bugün
yenile
    1. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      yavşaklığın bir çeşidi.
    2. 3
      +
      -entiri.verilen_downvote
      maneviyat zayıflığıdır. insanlığın gelmiş olduğu iğrenç noktada rolü büyüktür. bu konuda biraz daha açıklama yapacak olursam insanlığa dünyaya adalete orantısız küfretmeye başlarım, susuyorum.
    3. 6
      +
      -entiri.verilen_downvote
      günümüzün en büyük engellerinden biri. manevi hastalık. şükürsüzlüğün ölçüsü hırs ve doyumsuzluk iken şükrün ölçüsü yetinme, razı olma ve memnun olmadır. küçük şeylere şükreden ama büyük şeyler için de çalışan insan kendisine yeni şükür kapıları açar. sanmayalım ki dert sadece biz de var, bizdeki derdi nimet sayanlar da var.
    4. -5
      +
      -entiri.verilen_downvote
      herkesin derdi kendine büyüktür. eline kıymık batan çocuğun da derdi var, evladını toprağa verenlerin de. şükür etmek gerekeni yapmayı engelleyip işi yaratıcıya atmaya sebep oluyorsa şükürsüz olun. neyse ben şükredip dua edeyip, hem daha kötüleri var. allah yapar her şeyi, eheheh.
    5. -6
      +
      -entiri.verilen_downvote
      olması gereken budur.
    6. -4
      +
      -entiri.verilen_downvote
      şükretmek en büyük sorunların anasıdır daha iyisini yapabilecekken neden yetiniyosun ? buna da şükür lafı kadar aciz bir laf daha olamaz
    7. 4
      +
      -entiri.verilen_downvote
      en nefret ettiğim şeydir. bakıyorum hayatıma çok şükür sağlıklıyım. çok şükür başımı sokacak bir yuvam var , ailem var. peki ben neden mutsuzum? neden onun gidişi bunca şeyi yokmuş gibi acıtıyor canımı, neden kendimi kimsesiz hissettiriryor. cidden kendimden nefret ediyorum ya.
    8. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      kapitalizmin yaydığı popüler hastalık. insanlar artık her şeyin daha iyisini ve daha fazlasını arıyor/istiyor. bu isteklerine sahip olunca da mutlu olabileceklerini zannediyorlar. bu tahminler yüzünden de daha çok para kazanma hırsına girip kapitalizme hizmet ederek sistem içerisine girip daha da kalıcı ve yaygın hale gelmelerine sebep oluyor. öyle bir dönemdeyiz ki. her ay araba değiştiren (minimum 250 bin lira değerlerindeki arabalar) yıllık en az milyonluk gelirleri olan insanların şükürsüzlükleri, şikayetleri ve ağlamaları yüzünden herkes aynı şekilde davranıyor. insan oğlunun arzularının sonu yok hiçbir zaman.
    9. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
    10. 3
      +
      -entiri.verilen_downvote
      yaklaşık 1 saat önce birisine bunun için kızdım. sürekli sen beni anlamıyosun, anlatamıyorum ben kendimi, benim yerimde biri olsa çoktan intihar ederdi gibi sürekli yakınıyodu. onun düzeyinde olan 100lerce insan var bilmiyor görmek istemiyo sıkıntı da burda görmek istemiyor. en çok dert kendisinde olan dertler gibi göstermeye yakınmaya çalışıyor. o kadar çok şütretcek şey varken, şükrettikçe rahatlıcak durumu varken yakınmayı seçiyor. şükretmekten çok kendimizinin planda tutma isteği var bütün sorunlar bundan türüyo.
    11. 13
      +
      -entiri.verilen_downvote
      düşmekten en çok korktuğum gaflet. şükür, en güçlü sünnetlerden biridir. eldekilerin değerine tekrar tekrar varmaktır, onları en iyi şekilde değerlendirmenin başlangıcıdır. her şeye ve herkese rağmen hamdolsun diyebilmektir. başkalarının işiteceği şekilde şükür etmekse en makbul olanıdır. çünkü o ettiğiniz şükre tanık olan birisi, "ya hu ben niye şükür etmiyorum?" diyebilir kendi kendine. buna vesile olabilirsiniz şükrünüzü sesli bir şekilde dile getirerek. uzun zamandan beri kendime verdiğim bir koşuldur; ettiğim şükür sayısı, ettiğim küfür sayısından daha çok olmalı. gönül isterdi ki hiç küfür etmeyim.. ama ne yazık ki bu mümkün gözükmüyor. . bu başlığa şöyle bir bakındım da, olaya en bakılmaması gereken yerden bakanlar olmuş. aga siz niye şükür etmeyi "olduğun yere demir atarak, gelişimi durdurarak azla yetinmek" olarak değerlendiriyorsunuz? bu bir nevi salaklık. şükür etmek böyle bir şey değil ulan. iyi, kötü her durumda yola devam etmek için bir ateşlemedir şükür. haddinden fazlasına göz dikmemektir. hak yememektir. ve nereden bakarsanız bakın, bugün neredeyse her çatışmanın yegane sorunudur şükürsüzlük. insanoğlu, yaşamasına yetecek kadar bir avuç toprakla yetinmediği için dünyaya göz dikti. ya da malum düzeni kuranlar da aynı şekilde şükürsüzlük ettikleri için insanları ve doğayı sömürdüler. sizin için daha iyi bir örnekle; komünizm bile bu yüzden tutmadı amk. insanın doğasındaki kibir yüzünden.. dediğiniz gibi şükür etmek salaklık değildir, aksine doğru kullanıldığında akıllıca olandır. sevgilinden mi ayrıldın? şükret. -her hayal gerçek olsa, insan bir noktadan sonra hayal kurmayı bırakırdı. hayaller, hayal kırıklarından beslenir. "bu sefer olacak.." inancı insanı yeni hayaller körüklemesini sağlar. ve bu arzu en çok kumarbazlarda vuku bulur.- karalar bağlama, yoluna devam et. - (#2295528) ülken savaşa mı girdi? yine de şükret. çünkü şükredersen elinde kalan olumlu şeylerin idrakine varır ve onları en iyi şekilde değerlendirmeye çalışırsın. atatürk'ün en iyi yaptığı şey budur. şark fatihi kazım karabekir, atama "ben ve askerlerim emrinizdeyiz paşam." dedikten sonra atatürk hiç mi bu duruma şükretmedi sanıyorsunuz? en çok o şükretmiştir. başka bir örnek; hazır şu sıralar yıl dönümü. çanakkale savaşı'nı düşünün. o savaşta bizim o kadar direnç göstermemizin en büyük unsurudur sürekli şükretmemiz. bir çanakkaleli olarak, detaylı bir şekilde defalarca bu savaşı incelemiş biri olarak söylüyorum bunu. başkası olsa "bu cephe çoktan düştü. geri çekilin!" nidalarıyla topukları mamadına vura vura kaçardı cepheden. biz o savaşta elde kalan 26 mayına ve nusret mayın gemisi'nin varlığına şükretmeseydik bugün her şey bambaşka olurdu. ya da seyit onbaşı arda kalan takatine şükretmeseydi, mermiyi topa yükleyecek vinç bozukken hiç öyle çıkıp da 4 kişinin zar zor taşıdığı 215 kiloluk mermiyi sırtlamaya çalışmazdı. -ayrıca; bu olay inanılmaz bir mucizedir. hayatı boyunca profesyonel bir şekilde antrenman yapmamış sıradan bir asker, bir hışımla 215 kilo kaldırıyor.. cep herkülü 190 kilo kaldırdığında dünya şaşkınlıktan ne diyeceğini şaşırmıştı. - link veya onca bilim insanı, onca sanatçı, onca yazar.. tüm yalnızlıklarına rağmen kendilerinin yanında olan kalem ve kağıtlarına şükretmeselerdi, dünya bugünkünden çağlar öncesinde bir konumda olurdu. velhasıl; şükür etmek, kendini dünyaya kapatıp hiçbir şey yapmayarak yaratandan medet ummak değildir. bunu iddia eden rahman ve rahim kavramlarından bihaberdir. şükür etmek, düşülen her çukurdan "hala adım atabileceğim bir ayağım var." diyerek kalkmak için kendini teşvik etmektir. -hastaneler bunun için biçilmiş kaftan mekanlardır.- mucks; "kendini farklı görme."