saçma sapan takıntılar

mesela; minibüste müsait bir yerde diyemeyip senden önce inen son kişiyle inmek

karabasan korkusu yüzünden sürekli yüz üstü uyumak

(bkz: neden eksi verdiniz) (bkz: seri artılayın) (bkz: eksi veriyosunuz beni sevmiyosunuz) (bkz: her entry'm eksileniyor kimse beni sevmiyor) (bkz: ben sana ehl-i beta olamazsın demedim adam olamazsın dedim) (bkz: ehl-i beta oldun da ne oldu kimse zengin değil) (bkz: ehl-i beta format aşkı)

kayıt olduğumdan beri sözlüğe vpn ile bağlanmak. takip edilmek hoşuma gitmiyor, evet.

indirdiğim mp3'lerin hepsini türkçe karakter kodlamasına dikkat ederek isimlendirmek, müzik tarzı girmek, biliyorsam yılını eklemek albümünü eklemek.. yazarken bile tiksindim şu an lanet olsun bu huyuma. üzgün yüz. hemde çok üzgün.

saat sesiyle uyuyamamak. evde yattığım yerde bulunamaz asla ve yatılı misafirliğe gittiğimde diyemediğim için ben burda yatarım bir şey olmaz diyerek saatsiz odayı seçerim.

saçma bir takıntım değil ama yolda yürürken gördüğüm her sahipsiz hayvanı düşünüp elimden bişey gelmeden duygulanıp ordan geçmek

yolda sallana sallana yürüyenleri sollamak, arada 200m bile olsa hızlanıp yine de önüne geçmek

kaldirim taşları olur ya gri kırmızı hep kirmizi olan taslara basarak yurumeye devam ediyom😄

okulum gereği pendik'ten beyazıt laleliye kadar 4 adet toplu taşıma değistirerek gidiyorum ve bunların hiçbirinde tutamaçlardan tutmuyorum kim bilir elini neresine süren insan tuttu diye genelde bir yere yaslanarak ve kitap okuyarak gitmeyi tercih ediyorum metroda yaslanmadan da kitap okunabiliyor. kitaptan mevzu açılmışken bir başka takıntımda eğer ineceğim durağa geldiğimde elimdeki kitapta paragrafı ya da o sayfayı bitirmemişsem onu bitirmeden kitabi bırakmıyorum yolda yürürken falan da bazen okuyorum

cebimdeki telefon mutlaka dik ve ekranı içe bakacak şekilde durmalı. ayrıca hep sol cebimde olmalı. bozuk paralar sağ cebimde, cüzdanım sağ arka cebimde, kartlığım montun iç sol cebinde olmalı. sigara pakedi de aynen öyle. kışsa eğer anahtar montun sağ, tesbihse sol cebinde durmalı. atkı takıyorsam montun yakasının altında durmalı. sağ ayakkabım sol ayakkabımdan muhakkak ki sıkı olmalı. pantolonumun paçaları mutlaka ayakkabının üstünde, dışında durmalı. bir iş yaparken gerek olmasa bile mutlaka kollarımı sıvarım. dar alanda iş yaparken ikinci bir kişi asla olmamalı yoksa yapamam, mümkün değil. sol bileğimde ya bileklik ya da saat mutlaka olmalı. çay sigara yaparken sigara sol, çay sağ elde olmalı. aksi mümkün değil.

ben genel de insanları kafaya takıyorum. mesela; minibüste gidiyosun bi adam sana baktı ama böyle sert bi sekilde halbu ki seninle alakası bile yok. bunu 3 gün kafama takarım. "acaba niye öyle baktı." "benimle bi derdi mi var?" "gidip sorsam mı?" gibi gibi. cok boktan bi durumdur. ama atlattım cok şükür :(

takıntı mı bilmiyorum ama 24 yıllık hayatımdaki her anımı, her anımdaki sarf etttiğim tüm cümleleri, bana sarf edilen cümleleri, ne giydiğimi ne yiyip içtiğimi, gördüğüm simaların hiç birini unutmuyorum. ve bunların bi kısmı her gece yastığa kafamı koyduğumda gözümün önüne gelir ve eskileri yad etmeden uyuyamam.

grup sekste en son boşalma takıntısı... (bkz: fake atmak)

kaldirimda yururken adımımı kaldirim cigilerini tasmayacak sekilde nizami atarim

otururken cüzdan arka cebimde kalamaz çıkartırım. sigarayı öyle kuru kuru çok zor zamanlarda içerim kesinlikle yanında çay veya kahve olmalı. telefon sağ cebimde sigara sol cebimde olması lazım. yeni tanıştığım insan eğer ki bana yanlış gelen bir hareket yaptıysa o kişiye takarım öyle ki erkekse kavga çıkartırım kesin yani kurtuluşu yok takıntı yaparım yoksa. arabanın kapısını kitledikten sonra kontrol ederim istemsiz

bere takınca berenin üstündeki şekil kafamın ortasına gelene kadar ugraşmak

obsesif iseniz saçma sapan görmüyorsunuz, örnek vermeden de gitmeyeyim ; şirin bir ev köpeceğine temastan dolayı 15 dakikalık güzel bir duş almak

duş alırken şarkı dinlemek. ulan telefon kırıldı. 3 gündür duşa giremiyorum. takıntı haline gelmiş. birara bilgisayarı duşa sokmayı düşündüm.

kolumdaki saatin camı illa ki bombeli olacak, düz olmaz.

içip içip eski sevgilimi arıyorum.artık acı değil zevk vermeye başladı

metronun gelmesini beklerken tavandaki floresanı tek bi karoya sığdırmaya çalışıyorum dışarıdan tuhaf gözüküyodur büyük ihtimal tikli dayılar gibi bi.gözüm kapalı kafa sallanıyor allah yardım.etsin

hiç bir takıntı, saat tam olsun ya da buçuk olsunda başlayayım demek kadar saçma değildir. nereden bulaştı kanıma acaba bu benim. çalışmaya başlamalıyım, tam olsun başlayayım demekten saat gece yarısı oldu.

banyo terligi islaksa banyoya girmemek attigi resmi ilk kendi begenen insanları hemen silmek sinemada konusan varsa filmi yarida birakir cikmak.

diş macununu dibinden sıkmak, ortadan sıkana uyuz oluyorum amk

bazı yazarlara kendi takıntıları için şükrettiren başlık. ben mesela sakıza takıntılıyım. yanımda çiğneyen olduğu zaman ağzına gayri ihtiyari bi şekilde ne bulursam geçirip o cak cak sesi engelliyorum. elimde olan bir şey değil. bir de şeftali gibi kadifemsi yüzeyi olan şeylere dokunamıyorum, kadife gibi. soonraaa, yazı yazarken koluma yanlışlıkla da olsa temas edildiği zaman bir süre yazı yazamıyorum, sinirden olabilir. haaa bir de burnum ve çeneme dokundurmuyorum. huy işte ıyy bak yazarken bile bi şey oldum biraz. ben de az acayip değilmişim yahu.

göbek deliği fobim var. karşımda birisi de içine parmağını soksa benimkini de elleseler kriz geçiriyorum.

tv kapalıyken uyuyamamak...ne zaman biri gelip tv'yi kapatsa direk kalkar tekrar açarım.ben uyurken o tv kapatılmayacak arkadaş!

kaldırım parsellerinin birleştiği boşluklara ayak baş parmağıyla basmaya çalışmak

kesinlikle çorapla uyuyamamak. uyuyakalınmış olsa bile uykudan uyanıp çıkarmak

kakam geldıgınde bacaklarımı makas haline getiriyorum ve kendi kendine geçiyor

insanların tırnak şekillerini merak ediyorum. saçmalık mı takıntı mı başka bir şey mi adlandıramadım.

odamın kapısı kesinlikle kapalı olacak.

bir işe ya tamda yada buçukta başlamak perdelerin düz bi şekilde çekilmiş olması evde benden başka biri varsa tüm odaların kapıların kapalı olması

fm oynarken istemsiz olarak spikerlik yapıyorum

metrobüste boş geldiğinde o hizayı iyi ayarlayıp kalabalık da oturmam. özellikle zincirlikuyu da bu şekil oluyor efenim, tam santimini ayarlayıp yandan kaynak yapılmasını engelliyorum ve en güzel yere oturuyorum. geriye oturamayıp ayakta kalan tayfayı izleyip ağlamak kalıyor. not: hüzünlendim ühü ühü.

-aldığım her sigara paketinin jelatinini hemen sökerim. ki genelde o an eski paletim bitmemiştir. -toplu taşıma araçlarında her zaman yaşlı ve kadınlara yer veririm. (artık insanlar vermiyor çünkü. bahane, yorgun olmak vb) -uyumadan önce kesinlikle su içerim. -oturduğum bir mekanda illa ki kapıyı görmeliyim. diğer türlü asla oturmam. -sakız çiğneyen erkekleri sevmem. -bir maça iddaa oynamışsam ve o maçı açtığım an gol olmuşsa, bitene kadar o maçı izlerim. o ara el clasico olsa dahi. -bir kız çocuğum (ikiz olsa daha iyi olur) olsun diye şu an her şeyden vazgeçerim. -hayal ettiğim şeyler gerçekleşmese üzülmem. önemsemediğimden değil, mücadelemi verdiğimden. arada bir bunu kafaya takıp doğru yapıp yapmadığımı sorgularım. -yerde ekmek gördüğüm an yüreğim sızlar. onu yerden alıp, öper, alnıma götürüp, yüksek bir yere koyarım. -gözgöze geldiğim her insanı süzerim. kavga etsek neresine vurursam tek yumrukla işini bitiririm diye düşünürüm. -tıka basa öfkeyle doluyum. bir insanla yumruk yumruğa kavga etsem, allah muhafaza öldürürüm. -yavşak tezgahtarları sevmem. takıntıdan ziyade bir çoğu itiraf oldu. neyse işte.

bir şeyi yapacağım zaman yapamazsam ölücem diye istemsiz düşünüyorum mesela su içiyorum diyelim babam mutfağa geliyor duyuyorum babam gelene kadar suyu bitiremezsem ölücem diyorum baya küçük yaşımdan beri bir takıntımdır bu. küçükken bir ara bunu yaşadığım anda söylediğim olmadı oturup ölücem diye ağlamıştım yaklaşık olarak 3 hafta hergün ölücem diye beklemiştim.

sol elle sigara içememek.

benim gibi obsesif kompulsif bozukluğu olanların oldukça takıntıları vardır mesela -çizgilere basmadan yürümek -plakaları okumak -evden çıktıktan sonra lan acaba ocağı kapattım mı fişi çektim mi gibi şeyleri kafaya takarak tekrar eve çıkmak ve bunu defalarca yapmak -bir şeyin sesini açarken ses çubuğunun 5 ve 5 in katları olmak zorunda -ışıkları açıp kapatmak ve musluğu açıp kapatmak daha çok varda deli olduğumu daha fazla anlatmaya gerek yok

aynayla konuşmadan duramıyorum kafamda bi senaryo gidip gidip konuşup bide kendime cevap verip dönüyorum -alarmlarimi hergece yeniden kuruyorum -evden çıkıp çoğu kez merdivenden dönüyorum kapiyi kapattim mi acaba die -mutlu oldugum rüyalarımı gece uyanirsam hemen onu aklima getirecek önemli şeyleri not edip öyle yatıyorum ve daha binlerce şey :)

test çözerken sorunun altını yamuk çizersem silip bir daha çiziyorum whatsapp gruplarında son yazılan mesajın bana ait olmasından nefret ederim ya insanların cevap yazabileceği bir mesaj daha atarım ya da gözümün önünde durmasın diye konuşmayı temizlerim :d konuşurken biri ağzıma bakarsa konuşmayı kısa kesip bulunduğum yeri terk ediyorum

yolunu kapattığım biri bana "biraz kenara çekilebilir misin?" derse sıkıntı olmaz ama eliyle ittirmeye çalışırsa kavga bile çıkarabilirim. dokunulmaktan hoşlanmıyorum :d

kediyi köpeği sevince elimi karantina altına alıp yıkamaya gitmem sanırım

sizi şöyle alalım babuşlar (bkz: saçma sapan takıntılar)

matematik çözerken minumum şey yazmaya çalışıyorum.

sizi şöyle alalım >>(bkz: saçma sapan takıntılar)

birinin el tırnak şekline bakarak ayak tırnak şeklini hayal ediyorum.