link
Ben böyle şeyler görünce çok üzülüyorum.
Şu çocuğu mesela şuan var ya alıp böyle bağrıma basasım, sımsıkı sarılasım var.
Şu minnoşluğa, şu gözlüklerin sevimliliğine bak.
Lisedeyken de bir çocuk vardı. Benden küçük sınıftı. Bahçeyi izlerdim ben sınıftan. Aşağıda hep görürdüm onu. Hiç arkadaşı yoktu, bir köşede tost yerdi tek başına. Bazen oyunlara karışmak isterdi elinden alırlardı topu ciddiye bile almazlardı. Kimse "sen de gel" demezdi. Sesi soluğu çıkmazdı. Temiz yüzlü, sarışın, uzun boylu, yalnızlığına rağmen güleç bir çocuktu. Şimdi bunları yazarken bile gözlerim doluyor.
Gidip onunla arkadaş olmak isterdim ama okul küçüktü dedikodu çıkar yanlış anlaşılır diye yanaşamazdım. Bir hocama söylerdim, arka çıkın nolur diye.
Beni derinden etkilerdi. Hala aklımda bak aradan yıllar geçmiş.
Nerde böyle kendi başına kalmış, kimsenin onunla oynamadığı, kendi kendini avutmak zorunda kalan, mutlulukla oyun oynayanları uzaktan izleyen bir çocuk görsem içim acır.