hayatımız boyunca mutluluğumuzu erteledik/ertelettiler..
ortaokula başladık; liseye geçmek için önemli, çalış da iyi bir lisede rahatlarsın dediler.
liseye başladık; işler hiç de söylenilen gibi gitmedi, aksine daha da çalıştık ve yorulduk. üniversite için: önemli, çalış iyi bi üniversite kazan rahatlarsın dediler. kafamızı başka şeylere yöneltmeden/dağıtmadan, kalan o boş vaktimizi de doldurarak mutluluğumuzu erteledik.
üniversiteye geçtik. aynı şekilde daha çok çalışmak gerekti. çalış, iyi bir iş sahibi ol, paranı da eşini de alır rahatlarsın dediler. çalıştık; günlerce, haftalarca, aylarca..
meslek sahibi olduk, eş sahibi olduk. sorumluluklar arttı babalık/annelik yaparak. ailemiz mutlu olsun diye çalıştık, çabaladık. emekli olmayı hedefledik bu sefer. ailemizle o zaman vakit geçiririz dedik. birçok mutluluğumuzu da bu dönemde erteledik..
emekli olduk; artık hareket edemeyecek hale geldik. oturduğumuz yerde çocuklarımızın bize hizmet etmesini istedik.
(bkz: e öldük)
ne oldu ? hayatımız mahvoldu. olmaz böyle hayat. sürekli bir şeyleri ertele ertele nereye kadar? olduğumuz zamanı bütün güzellikleriyle yaşayarak sürmeliyiz bu hayatı. sürekli ilerde mutlu olmak için bir şeyleri ertelemek yerine, bunlar üstüne yenilerini ekleyerek olduğumuz anda mutlu olmalıyız. hayatın tadı ancak böyle çıkar sayın yazarlar..