bazı din ve inançların ahiret kavramlarında yer alan, kötüler ve iyilerin sınıfına sokulamayan, inançlı günahkarların veya günah ve sevapları eşit olanların gideceği geçici arınma yeri, nihai ahiret mekanları arasında olduğuna inanılan yer, çoğunlukla dağ. sözcük olarak, arapça "kum tepesi" anlamındaki "urf"un çoğul halidir.
islamda bu kavramın adı araftır. diğer dinlerdeki benzer yerler için de türkçede anlam ve kullanımının oturmuş olması sebebiyle, bu ad kullanılır. araf farklı inanç ve dillerde farklı sözcüklerle ifade edilir.(bkz: araf suresi)
araf'ın cennet ile cehennem arasında bulunan bir yer olduğuna inanılır. günah ve sevapları eşit olduğundan cennet ya da cehenneme giremeyenlerin bekletildikleri yer olarak bilinen araf'ın kur'an'daki tasviri şöyledir:
"46- iki taraf arasında bir engel ve tepeler üstünde hepsini yüzlerinden tanıyan adamlar vardır. cennete gireceklere: 'selam size' derler, ki bunlar, henüz girmeyen fakat 'şiddetle arzu edip umanlardır.'
47- gözleri cehennem halkından yana çevrilince: 'rabbimiz, bizi zalimler topluluğuyla birlikte kılma' derler.
48- burcun üstündeki adamlar, kendilerini yüzlerinden tanıdıkları adamlara seslenerek derler ki: 'ne toplamış olmanız, ne büyüklük taslamanız size bir yarar sağlamadı.'
49- 'kendilerine allah'ın bir rahmet eriştirmeyeceğine yemin ettiğiniz kimseler bunlar mıydı? girin cennete. sizin için korku yoktur ve mahzun olmayacaksınız.'
bir nuri pakdil şiiri.
--- spoiler ---
geliyor üstümüze bir yakup titremesi, değişimin belirtisi şapkanın ironisi.
kutlu öğleüstü ve akşam üstü, özellikle şimdi akşam üstü.
hiç eskimiyor ortadoğuda zaman, çünkü en verimli bir alçı.
dinç vakur sade genç elleri, belirledi açıkça kutsal kitapta bütün kelimeleri.
sözü alıp bindi sağlam at gibi üstüne, ömrümüzün orağı gamı alıp kırdı.
ölümse sabırlı bir hüma kuşu, hannâne direği ölçüledi varoluşu.
denizi bir solukta içtim de, tuz ve toprak kaldı geride.
iştahlıyım bağımsızlığa savaşa özgürlüğe, bu ilkeler her ülkede girecek yürürlüğe.
--- spoiler ---
0
+
-entiri.verilen_downvote
elif şafak kitabıdır.
-''kelimelere dökülememiş şeyleri en yalansız olarak gözler söyler.''
-"bir insanın hayatından daha kıymetli nesi olur derlerse hiç düşünmeden yavrusu derim. bir annenin gözünde çocuğu dünyanın en güzel çocuğu, burnuna çektiğin kokusu cennet kokusu, ağlarken bile sesi evrenin en güzel nağmesi diye yemin edebilirim."
mor ve ötesi şarkısıdır.
-
kalbin işine bak yüzüne bakamaz
ağlar durur sen uyurken
"yalnız olamayan böyle mi yapar?" dersen anlarım
aşkın içine bak, en güzeline
hem var hem yok mu, bile bile
adalet yok ya, canımı yakar bu sessizlik
yerimi bilmem
bilmem ne taraftayım
sesimi duymam
ne zamandır araftayım
aşkın içine bak, en güzeline
hem var hem yok mu, bile bile
adalet yok ya, canımı yakar bu sessizlik
yerimi bilmem
bilmem ne taraftayım
sesimi duymam
ne zamandır araftayım
yerimi bilmem
bilmem ne taraftayım
sesimi duymam
ne zamandır araftayım
kimler varmış içimde yoklama yaptım
deliler çıktı, cellatlar bir de şeytanlar
yerimi bilmem
bilmem ne taraftayım
sesimi duymam
ne zamandır araftayım
yerimi bilmem
bilmem ne taraftayım
sesimi duymam
ne zamandır araftayım
araftayım
araftayım
kalbin işine bak yüzüne bakamaz
ağlar durur sen uyurken
1
+
-entiri.verilen_downvote
en sevdiğim mor ve ötesi şarkısı. bu ara taktığım şarkılardan biri.
--- spoiler ---
kalbin işine bak yüzüne bakamaz
ağlar durur sen uyurken.
yalnız olamayan böyle mi yapar dersen anlarım.
aşkın içine bak, en güzeline
hem var hem yok mu, bile bile
adalet yok ya, canımı yakar bu sessizlik
yerimi bilmem,
bilmem ne taraftayım.
sesimi duymam,
ne zamandır araftayım
kimler varmış içimde yoklama yaptım.
deliler çıktı, cellatlar, bir de şeytanlar.
--- spoiler ---
0
hayır en sevdiğin değil, atma dolu dursun diye - su dolu suluk 19.10.2020 15:50:50 |#3993828
2
+
-entiri.verilen_downvote
Cennetle cehennem arasında bir yer. Buraya düşenlerin genelde canları sıkılır ama oldukça fazla kişi arafta olacağı için çok da sıkıcı olmaz belki. Yeni arkadaşlıklar edinilebilir. Sessiz sinema falan oynanır.
4
arkadaş bir gitmiş gelmiş ortamın havasını almış pek sarmayınca geri dönmüş olsa gerek - nedenolsunmood 15.09.2020 00:58:23 |#3952693
Ne herşey yolunda ne de hiçbir şey rast değil. Garip. Ben bu dünyanın arafındayım.
0
+
-entiri.verilen_downvote
karışık çalmada karşıma çıkan şarkı, uzun zamandır dinlemiyordum.
link
--- spoiler ---
aşkın içine bak, en güzeline
hem var hem yok mu, bile bile
adalet yok ya, canımı yakar bu sessizlik
--- spoiler ---
1
+
-entiri.verilen_downvote
mükemmel ötesi mor ve ötesi şarkısı. link
"..yerimi bilmem
bilmem ne taraftayım
sesimi duymam
ne zamandır araftayım.."
1
+
-entiri.verilen_downvote
mor ve ötesi'nin harbiye konserini izlediğimde araf kelimesinin ilk a'sının uzun okunduğunu öğrenmiştim.
Öyle bir yerdi ki, nefes aldığının farkında olmaksızın kendini yaşatmaya çalışırken cennete ayak basmak için nefes nefese kalan masumiyetine inat kafanın içindeki pisliğin çeki cehenneme sürüklediği bir yer, araf.
Masumiyetinin son kırıntıları kalır gibi göğüs kafesine yapışan yürek parçalarını hissettiğinde tüm kan sanki bedenindeki bir iç kanamayı ona yaşatıyordu, kalbini hissetmiyor parçalarını hissediyordu ama kırılmamıştı; kırgınlık yoktu. Paramparçaydı… birbiriyle yapıştırılmayacak kadar paramparçaydı kalbi, mecazi bir anlama sahipti “kırgınlık” ve dört duvar gibi bedenini saran kaburgalarının arasında yaşananları tanımlayamazdı.
Kan kusmak istiyor ama öksürükleri pıhtıları dahi paramparça ederek pis kanı boğazından midesine indiriyordu bir su gibi: zehirli bir su.
“Orta Hayat” denen şeyde böyle baş başaydınız, değildiniz bile. Kendinizi zehirliyordunuz, parçalarınız yapışıyordu; korunamıyor, kusamıyordunuz. İskeletsizdiniz, çıplak bir ruhtunuz. Sağlıklı, sağlıksız olmaksızın bir vücudunuz yoktu, omurgasızdınız her şeyden önce…
Her şey bu kadar ortada bırakıyordu ve bu kadar rezil hissettiriyordu, cehenneme kaç adım vardı, cennete ne kadar uzaktık? Aşk yoktu, midedeki kelebekler zehirlenmişti. Yargılanmak, affedilmek yoktu… sinir bozucu derecede ılık ve esintisiz bir havaya esir düşmüştük ve burası dümdüzdü, vücutlarımızın içi dümdüz. Her şey hissediyorduk ama bir o kadar da nötr, hissetmiyorduk.
Sadece yaşananlar vardı: kalp parçaları, midemize inen sulanmış kan pıhtıları… İçinden şöyle geçirdi: “Lanet olsun, tanrı yok…”
Hissedilenler, yaşanılanları süsler… Tanrı inancı ise vicdan rahatlatırdı, her ne kadar çok günah işlersen işle, sırtın tanrıya dayanırdı.
“Whistle dark and don't cease, hidden down the meadow. This is like eternal and middle life inferno, try to believe the middle life”
Blueneck, Oig.