerinden sipariş edildi. Eskişehire yapılan uçakların teslimi sırasında, nuri demirağın uçak işlerinin taa en başından beri ortağı olan selahattin reşit alan bu uçakları teslim etmek istedi. Çok iyi bir eğitimi olmadığı için nuri demirağ buna karşı çıktı ama sözünü dinletemedi. Selahattin alan teslim sürecinde kaza yaparak hayatını kaybetti ve bu kazadan sonra türk hava kurumu uçakların güvenli olmadığını bahane ederek siparişleri iptal etti. Nuri demirağ bu duruma sinirlenip hakkını aramak için türk hava kurumunu davaya verdi bilirkişi onun lehine kararlar almış olsa da mahkeme aleyhine bir karar çıkardı. Ve ürettiği bütün uçaklar elinde kalmış oldu. Kendisi ismet inönüye mektup yazarak, uçak fabrikası desteklenirse 8 yıl içinde ülke için 35 bin uçak, 12 bin tank, 65 bin kamyon ve 150 bin pilot yetiştireceğini söyleyerek, türkiyenin 9-10 yıl içinde çok güçlü bir savunma sanayisine sahip olacağının teminatını verdi. Ancak bu girişimler sonuçsuz kaldı. mektup Sonrasında yaptığı uçakları yurt dışına satma kararı aldı ve pek çok ülkeden uçaklarına talip olanlar oldu. Ancak hükümet bunuda engelleyerek bir kanun çıkardı ve uçakların yurt dışına satılması yasağını getirdi. Bunun sonucunda nuri demirağın bütün yatırımları sonuçsuz kalır ve fabrikası, okulları kamulaştırılır. Uzun süre hangarda bekleyen uçakları ise hurdaya satılır :)) Nuri demirağ bu durumlardan etkilenerek ülkenin gelişmesinin önündeki en büyük engeli siyaset olarak görür(ne kadar haklı bir tespit) ve siyasete atılıp ilk muhalefet partisi olan milli kalkınma partisini açar. ama ne yazık ki bu partiyle meclise bile giremez. Sonraki yıllarda demokrat partiden aday olarak sivas milletvekili olarak seçilir. Görevi boyuncu çölleşme, enerji, tarım vb. pek çok konuyla ilgilenerek ülkesine katkı sağlar. Şimdi belgesel videosunu izleyerek hafifte yorum katarak bu muhteşem kişiliği anlattım. Biraz da şahsi görüşlerimi sunmak gerekirse kendisi Harika bir yatırımcı ve vatansever. Hiçbir zaman ne koltuk, ne para sevdası olmuş ne yaptıysa ülkesi için yapmış. Ülkesinden kazandığını ülkesine harcamak, onu kalkındırmak ülkesini en iyi yerlere getirmek için elinden gelenin çok çok fazlasını yapmış. Çok cüzzi bir miktarla belki de kimsenin ihtimal vermeyeceği bir servete ulaşmış. Ülkesi üstündeki yabancı kontrolunu hazmedememiş en ufak bir kağıdı bile neden biz kendimiz üretmeyelim ki diye yola koyulmuştur. Evet kendisi bir Atatürk, bir İsmet İnönü ya da bir Refet Bele değildir ama kesinlikle yedisinden yetmişine herkesin az da olsa bilgi sahibi olması gereken bir kişidir. Şahsen ben sivaslı olmama rağmen, havaalanımızın adını taşımasına rağmen merak edip kendisi hakkında en ufak bir araştırma bile yapmamıştım. Bu benim eşekliğim biraz sanırım. Dediğim gibi kendisinin keşke önü kapanmasaydı ve bu ülkeyi şu an pek çok ülkenin olduğu konuma taşıyabilseydi. Kendisine zaten cumhuriyet yıllarının elon musk'ı deniliyor. Ben inanıyorum ki desteği bırakın önü kapatılmamış olsa şu an bütün yurt dışına uçaklar, tanklar, arabalar satıyor olabilirdik. Bu ülkenin maalesef böyle bir kaderi var aynı şeyler devrim arabalarında da yaşanmış, ne zaman bir ileriye yönelik muhteşem hamlemiz olsa önü kesilmiş ve durdurulmuş. Yazık cidden siyasi liderlerin eli altında kalıp onların sabit fikirleri yüzünden şu hallere gelmişiz. Siyaseti hiç sevmem pek takipte etmem ama bence bir muhsin yazıcıoğlu bi de nuri demirağ iktidara gelse her şey çok daha güzel ve farklı olabilirdi.