tomris uyar

cemal sureya sevdiyse guzelliginden suphe etmeyecegim insandir

rivayet odur ki edip cansever tomris uyarin her dogum gununde ona cicek yollar ve onun icin siir yazar. bir sene turgut uyar dayanamaz ve edip canseverin her zaman gittigi mekanda onu bulur ve bir guzel dover. ulan koskaca sair adamlar bile liseli gibi hareket ediyo, ask ne menem sey..

şöyle bir şey yapılmış.

''kırıklar, zamanında onarılmadı mı büsbütün kırılıyor, durmadan kırılıyor...''

uğruna şiirler yazılmış kıskanılası kadın. kimmiş bu kadın dünya güzeli miymiş dedirtir. sahip olunamayandır

günümüzdeki fahriye evcan'ın atası.

cemal süreya şu dizeleri yazmıştı tomris için; ay ışığında oturduk bileğinden öptüm seni sonra ayakta öptüm dudağından öptüm seni kapı aralığında öptüm soluğundan öptüm seni bahçede çocuklar vardı çocuğundan öptüm seni evime götürdüm yatağımda kasığından öptüm seni başka evlerde karşılaştık iliğinden öptüm seni en sonunda caddelere çıkardım kaynağından öptüm seni başka dizelerinde ise nasıl umutsuzca aşık olduğunu anlatmıştır hep. daha nen olayım isterdin onursuzunum senin!

nasıl bir şanslı ve kıskanılası bir kadın, allah herkese tomris uyar şansı versin.. cemal süreya ile aşk yaşayan, edip cansever tarafından yolu gözlenen, turgut uyar tarafından ömür verilen..ülkü tameri hiç demiyorum bile.

"konuştukça, söyleyemediklerimiz birikiyor."

"yaşamak, gitmek demek.. yeryüzü, iki deniz arasında bir nokta demek, iki kent arasında bir istasyon."

"ölmeyecek kadar yaralıyım."

3 şairi de kendine aşık ettirebilecek kadar güzel bir insan. turgut uyarın eşi, cemal süreyya'nın daimi aşkı ve edip cansever'in platoniği. en çok cemal süreyya ile yakıştırdım hep, turgut uyar'ı da severim ama cemal süreyya bambaşka bir adamdı ve en çok onu sevdiğinde de nedense eminim.

bu kadını gerçekten tanımak isterdim. türk edebiyatının 3 büyük şairini kendine aşık etmeyi nasıl başarmış acaba. çok ilginç bir insan.

"ben güzel şeyler duymak istiyorum demedim ki. sesini duymak istiyorum, o kadar."

zamanının ferhunde'si. her yazar-şair ile bir geçmişi olan ablamız. rahat durmamış

tomris. ilk türk kadın hükümdar.anlamı gibi mükemmel bi isim.

" biri geliyor, hayatımıza bir makas atıyor; o yaşadığımız bölüm, bütünün dışına düşüyor. "

"biri geliyor, hayatımıza bir makas atıyor. o yaşadığımız bölüm, bütünün dışına düşüyor."

"ben güzel şeyler duymak istiyorum demedim ki, sesini duymak istiyorum. o kadar."

"bir şeylerin dışındayım, biliyorum. daha doğrusu bir şeyler bensiz sürüp gidiyor."

i̇kinci yeni'yi komple elinden geçiren kadın. (sezai bey hariç)

biri geliyor, hayatımıza bir makas atıyor ; o yaşadığımız bölüm, bütünün dışına düşüyor.

"kırıklar zamanında onarılmadı mı büsbütün kırılıyor, durmadan kırılıyor.."

--- spoiler --- “unutma’ dedi ihtiyar demir kapıyı açarken, ‘düşlerini kimseye emanet etmeyeceksin, kaptırmayacaksın! ** günlerin tam içinde yaşayamayınca, olanlara akıl erdiremeyince, bunlarla oyalanıyoruz işte, kahve pişirmek, çay demlemek… anılar da öylesine çoğalmış ki bastırıveriyorlar, günü karartıyorlar erkenden. --- spoiler --- hep düşünmüşümdür:aklından asıl geçenleri hiç yazamazsın mektuba.karşındakinin beklediklerini istediklerini yazarsın ki mektupsuz kalmayasın.kendi zararına hep onun yararına. ** i̇çimi kaçınılmaz bir dönüş yolculuğuna hazırladığımın farkındayım.nicedir kafamı kurcalayan soruların yanıtlarını ancak bir yolda giderken bulabilirim belki.

hiç doğmayacak kızımın adı. ayrıca küçük prens'in en güzel çevirisi kendisine aittir.

--- spoiler --- sen uyuyordun, bilemezsin. kaç sigara içiyorum üst üste, kaç eski gazete okuyorum ilânlarına kadar. her sabah kaç bin güçlükle alışıyorum önümdeki güne, getireceklerine. --- spoiler ---

ikinci yenicilerin, ikinci yeniden sonra en büyük ortak paydasıdır. öyle bir kadındır işte, yaradılışı aşka aşık olmak olan adamlar için aşkın soyutluğunun en derinlerine kadar inmiş, onu bilinmeyenlerden gün yüzüne çıkartıp ete kemiğe büründürmüştür

--- spoiler --- evine bağlı, evinde olmayı seven bir adam. ‘akşamları biraz geç gel yahu bir erkek hiç dolaşmaz mı’ dedim. ertesi gün altıyı çeyrek geçe geldi. sonraki gün altı buçuk. normalde altıda gelirdi. bir gün toz aldım bezi silkelemek için pencereden eğildim ki kapının önünde oturmuş saatin dolmasını bekliyor. — tomris uyar --- spoiler ---

kendilerini hep kıskanmışımdır cemal süreya 'nın aşk şiirlerinin konusu olmak edip'in dostluğuyla sevdasını kazanmak ve bir bozuk saat yürekli turgut 'un yüreğinde durmak i̇m re ni le si

nedense sevmiyorum bu kadını, kime kuyruk salladığı belli değildi yalansa yalan deyiverin.

bu kadının ismini her duyduğumda ve gördüğümde aklıma tomris katun gelir

hayatımda ciddi anlamda kıskandığım kadınların başında gelir. o zaman ne diyelim; (bkz: adına şiir yazılmamış kadınlara selam olsun)

kadın resmen ikinci yenicilere yön vermiş. bütün şairleri kendine nasıl aşık etti acaba. (bkz: ülkü tamer) (bkz: cemal süreya) (bkz: turgut uyar ) (bkz: edip cansever )

Hiçbir zaman bir erkeğe bağlı kalmak istememesine rağmen turgut uyar'ın soyadıyla tanınması beni üzüyor. Tabi bir de Küçük prens kitabının çevirisini başka bir aşığı olan Cemal Süreya ile birlikte yapması var. Sonsuza dek isimleri alt alta olacak ama başka adamın soyadıyla. Küçük Prens

--- spoiler --- sevginin yalnızca bir duygu olmadığını, bilgi de gerektirdiğini kendimden biliyorum. sevgi savurganlığım yüzünden habire su vererek çürüttüğüm kaktüsler hâlâ aklımda. bir dostum 'iyi ki akvaryumda balık beslemiyorsun' demişti, 'herhalde havasız kalmalarına üzülür sudan çıkarırdın onları...' --- spoiler ---

Bir kereliğine bile olsa oturup sohbet etme imkanım olsaydı dediğim yazarlardan biri kendisi. Bugün vefatının 17. yılı. Seçmek zor olsa da bana en dokunan cümlelerini bırakayım şöyle: "İstemeye hakkım var mı bilmem, ama seni yürekten ilgilendiren şeyleri, başkalarına anlatmaktan kaçınacağın şeyleri duymak isterdim. Anlat bana..." (bkz: Yürekte bukağı)

severim bu kadını. hakkında yazılan kötü yorumlar bir miktar üzüyor beni.çünkü kendisi evet ikinci yenicilerin hepsiyle birlikte olmuş gibi görünse de aynı anda ikisiyle birlikte olmamış. lise yıllarında ülkü tamer ile seviyorlar birbirlerini sonra evleniyorlar bir çocukları oluyor ama bebek ölünce duygusal olarak çöküyorlar ve ayrılıyorlar.. sonra cemal süreyya ile tanışmışlar daha doğrusu daha ülkü'den ayrılmadan önce tanışmışlar cemal ile. arkadaşlıkları rakı masasında başlamış sonra 3 yıl süren tutkulu bir aşka evrilmiş. 3 yıldan sonra dostluğa bırakmışlar yerini. Ama cemal'i turgut uyar için bıraktığını söylemek bir nebze de olsa makul sayılır. çünkü yazılanlara göre cemal'den ayrılmayı düşündüğü sırada turgut ile tanışmış. bence öyle değil. turgut ile tanıştığı için cemal'den ayrılmış. böyle kadınlar aşksız ve yalnız kalamazlar gibi geliyor. neyse turgutla tanışıyorlar çok seviyorlar çok aşık oluyorlar. bir oğulları oluyor onun da adı turgut. sonra 1985 te turgut ölüyor. edip cansever konusuna girmiyorum bile. o aynı rakı sofrasına oturup arkadaşının sevdiğine, karısına yan gözle bakmış bir adam. ama yine de yazdığı şiirler çok iyi. belki de bu hayatta tomris gibi tutkulu bir kadın değiliz diye böyle he sevilmeyişimizden vuruluyoruz.

Bir erkeğin merhametini sevin. Yakışıklılık geçer gider. Para; mal, mülk tükenir. Ama merhamet kalıcıdır ve bir erkeğe en çok merhamet yakışır.

" Çok bağırdım, duyulmadı. Artık fısıldamam bile " demiş. Çok iyi demiş.